Çocukluğum || Texting

35.Bölüm

Medya Mert ve Öykü ♥
İyi okumalar

Mert'ten

Anonim ile olan son konuşmamıza kaşlarım çatık bir şekilde bakmaya yaklaşık 5 dakikadır devam ediyordum. Yetmiyor mesajlarımı tekrar tekrar okuyordum

Baya baya bana trip atmıştı. Ama ne yapmıştım ki ben?

Fotoğrafı gönderdikten sonra bir 5 dakika kendime gelememiştim ve ona yazamamıştım çünkü...

Çok güzeldi be!

Ama çok da pişmandım...

Çünkü her ne kadar yüzünü
- kalplerle özel olarak - kapatmış olsada onu bir yerden tanıyordum...

Çevremden biriydi fakat kimdi işte o? Aslında çevremde de o kadar kız yoktu. Bir playboy hiçbir zaman olmamıştım ya da bir badboy...

Ben ki bu zamana kadar öyle kızlarla yakınlık kurmamış Mert bir anonim ile 5 aydır mesajlaşıyordum.

Evet! Tam 5 ay olmuştu. 5 ay 14 gün...

İlk başlarda biri benimle dalga geçiyor zannetsemde sonralar da gayet de iyi bir şekilde anlamıştım. Bu kendi gibi kalbi de güzel olan kız beni seviyordu işte!

Ben halen düşüncelerim ile boğuşurken bir anda üzerime birinin atlaması ile yerimden sıçradım. Kafamı yanıma çevirince bana köpeğe benzeyen bir surat ifadesi ile bakan Berkayı görünce kaşlarım tekrar çatıldı. Bir rahat bırakmıyordu ki anasını satayım! Her dakika burnumun dibindeydi. Azıcık özel alana saygı lazım yahu!

Berkay halen köpek gibi bana bakarken bende ona ters ters bakarak "Ne var lan gevşek! " Dedim.

Bakışların da ya da yüzünün ifadesinde hiçbir değişim olmadıı. Arsızdı işte ne yapabilirim ki! Bizde onu böyle seviyorduk.

"Dökülecek misin artık? " Hafif kızgın bir sesle dediğim şeyle hemen konuşmaya başladı.

"Abi şimdi biz kızlarla konuştuk"

Kaşlarım hızla çatılırken "hangi kızlar" Diye sordum.

Berkay gözlerini devirerek cevap verdi "Hangi kızlar olabilir abi sende varya. Bizim kızlar işte Öykü, Şeyma, Melek ve" Kısık bir sesle devam etti "Duru"

Anlayışla gülümseyerek ona baktım. Berkay uzun zamandır Duruyu seviyordu ancak Duru'nun kendisine olan tavrı yüzünden konuşmuyordu. E haklıydı da aslınsa. Yan yana geldiklerinde kedi köpek gibi birbirlerini yemeye başlıyorlardı. Berkay'ın bu duruma olan üzüntüsünü bir biz görebiliyorduk birkaç kez onla konuşmaya çalışsamda ne yazık ki hiçbir işe yaramamıştı.

"İşte diyoruz ki kafeye gidelim"

Kafamı sallayarak onu onayladım "Olur kardeşim gidelim"

Berkay "Tamam o zaman ben kızlara haber vereyim ve hazırlanmaya başlayalım" Diyerek odadan çıktı.

Oturduğum koltuktan kalkarak aynamın önüne geçerek saçlarımı elimle karıştırdım ardından da biraz şekil vererek banyoya doğru adımladım. Üzerim giyinikti o yüzden değiştirmek gibi birşey yapmayacaktım. Banyoya geçtiğim zaman diş fırçamı alarak dişlerimi fırçalamaya başladım.

Dişlerimi de fırçalamayı bitirince ellerimi kot pantolonumun cebine koyarak salona doğru yürüdüm. Sinan telefonda sevgilisi ile mesajlaşıyor Berk ise boş boş tavana bakıyordu.

Elime bir yastık alır almaz Berkin kafasına attım. Berk hızla kalkarak bana baktı "Napıyorsun abi ya! Saçım bozuldu! " Sitem dolu sesine gülerek cevap verdim.

"Hayırdır kardeşim kendini birine mi beğendirmeye çalışıyorsun? "

Berk elini umursamazca sağa sola salladı "Aman abi bilmiyormusun normal halim işte"

Her ne kadar bu dediğini sakince söylemeye çalışsada Berk'i en çok tanıyan insanlar arasında olduğumdan dolayı yalan olduğunu çok iyi anlamıştım ama sıkmamak için öyle olsun anlamında gülerek kafamı salladım.

Berkay da yanımıza gelince Sinanı dürterek hayal aleminden çıkardım ve dışarıya çıktım. Tek bir arabayla gitmek istediğimiz için benim arabama geçtik. Arabayı çalıştırarak yanımda oturan Berk'e baktım ve "Nereye gidiyoruz" Diye sordum.

"******* kafeye gideceğiz kanka"

Tamam anlamında kafamı sallayarak onu onayladım ve gaza bastım. Kısa sürede oraya gitsek iyi olacaktı çünkü hava gerçekten çok kötüydü ve her an yağmur yağabilirdi.

______________~__________

"Ya şu çocuk çok tatlı değil mi?"

Telefonumda olan kafamı kaldırarak Öykü ve Melek'e baktım. Kafeye geleli neredeyse 20 dakika oluyordu ve kızlar birkaç çocuk hakkında konuşup konuşup duruyorlardı. Sinan, Berk ve Berkay'a bakınca onlarında bu durumdan oldukça rahatsız oldukları her hareketlerinden belliydi.

En sonunda Sinan dayanamamış olacak ki "Hangi çocukmuş bu? " Diye sordu. Şeyma hemen Sinan'a baktı ve elindeki telefonu alarak bizim tarafa doğru geldi. Telefonu masaya hepimizin görebileceği bir açıyla yerleştirdi.

"Öyküye yanık bir çocuk. İki sene önce ona çoğu kez çıkma teklifi etti de Öykü kabul etmedi. Fakat çocuk değişmişte gelmiş şuan bence tekrar düşünebilir Öykü. Bu taş kaçmaz! "

İçim tuhaf bir duyguyla dolarken Öyküye döndüm. " Sen ne diyorsun peki bu duruma? "

Öykü yüzünü buruşturarak kafasını sağa sola salladı tam cevap verecekken Melek ayağa kalkarak onu susturdu. "Ne düşünecek canım! Tabiki de evet diyecek. Yoksa yalnızlıktan ölecek. "

Anlamlandıramadığım bir duygunun içimi sarması ile zaten çatık olan kaşlarım daha da çatıldı. Öykü'nün bana bakıp yutkunması ile kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Şuan korkunç durduğumu biliyordum. Beyaz bir ten rengim olduğundan sinirlenince direkt olarak damarlarım karşımdaki insalara el sallıyordu.

Sonra bir anda farkettiğim şeyle donup kaldım. Öykü'nün başka biri ile görüşmesi ya da başka birini sevecek olma ihtimali beni niye bu kadar germişti ki?

Benden uzun bir ara bölüm beklemeyin şsbxşsbdls hafta da 3 bölüm rekor kırdım sanırsam dlxbxsşxhsl

Yaram büyük...

Finale çok çok az kaldı en az 10 bölüm yani belki o kadar az değil ama lsbfşsfjls şuan taslakta da birkaç bölüm var o yüzden içim bir sıkıntıyla doluyor yazmak istemiyorum yav 🤦🏻‍♀️

Bu aradaa! Tabiki de Çocukluğum bittikten sonra kitap yazmaya devam edeceğim ve şimdiden 2 kitabı yazmaya başladım fakat ilk hangisini yayımlayayım bilmiyorum okur musunuz onu da bilmiyorum lsbxşsbxşsd

Gerilim, korku, aşk ve aksiyon dolu bir texting olacak inşallah dşbxşsbxşs kafamda mükemmel şeyler var umarım da başarırım

Yakında ilk bölümü yayımlayacağım bazı şeyleri halletmeye çalışıyorum (kapak, bölümler vb...)

Sizleri çoook seviyorum kendinize çok dikkat edin ve lütfen gerekmedikçe evden çıkmayın ♥