39.Bölüm

2.7K 172 39
                                    

İyi okumalar ♥

Çocukluğum: Ya saçmalama!

Çocukluğum: Ağla diyemi dedim ben bunu?

Çocukluğum: Anonim?

Çocukluğum: Anonim'im?

Çocukluğum: Kız gelsene buraya!

Mesajları bildirim panelinden okurken bir yandan da göz yaşlarımı siliyordum. Ne var canım? Onca yıl beklediğin insanın sana böyle güzel sözler söylemesi her insanı duygulandırır şimdi şey yapmayalım lütfen.

Tam gülümseyerek mesajlara girecekken gördüğüm tarih ile bir anda donup kaldım. Ellerimin titremesini engellemeye çalışarak. Hızla takvime girdim.

Mert'in annesinin ölüm yıldönümüne sadece 1 ay kalmıştı...

Ve tabi Mert'in doğum gününe de...

Saate baktığımda sekiz olduğunu görünce kızların gittiğinden emin olarak rahat bir nefes verdim - ya da çalıştım - Bunu hazmetmek için uyusam iyi olacaktı.

Üstümü değiştirerek yatağıma girdim ve yorganımı üzerime çektim. Gözlerim yaşarırken kendimi uyumaya zorladım.

Gözlerimi açtığımda kendimi bir yerde uzanırken buldum. Her ne kadar sırtım ağrısa da kalkmaya çalıştım. Bir iki denemeden sonra kalkınca nerede olduğumu anlamak için etrafıma bakındım. Yemyeşil bir orman ve ormanın sonunda görünen bir nehir vardı. Ağaçlara bakınca yeşil, kırmızı, sarı renklerinde elma ağaçları ilk önce gözüme çarptı. Mis gibi çilek kokusu da burnuma geliyordu. Sahiden neredeydim ben?

Biraz ilerlemenin en mantıklısı olacağını düşünerek gözlerimi açtığımdan beri gözüme çarpan nehire doğru yürümeye başladım. Ne kadar saçma olsa da Nehirin rengi sanki Mert'in gözlerinin rengindeydi.

İlerleyince nehrin kenarında oturan sarı saçlı bir kadın dikkatimi çekti. Onun nerede olduğumuzu bildiğini düşünerek yanına doğru gittim. Ben tam ona seslenecekken bir anda bana döndü.

İşte o zaman kal gelmiş gibi dondum. Mert'in annesinin ya bir ikiziydi ya da annesiydi. Ama bu nasıl olabilir ki?

Yumuşak bir ifade ile gülümseyince daha da güzelleşen yüzüne hayran hayran bakmaya devam ettim.

"Bende seni bekliyordum kızım? "

Kekelememeye çalışarak "Nasıl yani? " Diye sordum.

Anlayışla gülümsedi ve elimi tutarak ağaçlardan yapılmış bir oturağa oturttu. Kendisi de yanımdaki oturağa oturunca açıklaması için sabırsızlıkla ona baktım.

"Merakını anlıyorum. Anlatmadan önce sana birşey demem lazım. Teşekkür ederim Öykü. Mert'i benden sonra bu kadar seven birinin arkasında olduğunu bilmek beni daha da mutlu ediyor. Emin ol bir gün oda senin değerini anlayacak ve bence bu o kadar da geç değil. "

Dedikleri ile zaten hızlı atan kalbim daha da hızlandı. Kalp krizi geçirmezsem iyiydi.

"Ben gerçekten anlamıyorum. "

Derin nefes aldı. "Mert doğduğu zaman onu sadece birkez koklayabildim. Sonrasında ise kalbim daha fazla dayanmadı ve öldüm. Doktorlar zaten eğer Mert'i doğurursam öleceğimi diyorlardı ama nasıl oğlumdan vazgeçebilirdim ki? Oğlumu her zaman buradan izledim. Her ne kadar annemi suçlu buluyorum dese de için için kendisini suçlu bulduğunu biliyorum. Ama bunu daha fazla istemiyorum. Öykü Mert'in yanında ol kızım. Onca yıl dayandı ancak bu sefer güçlü olmaz. Bu yıl güçten düştü. Sen onun enerji deposu gibi birşeysin. Senle , ah! Daha doğrusu anonim ile konuşmak onu güçlendiriyor. Kendisini sevenlerin olduğunu bilmek daha doğrusu senin gibi yüce yürekli bir kızın onu sevdiğini bilmek. Onu mutlu ediyor. "

Yüzüme düşen saçımı kulağımın arkasına iterek konuşmaya devam etti. "Daha fazla bekleme kızım. Onu daha fazla yalnız bırakma. Karşısına çıkma vaktin geldi. Artık mutlu olma zamanı"

Nefes nefese ve terlemiş bir şekilde yatağımda gözlerimi açtım. Ne yani? Rüyamıydı bu? Ama bana bir mesaj olduğuna eminim. Bu kadar basit olamazdı.

Gözlerimi son kez kapatarak açtım. Karar vermiştim. 1 ay sonra Mert'in karşısına çıkacaktım...

Evet! Merhabalar! Ramazan'ın ilk günü bir bölüm gelmesin mi beaa? Şsbxşsbxşs

Hayırlı Ramazanlar dilerim 🌙

Sizleri çook seviyorum ♥ Kendinize iyi bakın 🌼

Bir daha ki bölüm Pazartesi

Çocukluğum || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin