KADAVRA-5

1.1K 68 85
                                    

-o piskopat geri döndü ve bu sefer niyeti gerçekten hiç iyi değil... Bilmiyorum şuana kadar kendinden beklenmeyecek hiçbir şey yapmadı...

Sabah gözlerimi Arda'nın salondan gelen sesiyle açtım. İyice gerindikten sonra kalktım ve saate baktım.

Saat 12 olmuştu ve biz okula bayağı geç kalmıştık. Hemen aşağı indim ve Arda'yı buldum. Mutfakta kahvaltı hazırlıyordu.

-Arda neden uyandırmadın? Okula çok geç kalmışız.

-bunu şimdi konuşmayalım. Doruk gelince anlatacağız her şeyi sana.

-sen kiminle konuşuyordun?

-kimseyle...

-ben gelince kapattın ya.

-seninle alakalı bir şey değil güzellik.

Kaşlarımı çattım ama bir şey demeyip masaya geçtim. Arda gerçekten mutfakta harikalar yaratıyordu. Bugün de öyle yapmıştı ve ben çok güzel bir ziyafet çekmiştim.

Kahvaltıdan kalktığımızda saat 1'i geçiyordu.

-Doruk nerede kaldı?

-okul çıkışında gelecek. Masayı toplamama yardım et hadi.

Hemen harekete geçtik ve her yeri toparladık. Temiz olmayı seven ama temizlik yapmaktan nefret eden bir insandım. Arda da bunu bildiği için evi temizlememe yardım etti.

Saat 4'e gelirken kapı çaldı. Hemen gidip kapıyı açtığımda Doruk sinirden yüzü kıpkırmızı bir şekilde içeri girdi.

-Doruk? Bir sıkıntı mı var yoksa.

-evet bir sıkıntı var. İçeri geç anlatacağım.

İçeri geçip oturduğumuzda Doruk söze başladı.

-ne yaptıysam Ela'yı ikna edemedim. Tutturdu ben o adamı seviyorum diye. Ben de ona eğer o adamla ilişkini bitirmezsen bir daha yanımıza yaklaşma dedim biraz ağladı sızladı sonra aşkımdan vazgeçmeyeceğim deyip gitti.

-nasıl yani doğru mu anladım ben? Ela sırf o adam için kaç senelik dostlarını mı bıraktı.

-aynen öyle Kayra. Sen hala saf salak takılmaya devam et. İnsanlara bu kadar çok güvenmekten de vazgeç artık. Ela seninle konuşmak için yanına gelirse sakın ama sakın konuşmayacaksın.

Gözlerim dolmaya başlayınca kendime lanet ettim. Doruk hep haklıydı. Ela'nın tek derdi zengin ve yakışıklı bir sevgili bulmaktı her zaman. Şimdi o sevgiliyi bulmuştu ve onun için bizi satmıştı.

-sakın o kız için göz yaşı dökeyim deme!

Doruk sinirle bana bağırdığında yerimden sıçradım.

-bağırma oğlum kıza. Onun ne suçu var?

-ağlamayacak! O kız yüzünden bizim başımıza neler geldi şimdi o kız hepsini silip atıyor. Sen de onu hayatından sileceksin ve bir daha onun için de ağladığını görmeyeceğim anlaşıldı mı?

Doruk aslında sinirlenmemişti. Üzülmüştü. Bunu yansıtmamak için de duygularını başka tarafa çekmeye çalışıyordu.

-tamam abicim sen git biraz Kayra'nın odasına dinlen.

Doruk kafasını sallayıp gidince rahatça göz yaşlarımı dökmeye başladım.

-ona inanamıyorum! Sırf bir sapık için bizi bıraktığına inanamıyorum!

-şştt.. Tamam sakin ol belki bir gün pişman olup geri gelir. Toparla kendini.

-hadi senle beni geçtim. Doruk onu korumak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Bu yaptığı tam bir nankörlük.

KADAVRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin