KADAVRA-9

940 53 134
                                    

"Arda?!"

Lütfen Allah'ım. Lütfen düşündüğüm şey olmasın.

"odana git Kayra" diye bağırdı Barlas fakat onu takmadım. 

"Kayra... Güzelim bak önce bir beni dinle..."

"neyini dinleyeceğim ya senin! Ben de seni dost sanmıştım. Nasıl bunu bana yapabildin?! Doruk'un beni kurtarmak için yaptığı şeylere nasıl olur da engel olmaya çalışırsın?!"

"yeter kes sesini. Yürü çabuk!" diyen Barlas kolumdan tutup hızla indiğim merdivenlerden beni çıkarmaya başladı. Ondan kurtulmaya çalışsam da hiç etki etmedi ve beni odama ittirdi. Ardından kapıyı kapattı ve üstüme kilitledi.

"çıkar beni buradan hayvan herif! Bıkmadın mı hayatımı mahvetmekten..." kapıya sert bir tekme attıktan sonra yere çöktüm. Ne ailem ne arkadaşlarım hepsini kaybetmiştim. Bir tek Doruk vardı yanımda. O kadar çok özlemiştim ki onu. Sırf benim için babasıyla konuşmaya gitmesi biraz da kendimi suçlu hissetmeme neden olmuştu. Doruk her zaman babasını sevmediğini söylerdi. Fakat aklıma bir şey daha takılmıştı. Arda mafya babalarından bahsetmişti. Doruk'un babasının mafya olduğundan haberim yoktu. Umarım benim yüzümden başını belaya sokmamıştır diye düşündüm. Başıma ne geldiyse hep onu dinlemediğim için gelmişti.

ah be Doruk. Şuradan bir kurtulayım o zaman hiç sözünden çıkmayacağım.

Doruk'tan

Toplantı bitmiş herkes dağılmıştı. Babam toplantı süresince herkese emir vermiş, görevini yapmayanların canını  alacağını kesin bir dille belirtmişti. Henüz tamamlanmış bir planımız yoktu. Elimizden geldiğince çabuk sonuç almak istesem de eğer sabretmezsem çok daha kötü şeyler olabilirdi ve ben bu ihtimalleri gözümün önüne dahi getirmek istemiyordum.

"evlat ilk işimiz sana iyi bir silah eğitimi vermek olacak. Sokak dövüşçüleri gibi dövüşerek alamazsın o kızı. Her türlü saldırıya karşı bir tepkin olmalı. Hemen sıkı bir çalışma programı hazırlatacağım sana. En kaliteli eğitmeni tuttum. Bundan sonra vaktini onunla geçireceksin. O eğitmen şuan seni bahçede bekliyor. Hadi git ve Savaş Güroğlu'nun oğlu kimmiş herkese göster"

Babamın gazlayıcı konuşmasıyla bahçeye yöneldim. Bakalım kimmiş bu yeni eğitmen.

Bahçeye çıktığımda benim boylarımda oldukça yapılı genç bir adam gördüm. Beni görünce gülümsedi ve yanıma geldi. Tanışacağız zannederken bir anda yüzüme yumruk sallamasıyla şaşırmaya bile fırsat bulamadan reflekslerim devreye girdi ve adamın bileğini tutup sıkarken buldum kendimi.

"vaay. Beni şaşırttın. Ben daha çok liseli pısırık bir çocuk bekliyordum"

"o zaman daha çok beklersin" dedim ve suratına yumruğumu geçirdim. Kafası biraz yana dönse de hemen toparlandı ve bana bakıp güldü. Ben de gülümsedim. Stres atmak gerçekten bana iyi gelecekti.

Yaklaşık 2 saat yumruklarımız  havada uçuştuktan sonra bitmiş bir halde kendimi bahçedeki koltuğa attım. Eğitmenim de kendisini yanıma bıraktı.

"iyi maçtı. Tebrik ederim." sadece kafamı sallamakla yetindim. Şaka maka herifin eli gerçekten ağırdı. Kaşımdan aşağı doğru süzülen kanı hissediyordum. Onun da durumu pek iç açıcı değildi. Göz altlarında ve elmacık kemiklerinin orada morarmaya yüz tutmuş kızarıklıklar vardı.

"sana sadece yarım saat mola. Sonra devam edeceğiz"

"sıkılmadın mı dayak yemekten" dedim sırıtarak.

"bu sefer o kadar emin olma. Sıradaki maçta bıçaklı bir insana karşı elinde hiçbir şey olmadan nasıl kendini savunursun onu göreceğiz" dedi. Gayet eğlenen bir ses tonuyla konuşması sinirimi bozmuştu.

KADAVRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin