KADAVRA-19

717 59 32
                                    

Adamın masaya döktüğü tozu eğilip içime çektiğimde yanlış bir hareket yapmamak için yüz ifademi hiç değiştirmeden doğruldum.

"tamam al malı"

Mustafa iti bana çantayı fırlattığı anda odanın dışından silah sesleri gelmeye başladı.

Silahına uzanmaya çalışan şerefsizin kolunu tutup çevirdikten sonra onu masaya yasladım.

"abi hemen gitmemiz lazım hadi"

Adamlarımın uyarısına uyarak dirseğimle ensesine vurup bayılttığım piçi yere attım.

"tamam alın şunu depoya götürün"

Çektiğim zehrin vücudumda dolaştığını hissediyordum. Başım deli gibi dönmeye başlamıştı.

Silkinerek kendime gelmeye çalıştım. Ardından mekandan çıkarak arabaya binip gaza bastım.

Kayra'dan

Yine uyku tutmamıştı ve ben Doruk'u bekliyordum. Saat çok geç değildi aslında ama zaten işinin uzun sürmeyeceğini söylemişti.

Yaklaşık 1 saat sonra kapının çalmasıyla ayaklandım ve kapıya yürüdüm. Mert yine kapıyı benden önce açmıştı. Doruk'un içeri girmesini beklerken onun Mert'in kollarında zar zor ayakta durduğunu görünce korkudan yüreğim ağzıma gelmişti.

"Doruk! İyi misin?"

Bir kere bile bana dönüp bakmayan adam hala başı yerde dengesini kurmaya çalışıyordu.

Mert'in "selçuk gel buraya! Ne oldu mekanda?" diye bağırmaya başlamasıyla etrafımıza birkaç adam geldi.

"abi arabayı çok kötü kullanınca hemen yolunu kesmek zorunda kaldık ve Doruk beyi kendi arabamıza aldık. Mustafa'nın odasındayken ne olduğunu bilmiyoruz ama"

Doruk'un yüzünü kavrayıp başını kaldırınca gözlerinin kan çanağına döndüğünü gördüm.

"Doruk korkuyorum bir şey söylesene!"

Mert ellerimi Doruk'un yüzünden çekti ve omzumdan tutarak hafif geriye ittirdi.

"odana git Kayra."

"ne oluyor Mert söylesene bir şey"

Onu o şekilde bırakıp odama gidersem içim kesinlikle rahat etmezdi.

"Kayra yanına birazdan gelip anlatacağım her şeyi. Şimdi git hemen!"

Mert'in son uyarısıyla istemeye istemeye odama gittim. Onu o şekilde bırakmak istemiyordum ama şuan ona hiçbir faydam olmayacaktı.

Tırnaklarımı kemire kemire geçen yarım saatin ardından kapım açıldı ve içeriye Mert girdi.

"uyuşturucu kullanmış. Muhtemelen bugünkü görev yüzüden. Merak etme yarın kendine gelir"

"Uyuşturucu mu? Ya bağımlı olursa?" diye endişemi dile getirdim.

"tek seferlikle bağımlı olacağını sanmıyorum. Belki canı ister ama kullanmayınca krize girmez sadece öfkelenir. Doruk iradesi güçlü biri endişenme"

"onun yanına gitmek istiyorum" dedim. Bugün onun iyi olduğunu görmeden uyuyamazdım.

"uyuyor şuan Kayra. Ayrıca ne olursa olsun kafası yerinde değil tehlikeli"

Doruk ne olursa olsun bana zarar vermezdi. Buna emindim. Şuan yardıma ihtiyacı vardı ve onu yalnız bırakamazdım.

Tabii Mert'i de asla ikna edemeyeceğim gerçeği vardı. Çünkü eğer ki Doruk bana zarar verirse Mert'in başı yanacaktı.

KADAVRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin