KADAVRA-17

713 59 12
                                    

Sevdiğim kişinin kollarında sıcacık ve güvende hissettiğim mükemmel bir gecenin sabahında yataktan kalkmak ve bu huzurlu ortamı bozmak istemiyordum. Ama bir yandan da içimde minik bir huzursuzluk vardı. Bugün Doruk taşınma mevzusunu babasıyla konuşacaktı ve o korkunç adamın vereceği tepkiden çekiniyordum.

O adamla karşılaşmak istemediğim için Doruk'tan babasıyla kahvaltıdan önce konuşmasını istemiştim. Konuşmadan hemen sonra arabaya atlayacak ve yine o adamın başka bir evine taşınacaktık. Her ne kadar bu meseleyi Doruk'la konuşup içime sinmediğini ve şehirdeki evimi satıp onun da katkısıyla başka bir ev alabileceğimizi söylesem de beni reddetmiş, ailemin bu olanları öğrenmesini istemediğini kesin bir dille belirtmişti.

Babam emekli askerdi ve böyle bir durumda her ne kadar şuan beni düşünmüyor olsalar da sırf vicdanlarını rahatlatmak için beni yanına almak isteyeceklerdi.

"ne düşünüyorsun?"

Doruk'un sesiyle daldığım yerden hafif sıçrayarak çıktığımda gülümsedi ve başıma bir öpücük kondurdu.

"babanı düşünüyordum ve Ela'yı. Bugün beni hastaneye götüreceğine söz vermiştin."

Doruk bunu hiç istemediğini belirtircesine ofladı.

"bu tarz şeylere şahit olman hoşuma gitmiyor. Ben artık bu bataklığın içindeyim ama seni buraya çekmeyeceğim. Bu yüzden güzel kafanı bunlara yormayıp sadece beni düşünsen olmaz mı?"

Her kelimesinde dudaklarıma yaklaştığında kalbimin bir kat daha hızlandığını hissediyordum. Doruk iyice yaklaşıp dudaklarımız arasında kısa bir mesafe bıraktığında aniden kapının açılmasıyla geri çekildi ve üstümde sadece onun tişörtü olduğu için açıkta kalan bacaklarımı örttü.

"çok pardon siz burada mıydınız ya?" diyen Mert mahçup mahçup bize bakıyordu.

"odamda olmamdan daha normal ne olabilir it. Sırasını mı buldun..."

Mert'in mahçup bakışları muzip bakışlara dönerken sırıttı.

"haa... Tamam ben sizi bölmeyeyim o zaman devam edin"

Benim yanaklarım kıpkırmızı olurken Doruk yanında duran masa lambasını hızla Mert'e fırlatınca Mert kahkaha atarak kapıyı kapatıp kaçtı.

"küfür etmeyeyeyim diyorum ama herif tam bir pezevenk"

"ya söz verdin beni Ela'ya götüreceğine" dedim konuyu değiştirmeye çalışarak.

"kızım sen hala orada mısın? Dün hizmetlilerden birine senin için alışveriş yapmasını istedim git onlardan kıyafet seç ve giyin. Ben de o sırada babamla konuşayım. Bütün kıyafetlerimin ırzına geçtin."

Aman sanki ben dedim bana kıyafetlerini ver diye. O gün mağazadan bizi sinirlenip çıkarmasaydın bunlar olmazdı.

Pes etmeye niyetim yoktu. Bugün Ela'nın yanına ya gidilecekti ya da gidilecekti.

Odama gidip özenle yerleştirilmiş kıyafetlere göz attım. İnce bir ten rengi külotlu çorap üstüne kot etek ve beyaz bir tişört giydim. Odada tedirginlikle beklerken içeriye Doruk girdi.

"ne oldu? Ne dedi baban?"

"kabul etti ama Mert'i de yanımızda götürecekmişiz."

"Mert ne alaka ya?"

Mert'i seviyordum. İyi biriydi ama neden Savaş beyin bu yönde bir isteğinin olduğunu anlamlandıramamıştım.

"önlemler falan işte. Eşyalarını valize yerleştir çıkarız birazdan."

KADAVRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin