Sabah babamın o kulak tırmalayıcı sesiyle uyandım, yüzümü buruşturup yataktan kalktım
"ahhh lan ben senin gibi yatak başlığını ağzına s*çarım "
2 kere başımı vurdum böyle birşey olamaz, en sonun da değiştireceğim ya.
Üstümü değiştirip aşağı indim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Babam salonda oturmuş içki içiyordu
"Baba?"
"Efendim kızım"
"Ben şirkete gidiyorum"
"Dikkatli ol kızım seni seviyorum"
Cevap vermeden çıktım ve şirkete gittim, patronum yani şu mafya jeon jungkook'un
Odasına gittim, boştu. Neden? Ganghe'ye bir sorayım.
Bir an dalgınlıkla
"ganghe şu jungkook nerde"
"jungkook?"
"ahh yani jungkook bey"
"bilmiyorum. Merak etme alışırsın o böyle 3 gün gelmez 1 gün gelir, geldiğinde de yüzün de yaralar olur, anlamıyorum ama yakında sende alışırsın"
"tamam"
Neden kekelediğimi bilmiyorum ama deyişik hissettim yani üzüntü değil acıma değil amlamıyorum yani..ahh Odama gideyim daha iyi düşünürüm.
Odama geldim oturdum masanın üstündeki bi yığın dosyayı kenara ittim, tabi jungkook beyimiz gelmeyince bütün işler bana düştü, her neyse benim düşünmem lazım.
1 gün geliyor 3 gün gelmiyor? geldiğinde yara bere içinde geliyor, ismin başlangıcı jung... HADİ BE şaka olmalı, yok yok o olamaz ama ama ona çok benziyo, hem mafya, offf aklım çorba oldu, yok yaa o değildir zaten kaçırıldım dedi neden bu şirketin başı olsun ki dimi y-yok ya öyle birşey olmaz dimi uff neyse şu dosyaları halledeyim akşam işim var.
~Akşam~
Babamın uyuduğuna emin olduğumda çıkıcaktım, ve bence uyumuştur yaa. Kalktım ve üstümü değiştirdim.
Büyük beden siyah bi t-shirt giydim, altımada siyah bi pantolon saçlarımı dağınık bıraktım, üzerime bir kapşon alıp giydim şapkasını kafama geçirdim, ve çıktım kafam eğik dün ki sokağa geçtim bi araba vardı ve bindim.
"hoşgeldiniz efendim tam zamanında geldiniz"
"tamam hadi çok konuşma gidelim"
Dedim ve arabayı çalıştırdı, geldiğimiz yer restorant değil resmen kulübe bune?
Arabadan indim ve kapıyı çaldım, açan yoktu, en son ayakkabı mın önünde bi not vardı açıp baktım ve...
Burada sizi mal mal bekletmişim (Ha bu arada notu silmişimburayısilerkenhehe şimdi biletler uydurucam)
'Merhaba Maria seni çok güzel bir süprizle karşıladım değilmi. Seni uğraştırmayı seviyorum şimdi bu alta yazılı adrese gel'
Sinirden kuduruyordum, beni nasıl kandıra bilirdi sinirle ayağımı yere vurup koşarak arabaya geldim,
Elimdeki kağıdı şoföre gösterip.
" çabuk buraya gidiyoruz çabuk!"
Şoför kafasını sallayıp sürmeye başladı
"geldik efendim"
Arabadan indim ve önümde kocaman bir depo vardı, benim mekanım bunun yanın da sönük kalırdı, şunu anladım ki ben bunu tek başıma yapamıyacağım. Tamam lee kang la konuşa bilirim ama bunu tek başıma yapamam, kendime yeni ortak bulmam lazım ama nasıl? Neyse bunu sonra konuşuruz kapını önüne geldim yavaşça kapıyı açtım. Ve gördüklerim beni dehşete düşürmüştü.
