İŞ İSTEĞİ

212 37 26
                                    

"Evet, Yağmur. Dinliyorum. Ne söyleyeceksin?"

"Şey..."

"Ney?"

"Unuttum." bana gülmeye başladı.

"Çok mu komik!"

"Çok değişiksin Yağmur ya!" anlamayan gözlerle önce ona tuhaf tuhaf baktım. Sonra gürledim:

"Sensin değişik!" biraz durduktan sonra devam ettim:

"Heh! Hatırladım. Senden bir ricam olacak."

Şaşkın şaşkın gözlerle bakarak:
"Benden mi?"

"Evet. Senin çalıştığın yerde bana görede iş var mı?"

"İş mi arıyorsun? Üstelik benimle aynı yerde çalışmak istiyorsun!"

"Yok, sadece ,bana göre iş var mı, diye sordum. Can sıkıntısından sordum yani. Hasbinallah ya sabır ya selamet! Sormadım var say."
Tam döndüm gidiyordum ki bana seslendi:

"Yağmur, yarın buluşalım. Sana göre bir iş var."

Arkama baktım. Gülümseyerek teşekkür ettim ve hızlı adımlarla yurda girdim. Sonra durdum. 'Buluşalım' mı demişti o. Bana yardım mı edecekti? Bu çocuk gerçekten değişiyor mu yoksa?

İçeri girdiğimde Hayal yatağında oturuyordu. Beni görünce hemen kalkıp sarıldı.

"Ödüm koptu sana bir şey oldu diye! İyi misin?"

İki elimle şakaklarımı ovuşturarak:
"Evet, iyiyim. Sadece başıma bir ağrı saplandı." dedim.

"Benim başıma da Van saplandı."

Bunu beklemiyordum. Bir an bakıştık. İkimizde bu cümlenin sahibinin Hayal olmasına çok şaşırmıştık. Ben dayanamadım ve bağıra bağıra gülmeye başladım. Hayal ise olayın şokunda hâlâ bana bakıyordu.

"Bu iğrenç espiriyi ben mi yaptım. Kendimden tiksiniyorum."

Ben ise kendimi yatağıma atmış hâlâ gülüyordum. Hayal devam etti:

"Ayrıca sen midem rahatsız diye hastaneye gitmemiş miydin?"

"Şey... Evet ama şuan başım ağrıyor. Hastanede çok gürültü vardı çoluk çocuk hep hasta."

"Bu mevsimler tehlikeli. Dikkat etmek lazım."

"Kamu spotun bittiyse ilacımı içip uyumak istiyorum."

"Of, peki ne yaparsan yap!"

O bunları söylerken ben çoktan ilacımı içip uykuya dalmıştım. Sabah erken uyandım. Çünkü çok erken uyumuştum. Ve bir anda kafama dank etti. Bugün genel temizlik vardı ve dışarı çıkmak yasaktı. Muhteşem! Hemen küçük sırt çantama bir,iki atıştırmalık ve kulaklığımı koydum. Telefonumuda cebime koydum. Camı açtım. Oda ikinci kattaydı. Camın dibinde, dalları çok güçlü, kocaman bir çınar ağacı vardı. Cama en yakın dalına tutunmaya çalıştım. Az kalsın düşecektim ama son anda tutunmayı başardım. Ağacın gövdesine ilerledim ve dikkatlice aşağı indim. Yere az mesafe kalınca atlamayı tercih ettim. Dizlerimin ve ellerimin üzerine düştüm. Hızlıca toparlanıp ellerimi ve dizlerimi sirkeledim. Kafamı kaldırıp baktığım sırada tam karşımda Hülya teyze duruyordu. Biraz arkasında da Yusuf vardı.

"Yağmur ne yapıyorsun kızım?"

"İyiyim çok şükür teyzecim. Sen nasılsın? Bugün izinli olduğunu sanıyordum."

"Kızım ben onu mu diyorum? Hatırlatırım bugün herkes burada olmak zorunda. Nereye gidiyorsun?"

"Şey... Ben hava almaya çıkmıştım." dedim ve yutkundum.

YAĞMUR KRALİÇESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin