KÖTÜ SÜRPRİZ

206 35 85
                                    

Sabah uykumu alamamış bir şekilde uyandım. İlacımı içmek için çekmecemi açtım. Karşılaştığım şey boş bir kutu. Harika! Oysa dün akşam son ilacı içtiğimi de biliyordum. İlaç bittikçe randevu alıp yazdırmam gerek. Bu yüzden psikoloğumu arayıp randevu aldım. Şanslıydım. Bugün okul çıkışı müsait olduğunu, gelebileceğimi söyledi. Hızlıca hazırlandım. Hayal çoktan kalkmıştı. Ortalıklarda yoktu. Kahvaltı için yemekhaneye gittiğimde orada da yoktu. Cam kenarında boş bir masaya geçtim. Hem dışarıyı gözlemledim, hem de kahvaltımı yaptım. Camdan dışarı bakarken Hayal'i gördüm. Bir oğlanla konuşuyordu. Dışarıdan hiçbir erkek içeri giremeyeceğine göre o da yurttandı. Yüzünü tam seçemedim. Arkası dönüktü. Uzun bir süre konuştular, Hayal kıkırdayıp duruyordu. Sonra oğlan oradan ayrıldı. Yüzünün bir yarısı görünüyordu.

"Gökhan!"
Bunu dışımdan söylemiş olmalıydım ki çevremdeki bazı kızlar bana doğru baktı. Hemen ayaklanıp Hayal'in yanına gittim.

"Naber?"

"Harikayım!"

"Bunu görüyorum. Gökhan mıydı o giden?"

"Hangi giden?"

Ne kadar saçma bir soruydu bu!

"He, evet. Gökhan. Biraz sohbet ettik."

"Ne konuştunuz?"

"Boş muhabbet, havadan sudan konuştuk."

Sen benden bir şeyler gizlemeye devam et. Benim adım Yağmur Ece ise ben bu işi çözerim.

...

Okula gittim. İlaç içmediğim için biraz gariptim. Ne bileyim, eksik gibiyim. Melih ile bahçede karşılaştım. Birlikte konuşarak sınıflarımıza doğru ilerledik.

"Naber?"

"İyi, senden?"

"İyi değil ya! Ben seni bir yerden çıkartacağım ama..."

"Sana gerek yok! On sekiz yıl önce bir ebe maalesef çıkarmış beni bir yerden."

"Ne?"

O cümleyi ben mi kurmuştum! Ne kadar saçma, gereksiz ve iğrenç bir cümle olmuş o.

"Kusura bakma ya! Ben bugün pek iyi değilim."

"Fark ettim. Bir sorun mu var?"

"Yok, boşver. Sende fazla takma kafana. Merve'nin de dediği gibi festivalden hatırlıyorsundur ya da ne bileyim, okulda elbet görmüşsündür. Sonuçta aynı okuldayız değil mi?"

"Evet, öyle ama... Ben eminim daha farklı bir yerden hatırlıyorum."

Biraz durduktan sonra devam etti:

"Lunaparkta falan mı rast geldik acaba?"

"İşte o imkansız. Çünkü ben hiç lunaparka gitmedim. Ne vardı orada? Elbise filan mı?" diyip güldüm. Bugün gerçekten kendimde değilim.

"Niye ki? Güzel, eğlenceli ve bence her yaşa hitap eden bir yer."

"Ailemin ömrü yetmedi. Başka götürenim de olmadı."

"Kusura bakma. Bilemedim. Böyle dangalak dangalak konuştum."

"Yani, aslında beni şuan pek sarsmadı. Gayet iyiyim. Böyle şeyleri büyütünce herhangi bir şey kazanmıyoruz."

Biraz yüzü düşmüştü. Benim sınıfın kapısının önündeydim. Vedalaşıp ayrıldık. İçeri girdiğimde çok mutlu bir Orhan karşıladı beni.

"Hayırdır kahraman bu ne neşe böyle?"
Anlaşılan bugün benim dışımda herkes mutluydu.

"Mutlu da mı olmayalım Yağmur Kraliçesi?"

YAĞMUR KRALİÇESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin