Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
4.Bölüm: "Sana güvenmiştim..."
Telefon bir kez daha çaldı. Ama açan yoktu. "Cevap ver şuna Mycroft!" Diye bağırdı Sherlock. John koltukta oturmuş sıkıntıyla düşünüyordu. Lisa ise adeta yıkılan bir şövalye gibi başını ellerinin arasına almış sadece susuyordu.
Sherlock araması bir kez daha cevapsız kaldığında telefonu şömineye fırlattı. Bir şey yapamıyordu. Elinden bir şey gelmediği nadir anlardandı. Lanet olası anlardan. Mary öldüğünde de böyle hissetmişti. Sayılı arkadaşlarından biri gözlerini kapatırken elinden hiçbir şey gelmemişti.
Sherlock yutkunup kuru boğazını nemlendirdi. Belki de bir yolu vardı. 'Düşün!' Dedi iç sesi. 'Düşün Sherlock! Lanet olası aklını çalıştır!'
"Onu öldüreceğim." Dedi Lisa kısık sesle. John endişeyle ona baktı. "Mycroft'u bulduğumuz gibi kafasına silah dayayıp, öğrenmem gereken şeyleri öğrendikten sonra onu öldüreceğim." Dedi Sherlock'a bakarak. Gözlerindeki kin elle tutulur derecedeydi. Koyu yeşil gözleri ateş saçıyordu.
"John..." dedi Sherlock. "Bana telefonunu ver. Benimki artık kullanılamaz halde." John'dan telefonu alıp ezberindeki numarayı çevirdi ve aramaya başladı. Telefon ilk çalıştan sonra açıldı. "Kimsin?" Dedi karşıdaki adam. Evsizlerden Mike'ın sesiydi.
"Kim olduğumu biliyorsun. Hedefi en son nerde gördün?" John ve Lisa çatık kaşlarla ona bakarken Sherlock birkaç dakika sonra telefonu kapattı. Arkasını dönüp ikisine baktı. John şaşırmıştı. Neydi o ifade? Endişe miydi? Sherlock endişeli miydi?
"Mycroft en son dün gece Centro'ya gitmiş ve ordan hâlâ çıkmamış." Dedi ve yutkundu. Lisa hızla çantasını sırtlandı. Silahına uzandığı sırada Sherlock ondan önce davranıp silahı aldı. "Ne yapıyorsun sen?" Dedi Lisa ateş saçan gözleriyle. "Aptal bir kız çocuğu gibi davranmanı engelliyorum." Dedi Sherlock. Lisa hızla çantasından çıkardığı bıçağı ona doğrulttu. John dehşete düşmüş bir şekilde ayağa kalktı. "Lisa, sakin olman gerek!"
"Kimse bana sakin olmamı söylemesin! O lanet olası yerde kardeşime ne yaptıklarını bilmiyorsun Sherlock! Beni durdurmaya çalışma." Sherlock Lisa'nın bileğini tuttu. "Sana yardım edeceğim Lisa. Söz veriyorum sana yardım edeceğim."
"Ona güven Lisa." Dedi John öne atılarak. "Daha önce de birilerini kurtardı. Irene Adler'ı da kurtarmıştı! Hem de kimsenin haberi olmadan!"
Lisa'nın bıçağı sıkıca tutan parmakları yavaşça gevşedi. Sherlock bıçağı alıp John'a uzattı. John bıçağı aldığında Lisa kendini tutamayıp hıçkırıklara boğuldu. Sherlock kadının bileğini tutarken kararsızlıkla yaklaştı. Lisa bu adımı beklermişçesine kollarını ona sardı.
"Onu bul Sherlock." Diye fısıldadı. Göz yaşları durmadan akıyordu. "Lütfen onu bul." "Bulacağım." Dedi Sherlock. "Söz veriyorum."
