9.Bölüm"Nikotin değil. Aşk"

586 49 0
                                    

bölüm müziği: alec benjamin - outrunning karma.

***

1 yıl sonra~

"Oğlunuzun gidebileceği bir yer var mıydı Bayan Wilson?" diye sordu John. Sandalyede oturan kadın kuruyan gözyaşlarıyla cevap verdi. "Eskiden Nottingham'da yaşardık. Ordan hâlâ iletişimde olduğu birkaç arkadaşı vardı. Belki de oraya..." diye konuşurken Sherlock telefonundan mesajı gönderdikten sonra kadına yapmacık bir şekilde güldü. "Bu bilgiler yeterli Bayan Wilson. Oğlunuzdan haber alır almaz sizi bilgilendireceğiz." Kadın şaşırsa da bir şey demeden ayağa kalktı. "Teşekkür ederim Bay Holmes." deyip kapıdan çıktı. Sherlock kafasını arkaya yaslayıp "Hiç bitmeyecek sandım." diye homurdandı. "Kadını neden gönderdin Sherlock?" diye sordu John. Sherlock sırıtarak ayağa kalkıp pencerenin önüne gitti. "Gel buraya." dediğinde John da yanına gitti. Camdan baktığında evin önünde kadını kelepçeleyen iki polis gördü. Kadını arabaya bindirip gittiler. John şaşkınlıkla sırıtan Sherlock'a döndü. "Bu neydi şimdi?" dedi çatık kaşlarla.

"Katil kadın." dedi Sherlock ve koltuğa oturdu. John anlamayarak "Nerden anladın?" diye sordu. Sherlock parmaklarını çatı yaparak çenesine yaslarken konuştu. "Tahminler yürütüyordu John. Bir anne oğlu kaybolduğunda aptal gibi nerede olduğunu sorup durur. Ama eğer nerede olduğunu biliyorsa ve bulunmasını istemiyorsa 'şurda orabilir, buraya uğramıştır' diye geveler. Basit odak şaşırtma taktikleri." John koltuğa oturdu. "Kadın buraya kendi geldi Sherlock. Neden kendini aslanın ağzına atsın." Sherlock ona baktı. "Bu da büyük bir odak şaşırtmaca. Bize gelirse odak olmaktan çıkacağını sanıyordu. Masum, çocuğunu arayan bir anne."

"Peki çocuk nerededir sence?" Sherlock telefonuyla ilgilenirken cevap verdi. "Arka bahçesinde olduğunu tahmin ediyorum..." dediği sırada bir mesaj geldi. Sırıtarak devam etti. "...Ki Müfettiş Lestrade'den aldığım mesaja göre tahminim doğruymuş. Bahse varım ölüm sebebi yetersiz oksijendir." "Onu boğmuş mudur yani?" Sherlock kafasını salladı. "Nasıl bu kadar eminsin?" Sherlock göz devirdi. "Katil bir anne de olsan çocuğunun kanını akıtmak istemezsin John. Biliyorum aptalca ama normal bir katil psikolojisi. Ayrıca kadının boynunda fularla gizlemeye çalıştığı tırnak izleri vardı. Ve tırnaklarında toprak kalıntıları vardı. Cesedi uzağa götüremeyeceğine göre çocuk arka bahçesinde."

John kafasını salladı anladığını belirtmek istercesine. Bayan Hudson elindeki tepsiyle içeri girdi. "Susamışsınızdır." dedi çay fincanlarını onlara uzatırken. John ve Sherlock teşekkür ederek çayını aldı. "Umm...Sherlock?" dedi Bayan Hudson tereddütle. Sherlock merakla ona bakarken Bayan Hudson cebinden bir zarf çıkardı. "Bu sana gelmiş." dedi zarfı uzatırken. Sherlock çatık kaşlarla zarfı aldı. "Nerden?" dedi üstünde hiçbir isim yazmayan zarfa bakarken. John ona yaklaştı. Zarfın üstündeki damgaya baktı. "İtalya." dedi şaşkınlıkla. Sherlock zarfa bakmaya devam etti. "Lisanna ona mektup mu göndermiş?" dedi Bayan Hudson heyecanla gülümseyerek. John yerine geçerken sırıtarak Sherlock'a baktı. "Açmayacak mısın Sherlock?" Sherlock "Hayır." diyerek zarfı ceketinin cebine koyduğunda afalladı. Paltosunu giyip merdivenlerden inerken Bayan Hudson ve John arkasından bakakaldı.

Sherlock sokağa çıkıp dolanmaya başladı. Sahile geldiğinde bir banka oturdu. Akşam olmak üzereydi ve şaşırtıcı bir şekilde sahil ıssızdı. 'Yine şanslı günündesin.' dedi içinden. Sakin bir ortamda denizi izlemeyi seviyordu. Arkasından gelen aksak adımları duyunca göz devirdi. "Doktorlar sana defalarca dinlenmeni söyledi Mycroft." Mycroft sırıtarak bankta yanına oturdu. "Hadi ama Sherlock. Bu güzel havadan beni mahrum mu edeceksin?" dedi homurdanarak. Sherlock omuz silkti. "İstediğini yap."

"Nasılsın?" dedi Mycroft ona bakarak. Sherlock abartıyla göz devirdi. "Lütfen Mycroft. İlgili kardeş rolü-" diye başladığında Mycroft sözünü kesti. "Kapa çeneni Sherlock! Bir kez olsun berbat etme." Sherlock bir süre susup bekledi. "İyiyim. Asıl sen nasılsın?" dedi Mycroft'un kafasının sol tarafındaki sargıya bakarak. "Aynı hissediyorum." dedi Mycroft. Sherlock kafasını sallayarak önüne döndü. Hava tamamen kararmıştı. Yıldızlar net bir şekilde görünüyordu.

Sherlock | it is what it is.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin