14. BÖLÜM AÇIL KUTU AÇIL

368 29 2
                                    

         Sabahın normal işleyişi ile yola koyuldum. Bu gün iş yerimde normal, sakin bir güne başlama niyetinde idim. Umarım niyetim ve başıma gelecekler uyumlu olurdu en azından bu günlük. Feray ile selamlaşıp odama doğru yöneldiğimde pek bir gariplik yoktu görünürde. Sabah kahvem ve sabah şekeri olan Feray ile sohbete başladık.
    -Nergis Hanım dün odanızdan gelen sesleri duyunca o kadar çok korktum ki inanın, rahatsızlanacaksınız zannettim. Sizi hiç böyle bağırırken görmemiştim. İyisiniz değil mi? O iki kadının iyi niyetle buraya gelmedikleri belli idi. Artık gelseler de içeri girmelerine müsaade etmemem bu saatten sonra. 

     Geçen iki günde ne tam bu günde ne de tam geçmişte kalmıştım. Arada kalmışlığım gün gibi ortadaydı. Hayatın karşınıza sürprizle çıkacağını söyleyenlere güler geçerdim. Bence sürpriz muhatabını sevindirmeliydi, ama kötü sürpriz olduğunu da öğrenmiş olmuştum. Dünkü gerginliğim gitmişti aslında. Daha çok hüzün ve benim kontrolüm  dışında hayatımın gizli bir ile yönlendirilmesinin idrakını yaşıyordum. Sevim ve Çiğdem Hanımlar zaten bildiğim davranışlar içinde idi. İkisinin zalimliğinin karşısında iki adamın fedakarlığı idi beni hüzünlendiren.  Ben sadece Halit'in güzel sevdiğini kabullenirken Rıza'nın da kendinden geçmişcesine sevmesini kabul etmeyi ar görüyordum şimdi de. Yıllar geçmişti be adam! Sen yoluna ben yoluma gitseydik de sen de yaşasaydın ya  hak ettiğin mutlu hayatı. Neyin cezasını çekmiştin ki bunca yıl! Sevdiysek ikimiz de sevmiştik ki! Ben sana saydırırken sen kendine zulüm  etmeye devam etmişsin! Sadece ben çekmişim  sanıyordum ki sen benden daha fazlasını çekip, bir de seyretmişsin! Dayanamazdım ki senin yerine olsam! Sevdiğimin benden ayrı mutluluğuna! İlk buluşmamızda söyledikleri geliyor aklıma " Seni bir ömür mutsuzluğa mahkum etmektense ben sensizliğe razıyım" demişti de bu sözleri laf olsun diye söylüyor zannetmiştim! Gerçekmiş, yıllarca yaşanırcasına! Zengin insanların istedikleri her şeye sahip olduklarına düşünür, hayatta ulaşılacak her metanın parayla alakalı olduğunu düşünürdüm genç iken. Olmuyormuş işte, para her kapıyı açamıyor, bazen de bazı kapıları ömür boyu kapatıyormuş işte... Hayatımın benden gizli ilerleyen kısmını öğrenmem gerekiyordu ve ben bu akşam ne olursa olsun o kutuyu açıp, yüzleşecektim, artık kaçamazdım. 

       İş çıkışı eve gidip, yemek hazırlıklarını bu akşamlık es geçtim, bu akşam yemeği dışarıdan sipariş edersem Nejat' a ve Hale'ya bir güzellik yapmış olurdum. Odama gidip, açtım kutuyu. Öncesinde ilaçlarımı da almayı akıl ettim. Genç değilim ki artık, şahit olacaklarımın beni ruhsal olarak etkilemesine izin verebilirdim ama bedenimin işleyişine ben de engel olamıyordum. Korkum ölmekten değil, ardımda bırakacaklarımın hazırlıksız olmaları idi. Açtım usulca sevdiğim müziğin sesini, odaya yayılsın ki yalnızlık hissi azalsın istedim. Halbuki yalnız gelip, yine de yalnız gideceğimizi bilip, yanımda olmasını istediklerimi hisstemekti niyetim. 

     Kutuda yazılmış bir çok mektup vardı tarih sıralamasına göre. En yakın tarihli olanları alıp okumaya başladım. Elimdeki mektup Halit'in vefatından bir hafta öncesine aitti. 

"Nergis'im, hiç solmasına gönlümün razı göstermeyeceği çiçeğim;

             Bu mektubu bulmuş okuyorsan, büyük bir ihtimalle ben yanınızdan ayrılmışım demektir. İnan hiç istemezdim seni ve evlatlarımızı bırakıp, gitmeyi. Hak baki olunca ne benim gücüm yeter ne de senin nazlı çiçeğim. Umarım zor günleri atlatmışsınızdır. Hale'ye bana bir şey olursa seni yalnız bırakmamasını söylemiştim. Cadı görünümlü dünya tatlısı kızımız evimizde olmalı şu anda. Nejat'ın istediği üniversiteye gideceğine inancım tam. Çocuklarımızın güçlü olduğuna eminim. Aslında sizden ayrılmak istemesem de yıllardır kalbimle ilgili sıkıntı yaşıyordum çiçeğim. Gençlik yıllarından beri yaşadığım bu hastalığı senin öğrenmemen gerekiyordu.  Kendini güvenden hissetmen için sakladım. Hayattaki kayıplarının üzerine beni de kaybetme korkusunu yaşamanı istemedim ama gerçek bu, bir gün hepimiz göçüp, gideceğiz bu dünyadan. Bana kızma çiçeğim, ben de istemezdim sensizliği, evlatlarımdan bu kadar erken ayrılmayı. Halbuki doktorum bana gençlik yıllarımda ölümle karşı karşıya olduğumu söylemişti. Sen ve evlatlarımın sevgisi beni ellili yaşlarımla karşılaştırdı. Şanslı bir adamım ben! Sen ve sevgin tuttu beni hayata çiçeğim! Şimdi " yapma Halit, kaderin önüne geçilmezmiş, nefes tükenmedi mi ömür de bitmezmiş!" dediğini duyar gibiyim. Evet nefesim  tükenmedi mi ömrüm bitmiyor ama ben seninle hayatımda aldığım en değerli nefesleri aldım. Nefesim sen oldun çiçeğim.  Son olarak senden sakladığım bir sır daha vardı. Diğer mektupları da okuyup, anlayacaksın senden ne sakladığımı. Bu hayatta tek istediğim şey senin mutlu olman çiçeğim. Ben bana ayrılan sürenin sonuna geldim. Sen sana ayrılan süreyi yıllardır ayrı kaldığın sevginle geçir istiyorum. Benden daha çok seven biri daha varsa o da şu anda hayatta ve senden gelecek ufacık bir işareti bekliyor. Ben bana emanet ettiği süreye kadar elimden geleni yapmaya çalıştım. Ne kadar başarılı olduğumu bilmiyorum ama çok mutlu oldum senli günlerimde. Senin mutluluğunu paylaşırken de mutluydum üzüntünü de paylaşırken. Sizden çalınmış günlerin acısını çıkarın artık. Bana verilen emaneti sahibine bırakmanın huzuru ile gidiyorum bu dünyadan. Mutlu olun artık sorgulamadan, başkalarını düşünmeden. Ömrünüzün hazan mevsimini artık bahar olarak yaşayın çiçeğim. İçim rahat ve huzur doluyum. Benden yana  varsa olan tüm hakkım helaldir sana. Sen de helal et çiçeğim.  Beni seven bir adam haline getirip, iyi bir eş ve baba olma fırsatından mahrum etmediğin için minnettarım sana. İsminin aksine kendinden başkasını önce düşünen kadın, artık kendini düşün kalan zamanında. Gerçek bir Nergis ol artık. Evlatlarımıza iyi bakacağını biliyorum. Allah'a emanet olun.

                                                                                                                                                        Halit Kaya"

      Göz yaşlarım tükenircesine okudum yazdıklarını. Allah'ım ben kendimi hep şans ile ilgisi olmayan biri diye tanırdım ama değilmiş, işte. Şans mı tevafuk mu kader mi denir buna bilemiyorum ama hayat benden bir şeyleri alırken aslında daha fazlasını veriyormuş da ben anlayamıyormuşum işte. Bir de her şeyin farkında olan kendini yetiştirmiş kadınım derdim. Otuz yıl ayakta uyumuşum da haberim yokmuş, en güzel ninnilerle. 

Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar...

AÇELYA ZAMANI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin