IRIS

Erik 2.Boyutta - Bölüm 8

 -2.BOYUT-

"Buradan kurtulmamız gerek Jason. Buradan kurtulmalıyız." dedi Almond. Jason, ümitsizdi fakat bir anlık hırsla Almond'a onay verdi. Buradan kaçacaklardı ve evlerine gideceklerdi fakat evlerinde onları bekleyen sürprizler vardı.

-1.BOYUT-

 Cage, sahte Jason ile yemek masasında oturuyordu. Hala Jason'un gerçekliğine inanamıyordu. Aslında sahte Jason sahteliğini belirtecek bir şey yapmıyordu, anormal hareket etmiyordu. Tıpkı gerçek Jason gibiydi. Fakat yara izleri yoktu. Sanki kaybolunca hiç bir şey olmamış gibiydi. Cage, sahte Jason'a neden yara izlerinin olmadığını sordu fakat sahte Jason, bu konu hakkında daha çok konuşmak istemediğini söyledi.

 Bu sırada Erik, kalan parayı toplamak için iş arıyordu ve bir ilan buldu. "KAYOLAN KİŞİLERİN GİZEMİNİ ÇÖZENE BÜYÜK BİR PARA ÖDÜLÜ VAR" yazıyordu. Erik, kaybolan herkesin mağara etrafında olduğunu bildiği için mağaraya doğru yol aldı ve mağaraya ulaştığında bir uğultu vardı. Bu sefer uğultu biraz cızırtılıydı. Mağaraya girdi. Yerde salyamsı şeyler gördü. -tıpkı Cage'nin gördüğü gibi- Cage, kendisine mağaraya girmiş olduğunu söylemişti. O yüzden Cage'i aradı. Cage ile konuşurken mağaranın derinliklerine gidiyordu. Ayakkabısının altına baktığında salyamsı madde vardı. İlerledikçe yerler kayganlaşmaya, Cage'nin telefondaki sesi cızırtılanmaya başladı. Cage ile konuşurken Erik'in yerdeki maddelerden ayağı kaydı ve yere düştü. "Hey Erik!" diyordu Cage ama Erik'in telefondaki bağlantısı kesilmişti. "Erik bekle geliyorum!" dedi fakat Cage'nin telefonundan bir elektrik geldi ve telefon kapandı.

 -2.BФYUT-

 Almond, geçen yaptığı hareketi yine yaptı. İletişime geçmeyi denedi fakat sinyallerde konuşan biri yoktu. 1.boyut ile iletişime geçmek için sinyallerde konuşmakta olan birileri lazımdı. Ki bundan haberleri yoktu.

 Erik ayıldığında mağaranın içindeydi, fare sesleri geliyordu. Uyandığında yanında bir fare vardı. "Neredeyim ben?" dedi ve mağaradan çıktı. -bu boyuttaki herkes sahtedir- İlerledi. İlerlemeye devam ederken bisikletinin yanında olmadığını fark etti ve girdiğinde gündüz olmasına rağmen çıktığında akşamdı. "Kaç saattir uyuyorum?" diye düşündü. Cage'i aramaya çalıştı. Arama açıldığında bir cızırtı geliyordu. Bu cızırtıya aldırış etmeden telefonu kapattı. Mahalleye girdi, içeride tedirgin bir şekilde gezerken yanan bir ev gördü. İçinde Almond'un karısı vardı. -ki bu kadın Almond'un görmüş olduğu gibi sahteydi- Onu kurtarmak için içeri koştu. Duvara asılı bir biçimde duran yangın söndürücüyü alıp yangını söndürdü fakat kadın orada değildi. Bu ev, Almond'un kaçırılıp içine koyulduğu evdi. Erik koridora çıktı. Bir sürü kapı gördü ve küçük tuvaleti fark etti. Yerlerde kanlar vardı. Kapısı kırılmıştı.İlerledi. İlerlecikte kulağında ağrı oluşuyor, burnu tıkanıyordu. İyice ilerleyip koridorun sonuna geldiğinde süslenmiş bir kapı vardı sonda. Kapılarla dolu bir koridor düşünün. Sonunda ise eski , yeniymiş gibi gösterilmeye çalışılan bir kapı olduğunu düşünün. Düşündüğünüz şeyin ortasındaydı Erik. Kapıyı açmaya karar verdi. Fakat kendi eliyle açmadı. -ne olur ne olmaz- Açtığında duvarlarda sahte görünümlü bir pasaportun, Erik'in babasının , Almond'ın , Erik'in , Erik'in hacker arkadaşının ve Dolares'in fotoğrafları vardı. Erik babasını görünce gözyaşlarını tutamadı ve ağladı. Duvarlarda görmemiş olduğu fotoğraflar da vardı. Bu fotoğraflarda James, Albina ve Jason vardı.

 Erik, bulunduğu odadan koşarak kaçmaya başladı. Bulunduğu evden de kaçmaya başladı. Kaçarken ev yine yanmaya başladı ve bir kadın belirdi. "YARDIM EDİN LÜTFEN 1 ÇOCUĞUM VAR! BEN SAHTE DEĞİLİM!" diye bağırıyordu kadın. Erik, o kadının sahte olduğunu düşünüyordu fakat kadın çok fena ağlıyordu. "BU BOYUTTAN KURTULMALIYIZ!" diyordu kadın. Erik, eve geri koştu ve kadının bulunduğu odaya gitti. Kadın, "Hey sen, James iyi mi biliyor musun?" dedi. Erik, onayladı. "James'e ulaşmam lazım. James ve Carl'ın bana ihtiyacı var." dedi kadın. "Sonsuzluk boyutuna gitmeliyiz ve sadece 1.boyutu aktife etmeliyiz." dedi ki Erik hiç bir şey anlamıyordu. Beraber o evden kaçtılar. 

 O kadın, Albina idi.