Berkay'ın sinirli olduğu kendini belli eden damarlarından belliydi. Kolumda hissettiğim acıyla elimi elinin üstüne götürdüm ve o sırada Baran "Bırak kızın kolunu" diyerek Berkay'ın üstüne yürüdü. Hemen Barana döndüm ve "Sen bekle burda ben gelicem" dedim ve Berkay'la gittim.
Boş bi koridora geldiğimizde durduk. Berkay beni duvarla arasında sıkıştırdı ve "O göt herifle napıyodun?" diye bağırdı. "Sözlerine dikkat et Berkay!" dedim sinirle.
Ama dediğim an gözlerinde gördüğüm üzüntüyle pişman oldum. "O benim kendimi bildim bileli yanımda olan bi arkadaşım. Baran. Babamın arkadaşının oğlu ve biz birlikte büyüdük" dedim sessizce.
Gözleri önce dudaklarıma sonra da sigara söndürdüğü boynuma kaydı. İzi hâlâ duruyodu. Yarayı görünce yutkundu. Pişman olduğu her halinden belliydi. Sinirini yatıştırmak adına sarıldım. Önce alçaldı sonra kollarıyla ufak bedenimi sımsıkı sardı. Geri çekildim ve "Şimdi Baranın yanına gitmem gerek." dedim ve arkamı döndüm. Ben koridorda ilerlerken arkamdan "Özür dilerim" die bağırdı. Ve ardından anlamadığım bi şekilde mırıldandı ama anlamamıştım. Pek te kafaya takmadım ve Baran'ın yanına gittim.
~BERKAY~
O kadar güzel sarılıyodu ki. Elimde olsa hiç bırakmazdım. Ufacık bedeni kocaman kollarımın arasında adeta yok olmuştu. Ama burda hiç olmadığı kadar digüvendeydi.
Ama geri çekildi ve Baran denen oğlanın yanına gitmesi gerektiğini söyledi ve gitti. Ardından "Özür dilerim" diye bağırdım va ardından duymayacağını bildiğim bu ses tonuyla "Yaptıklarım için değil, yapacaklarım için." dedim.~CEMRE~
Aradan 20 dakika geçmiştiki telefonumun titrediğini farkettim. Sude arıyodu. Sessiz bi ortama geçtim ve açtım. Sude tek solukta "Berkay kaza yapmış hastanede" dedi. Sesi endişeli geliyodu. Hastanenin konumunu atmasını istedim ve telefonu kapattım. Ona bişey olmamalıydı. Bunu kaldırmazdım.