Defne Özdemir
"Lan, kim kıçıma şut çekti ?" Sinirle doğrulduğumda, Açelya bana masum masum baktı. "Kanka, uyanmıyordun. Ben de bir deneyim dedim." Oflayarak kıymetlimi ovdum. "Niye uyanmam gerekiyormuş ?" Açelya çok mükemmel bir şey yapmış gibi gururla gülümsedi. "Sınıfta kaldık ya. Bu gün de okul var hani."
Eyvah, Okul !
"Niye uyandırmıyorsun beni ya ?" diyerek hızla kalktığımda, Açelya bana 'are you ciddi ?' temalı bakışlarını atıyordu. Dolabımın karşısına geçip elime gelen ilk şeyi aldığım sırada aklıma dünkü olanlar geldi. Bir masanın üzerinde duran hançer kolyesine bir de Açelya'ya baktım. "Yağız bana çok kırgın, kızgın." Tişörtümü kafama bırakıp kendimi yatağa attım. "Depresyondayım, unutuldum, aldatıldım."
O sırada odaya giren Beste kafamdan tişörtü çekerek homurdandı. "Yer altının bir numaralı mafyasına bak lan. Bildiğin aşk acısı çekiyor." Olmayan göz yaşlarımı sildim. "Neden mafyalar aşık olamaz mı ?" Beste tişörtü Açelya'nın suratına fırlattıktan sonra hızla bedenimi sarstı. "Kendine gel Bihter. Biz zenginiz."
Ayağa kalkıp üzerimi değiştirdim. Artık lahmacun desenli pijamalarımı değil, gri salaş tişörtüm ve siyah dar kotum vardı. Deri ceketimi de unutmamak gerek tabi. Karya odaya girdiğinde hepimizde göz gezdirdi. "Pekala, ilk gün için ağır silahlanmak yok ! Sadece bir çakı yeter."
Bu sırada Açelya nereden bulduğunu bilmediğim matkapa hüzünle bakıyordu. Suratımı buruşturarak Beste'ye döndüm. "Acilen evi arındırmamız gerekiyor. Bu şeyleri nereden buluyorsun ?" Açelya omuz silkti. "Meslek sırrı."
Deri ceketimin cebine yerleştirdiğim çakı ve boynuma taktığım hançer kolyesi ile dışarı çıktım. O şerefsiz adamdan haber bekliyorduk. Kendini bir gösterse, görevlerini de, kolyesini de alıp bir yerlerine montelerdim. Fakat onun bunun çocuğu saklanıyordu.
Kızlar da çıktığında kapıyı kapattık. Tam merdivenlere yönelecektim ki oğlanların kapısı açıldı. Gözüm beklentiyle Yağız'ı ararken, ne yazık ki gördüğüm kişi Burak ve hiç sevmediğim suratı olmuştu. Onun arkasından Yiğit, arkasından Bulut ve en sonda Yağız çıktı.
Yutkunarak bana her hangi bir şey demesini bekledim ama suratıma dahi bakmadan yanımdan geçip gitti. Sinirle yumruklarımı sıkarken arkasından ilerleyen Burak omzuma hafifçe vurdu. "Kolay gelsin yenge." Sinirle çıkarttığım ayakkabıyı suratına fırlattım. "Yenge deme lan bana !" Erkekler ve kızlar giderken arkalarından tek ayakta seke seke ilerleyip, ayakkabımı giydim.
Dışarı çıkar çıkmaz Yağız, içinde olduğu siyah bugatti ile gözden kaybolmuştu. Sinirle ayağımı yere vurdum ve arkasından bağırdım. "Ama hiç dinlemiyorsun ki !" Ben kendi çapımda öfke krizi yaşarken kafama terlik yedim. İnanamaz bakışlarımı balkona çevirdim. Teyze elini beline koymuş suratını buruşturmuştu. "Sus kız. Kulaklarımı çökerttin sabah sabah." Şaşkın bakışlarımı kızlara yönelttiğimde arabaya binmek üzere olan Burak'ı gördüm. Elini gövdesine sürtüp, "Bak işte kafaya terlik yemek nasıl bir şeymiş ?"
"Teyze Allah rızası bir tane de şuna fırlat." dedim ama teyze beni pekte tınlamadı. Açelya ve Karya Asston Martine, Beste ise Porsche'ye ilerlerken hızla motoruma bindim. Bu gün araba sürmek istemiyordum.
Gazın ebesini ağlattım dakikaların ardından yeni okulumun bahçesine giriş yapabilmiştim. Hızımı biraz olsun kesmeden otoparka ilerleyip son anda direksiyonu kırdım. Lastiklerin ağladığına dair çıkan ses ve duman sonucu motoru durdurmuştum. Anahtarı cebime atıp bana olan garip bakışlar eşliğinde ilerlemeye başladım. İkinci adımımı atar atmaz bahçeye Karya ve Açelya'nın arabası girdi. Onları da Beste takip etti.
Kızlar da araçlarından çıktığında önde ben olmak üzere okul girişine ilerledik. Yağız'ın arabası otoparktaydı ancak kendisini henüz görememiştim. Müdürün odasına ilerlediğimizde Beste ve Karya sınıfımızı öğrenmek için içeri girdi. Sırtımı duvara yaslayıp koridorda bana garip garip bakanlara kötü bir şekilde karşılık verdim. Bu sırada Açelya etrafı kokluyordu.
"İyk, ders kokusu hiç sevmedim." Suratımı buruşturdum. "Dersin kokusu mu var lan ?" Omuz silkti. "Biraz yeni kitap, kurşun kalem ucu, öğretmen parfümü ve kendisinden önce ilerleyen öğretmen göbeği kokuyor buralar." Gözlerimi kırpıştırıp burun kemerimi ovdum. "Senin burnuna sıçayım." Dışarı çıktıklarında Beste, "12 / C" dedi. Beraber tabelalara bakınarak koridorda ilerledik. En sonunda sınıfı bulduğumuzda içeri girmiştik.
Bize dönen bakışları aldırmadan çantamı en arka sıraya attım. Açelya yanıma, Karya ve Beste ise önümüze oturmuştu. Erkekler bizden en uzak sıranın en arkasında oturuyordu. Tam bu benim için sorun değildi. İstedikleri yerlere oturabilirlerdi ancak hiç bir kız benim sevgilime yavşayamazdı. Ve şu an, Yağız'ın etrafı neredeyse sınıfta bulunan tüm kızlar tarafından çevrelenmişti.
"Benim gördüğümü sende görüyor musun ?" dedi yanıma gelen Karya. "Muhtemelen." Beste elini omzuma attı. "Ne zaman dalıyoruz ?" Bu sırada ellerini birbirine sürten Açelya sırıtıyordu. "Hadi birini pataklayalım." Orta sıranın üzerinden atlayarak geçtim ve Yağız'ın etrafındaki çemberin içine girdim. "Kızlar ağzını yamultmadan geri mi kaçsanız acaba ?"
Sarışın bir kız hazmedememiş olacak ki sinirle ayağını yere vurdu. "Sana ne be ?! Sınıfımıza gelen yeni arkadaşlarımızla tanışamaz mıyız ?" Sıktığım yumruğumla ona doğru bir adım attım. "Ben de yeni geldim. Gel tanışalım." Attığı çığlıkla beraber suratına bir yumruk atacakken Yağız ayağa kalkarak kolumu kavradı. "Kes şunu." Kolumu yavaşça indirip arkamı döndüm. "Yanına yaklaşmalarını istemiyorum."
Sert bakışları biraz olsun yumuşamadı. "Ben de bana yalan söylememini isterdim Defne. Ama bak, bazen istemediğimiz şeyler oluveriyor." Yutkundum. Haklıydı. "Ama dinlemiyorsun ki !" diyerek sitem ettim. Göz devirdi ve kollarını göğsünde bağladı. "Dinliyorum Defne anlat. Bana neden yalan söylediğini, neden eve dün ki halinle geldiğini, neden tek bir açıklama dahi yapamadığını anlat Defne !"
Sahi ne diyecektim ki ?
Birine onun öleceğini ve onu kurtarabilmek adına bunlara katlandığımı söyleyebilir miydim ?
Birine bu söylenir miydi ?
"Üzgünüm." dedim bakışlarımı kaçırarak. Nefesini verdiğini duydum. "Olmalısın." dedikten sonra sıraya geri oturdu. Sınıfta oluşan ölüm sessizliğine karşın pür dikkat bizi dinleyenlere döndüm."Ne bakıyorsunuz ? Dönsenize işinize !" Az önceki konuşmamızdan sonra yüzsüzlük gibi olsa da ekledim. "Bir daha içinizden birini sevgilimin yanında görürsem, yaklaşabileceğiniz ayaklarınız olmaz." Sinirle yerime ilerledim.
Hepimiz birbirimize bakarken korkak tipli bir kız yanıma geldi. "Şey..." dedi yutkunarak. Beste sıkılmışçasına, "Ney ?" dediğinde kız derin bir nefes aldı. "Oturduğunuz sıra sahipli." dedi bana bakarak. Sinirle ellerimi iki yana açtım. "Allah'ım bu kadar saçma bir olaya şahit olacağımı düşünmemiştim. Yer altının kraliçesiyim, burada sevgili tripleri ve aptal sıra sahipleriyle uğraşıyorum. Mafyalığa bak anasını satayım."
Homurdanmaya son verip ayağa kalktım. "Gördüğün gibi artık bizim." Kız gözlüklerini düzeltti. "Ama-" Sinirle ofladım. "Sıra senin mi kardeşim ?" O sırada üzerime düşen gölgeyle hafif yukarı baktım. "Hayır benim."diyen ses Pamir'den başkası değildi...
***
Bölüm kısa falan felan biliyorum. Wattpad de bölüm yayınlayamadım çünkü ufak bir kaza sonucu bilgisayarım rahmetli olmuştu ve yenisi ancak dün gelebildi. Fotoğraf video yükleme falan derken bölümü bugün yazabildim.
İthaf verip takip edeceğim vatandaş ;
Sizde takip ederseniz beni gerçekten mutlu edersiniz. En azından bir göz atın lütfen : )
Sonraki ithafı, Nemesis'in kızı adlı kitabıma yorum yaparak oy verenlerden seçeceğim. Aynı zamanda şanslı profili takip edeceğim. Bol şans : )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Kızları 2 - Büyük Olay
Teen Fiction"Ve o olay olduğu zaman, bir mafya dirilecek ve tüm oyunu baştan yazacaktı. Ve benim tek temennim oyunun bir an önce kazanılmasıydı. Çünkü oyun bozan, çok yakındaydı..."