Defne Özdemir
Nihayet eve vardığımda, her şeyin bitiyor olmasının mutluluğu vardı içimde. Patronun kimliğini biliyordum. Benimle ölümüne uğraşan bu adamın hayatı, artık benim ellerim arasındaydı. Geriye kalan tek şey, kağıdığımı kirleten bu lekeyi temizlemekti.
Ve bu uğurda, acı çektirdiği çocukları da harcayacaktım.
Çok az şey için pişmanlık duyar, vicdan yapardım. Patronun yetiştirdiği çocuklar, benim en büyük pişmanlıklarımdan biri olacaktı. Ancak kendimi buna çoktan hazırlamıştım. Hayatı boyunca iyi bir şeye tanık olmayan o çocuklar, planım uğruna sonsuzluğa kavuşacaktı.
Çok mu kötü birisiydim ?
Belki.
Ancak oyunlarda acıma olmazdı. Ve bu oyuna girmeyi kendileri seçmişti.
16 kasım.
Her şeyin sona ereceği tarih.
Ve bu tarihte bitecek şeyler patron denen heriften ibaret değildi...
Kapıyı arkamdan kapatır kapatmaz, karşımda bana dikkatlice bakan kızları gördüm. Arkalarında da Yağız duruyordu. "Defne," dedi Açelya ağlamaklı bir şekilde. "Bir an doğuracağım sandım korkudan."
Ortamdaki gergin atmosferi bozan Açelya'nın karşısında, Karya 'Bu salağı kim koydu buraya ?' bakışları eşliğinde alnına vurdu. "Daha kaç aylık hamilesinde doğruyorsun salak ?!" Açelya kolunu karnına doladı ve Karya'ya kınar bir bakış attı. Hemen ardından bebeğine hitaben, "Duyuyorsun di mi Burakiye, Teyzen neler diyor bize ?"
Beste gözlerini irice açarak, "Burakiye mi ?!" diye haykırırken Açelya rahat bir tavırla omuz silkmişti. "Tamam ya, hoşunuza gitmediyse Yiğitiye de koyabilirim." Küçük bir tebessüm eşliğinde aralarından geçtim. Adımlarımı durduran şey Yağız'ın pürüzlü sesiydi.
"Ne olduğunu anlatmayacak mısın ?"
İçini rahatlatabilmek adına huzurlu bir şekilde gülümsedim. "Çok yakında her şey bitecek." Tekrar odaya girerken, Beste'nin söylendiğini duymuştum. "Ne içmiş bu ?"
Yalan söylemiyordum.
Her şey bitecekti.
Ben oyun bozan,
Herkese hak ettiği şeyi yaşatacaktım.
***
Sabah kalktığımda evde katlanılmaz bir gürültü vardı. Bunun nedeni, Karya ve Beste'nin düğün hazırlıkları ile uğraşmasıydı. Sinirli bir biçimde kapıyı açmıştım ancak beklediğim son şey Burak'ın kapımın önünde olmasıydı.
Ve ağlıyordu !
"Hey," dedim inanamaz gibi. "Neler oluyor ?!" Kafam karışmış bir şekilde etrafa baktım. Karya, Beste'nin peşinden koşturuyor, Açelya hamsterına konuşmayı öğretmeye çalışıyordu.
"Ben," dedi Burak hıçkırarak. Aklıma gelen ihtimal ile geriledim. "Çocuktan vaz geçtim deme bin parçaya ayırırım seni !" Burak hızla başını iki yana salladı ve kollarını karnına doladı. "Sanırım ben de hamileyim."
Neden çevremde tek bir akıllı yoktu ?!
"Burak," dedim boğazımı temizleyerek. "Sen hamile olamazsın." Söylediğimin üzerine kaşlarını çattı ve hızla ayağa kalkarak karşıma dikildi. "Sen bana yetersiz mi diyorsun ?!" Sinirli bir şekilde burnumu çektim. "Sen erkeksin geri zekalı !"
Yeni aklına gelmiş gibi rahat bir nefes verdi ve göz yaşlarını sildiği sırada acı ile irkildi. "Sanırım tekmeledi." Sinirle onu kenara ittirdim. "Açelya, al kocanı başımdan !" Bir ümit beni kurtarmasını beklediğim kız, karşısındaki hayvanı azarlıyordu. "Vik vik diye bir kelime yok ! Demet Akalın'dan Türkçe dersi almıyorsun sen !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Kızları 2 - Büyük Olay
Teen Fiction"Ve o olay olduğu zaman, bir mafya dirilecek ve tüm oyunu baştan yazacaktı. Ve benim tek temennim oyunun bir an önce kazanılmasıydı. Çünkü oyun bozan, çok yakındaydı..."