Defne Özdemir
"Zümrüt ?" dedim idrak edememiş gibi. Tüm bu yaygaraya basit bir zümrüt için katlanmış olamazdım. Adamın paraya ihtiyacı varsa niye direk söylemiyordu ki ? Üstelik kendi yapmamı istediği baskını, Pamir ile sabotaj ediyordu.
Yazgı adlı çocuk başını sallayarak onayladı. "Herkesin peşinde olduğu zümrüt. Bugün sınırdan geçmesi gerekiyordu. O şeyin değeri hakkında en ufak bir fikrin yok !" Gözlerimi kırpıştırıp, omuz silkmekle yetindim.
"Pekala," dedi Oğuz. "Bu durumdan nasıl kurtulacağız ?" Herkes birbirine silah doğrultmuştu ve kaçması gerçekten zor bir durumdu. "Geri çekilin." dedi Yağız dişlerinin arasından. Ona ters bir bakış attığımda yutkunmuştu.
Burnumu çekip, etrafta göz gezdirdim tekrar. Bakışlarım bira kasalarında durduğunda dudağımın kenarı yukarı kıvrılmıştı. "Hayır." dedi Karya yapacağımı anlamış gibi. Dilimi dişlerimde gezdirerek başımı salladım. "Evet."
Yavaş adımlarla bira kasalarına ilerlerken herkesin gözü üzerimdeydi. Kasadan bir bira aldığımda Yiğit suratını buruşturmuştu. "Oturup içki mi içeceksin ?" Ona aldırış etmeden aldığım şişeleri yavaşça Beste'ye yuvarladım. "Her ne yapıyorsanız kesin şunu." dedi Enes huysuz bir tonda.
Karya onaylamaz bakışlarını atıyordu bana. "Çok saçma." Gülerek omuz silktim. "Ama işe yarayacak." Açelya huzursuz bir şekilde yerinde kıpırdandı. "Peki bunu yaptığında nasıl çıkacağız ?"
Bulut kaşlarını çatarak başını kaşıdı. "Zihin okuma güçleri olduğunu düşünmeye başladım." Yiğit gözlerini irice açarak Beste'ye baktı. "Beste ? Sevgilim, lütfen bana zihnimi okumadığını söyle." Beste'nin gözleri şüpheyle kısıldı. "Okumamam gereken ne geçiyordu zihninden ?"
Yağız suratını buruşturarak araya girdi. "Zihin okuyabiliyorsunuz yani ?" Pamir sinirle saçlarını çekiştirdi. "Pekala, kesin şunu ! Kimse zihin okuyamaz." Aldığım bira şişesine bakarken omuz silktim. "Bilemezsin." Kuzey adlı çocuk gözlerini irice açtı. "Zihin okuyabiliyorlar."
Enes burun kemerini ovup, çocuğun ensesine vurmuştu. "Böyle bir şey imkansız seni salak." Beste'ye bakarak hafifçe başımı aşağı eğdim şimdi. Dİkkat dağıtmak için havaya attığı bira şişelerine beklemeden ateş ettik. Aynı zamanda bira şişesine yakın olan lambayı vurmuştum.
Ampul patladı ve parçaları dört bir yana saçılırken her yer karanlığa bürünmüştü. Kimsenin bir şey görmüyor olmasına rağmen rastgele ateş ediyorlardı. Beklemeden kapıya ilerledim ve içeri hafif ışık sızmasına izin vererek dışarı çıktım. Hemen ardımdan kızlar ve Yağız'larda çıkmıştı. Pamir kapıya doğru koştuğu sırada kapıyı kapattım.
"Koşun !"
Aşağı doğru var gücümüzle koşarken peşimizden geldiklerini biliyordum. Alt kata inip kalabalığa karıştık. Nihayet bardan kurtulduğumuzda arabaya binmiş, beklemeden ilerlemeye başlamıştık.
"Mızrağım orada kaldı." dedi Açelya ağlamaklı bir ses tonunda. İnanamaz gibi saçlarımı çekiştirdim. "Tek düşündüğün lanet olası mızrağın mı ?" Oldukça rahat bir tavırla omuz silkti. "Burak'ı düşünecek halim yok ya." Kaşlarım alakasız konuya karşın havalanırken, Açelya suratını buruşturup, ağlamaya başladı.
Evet, bildiğiniz ağlamaya başladı.
"Kanka," dedi Karya dehşete düşmüş bir ses tonunda. "Ne oluyor lan ?" Hepimiz şaşkın bir şekilde ağlayan Açelya'ya bakarken, Beste kaşlarını çatmıştı. "Kızsal dönemlerinden birinde sanırım." Yavaşça başımı iki yana salladım. "Açelya'nın bu kadar duygusal olması hayra alamet değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Kızları 2 - Büyük Olay
Teen Fiction"Ve o olay olduğu zaman, bir mafya dirilecek ve tüm oyunu baştan yazacaktı. Ve benim tek temennim oyunun bir an önce kazanılmasıydı. Çünkü oyun bozan, çok yakındaydı..."