Profesör Gibbs'in aldığı emirle görevlendirdiği, Arjin ve Leyla'nın cellatları ellerindeki zehir dolu enjektörler ile sabaha karşı odalarına sızmışlardı. Odaların boş olduğunu gördüklerinde koridorlarda yankılanan sesleriyle durumu diğerlerine bildirmeye çalışıyorlardı.
" Kaçmışlar. Odalar boş!"
Günün yorgunluğunu üzerlerinden atamayan ekip seslere anlam verebilmek için koridorlara fırladılar. Sesler giderek daha da şiddetlendi. Onların gitmiş olması herkeste korkuya sebep olmuştu. Hepsi aslında içinde bulundukları evreni korumakla görevliydiler. İnsanlığın kaderini ellerinde tuttuklarını düşünüyorlardı. Şimdi her şeyin mahvolması an meselesiydi. Koridordaki gürültüye uyanan Thomas koşuşturanlarda birini kolundan tutup;
" Neler oluyor?" diye sordu.
" Arjin ve Leyla. İkisi de yok." dedi ve koşturarak diğer olası odaları aramaya devam etti.
Odaya dönüp telefonunu alan Thomas Profesör Gibbs'i aradı.
&
Telefonun sesine uyanan Profesör bir şeylerin ters gittiğini anladı. Telaşla açtığı telefondaki ses ve odasının bulunduğu koridora taşan gürültü onu daha da korkuttu.
" Efendim kaçmışlar."
Olduğu yerden fırladı. Pijamalarının üzerine geçirdiği beyaz önlüğün ters olduğunu fark etmeden dışarı attı kendini. Onca yıldır hiçbir hataya yer vermeden yaptığı bu görevde işlerin çığırından çıkabilecek olması onca emeğini boşa atacaktı. Hükümetin şu gizli projesinin mahvolması demek bedelini canıyla ödemek demekti. Her şeyi göze almışlardı. Onları öldürmelerini de başlarına gelebilecek tüm aksilikleri engellemek için istiyorlardı. Yirmi yıldır bu projeyi uygulamaya koymaya hazırlanıyorlardı. Tam tamına yirmi yıl... Ne kadar para harcadıkları ve bu uğurda ne kadar masum toplumların kanına girdikleri düşünüldüğünde en ufak bir pürüzde dünya düzenini bozabilecek kadar gözleri dönmüştü. Eline yüzüne bulaştıran adam olmak istemiyordu. Çığır açacak teorileri ve buluşları vardı, yüz karası olarak anılmak istemiyordu.
&
Odadaki kimsede uykudan eser kalmamıştı. Olayın şokunu atlatmış, ne yapmaları konusunda toplanmak zorunda kalmışlardı. Tüm ekip sessizliğe bürünmüş nereye gidebileceklerini düşünür haldeydiler. Ekibin en küçüğü olan Sarah;
" Efendim bunu hükümete bildirmek zorundayız. Peşlerine düşmeleri için ajanlarını göndermeliler."
" Evet Efendim. Bu iş bizi aşıyor artık." diyerek arkadaşını destekledi Clark.
Ellerinden birini sandalyenin başına diğerini beline dayayan Profesör gözlerini köşede sessizce olup biteni izleyen Gale' ye çevirdi. Uzun uzun bakıştıktan sonra;
" Hemen arayın. Durumu bildirin." Sesi o kadar yorgun ve tahammülsüzdü ki diğerlerini de yavaşlatmıştı.
" Profesör ya geçite gittilerse?" odadakilerin tam da kapıdan çıktığı sırada herkesin irkilmesine sebep olmuştu bu sözler.
" Sanmam. Hem oraya girmeleri mümkün değil. Hadi girdiler diyelim Leyla'nın geçiti kullanabileceğinden emin olmadan Arjin onu götüremez."
Herkes ikna olmuşa benziyordu. Artık olayın kendilerini aştığını bildiklerinden biraz daha sakin hareket ediyorlardı. Onları ilk yakaladıklarında olduğu gibi tekrar yakalamaları an meselesiydi. ABD hükümeti herhangi bir kaosa izin vermeyecekti. Onca yıldır evleri olmuştu burası. Çok emek sarf etmişlerdi. Evrenlerin yok olmasına sebep olacak herhengi bir duruma izin vermeyeceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAM ATEŞİM
Science Fiction@yetişkin içerik Ya aşık olduğunuz adam size daha önce bir kez daha aşık olmuşsa tepkiniz ne olurdu? Bu korkunç olsalıklar zincirinin bedelini yaptığı seçimlerle her karakter er ya da geç ödeyecekti. Buyurun hep beraber bu gizemli hikayede...