2.Bölüm

522 11 0
                                    

(Ekip sehitlikten sonra merkeze gelmiştir)
Rıza: çocuklar neredeydiniz?
Hüsnü: işimiz vardı biraz baba
Rıza: her şey yolunda mı ?
Mesut: evet baba
Rıza: peki, şimdi ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuzdur. Hatırlatmam gerekiyor mu ?
Selin: (Gülümser) çıktık baba
Rıza: ben de odamdayım. Aylin bana kahve getirir misin kızım?
Herkes bir an duraksar.
Rıza: O kadar alışmışım ki her zaman yanımda olmasına, odamdan dışarı baktığımda masasının başında olmasına alışılmıyor çocuklar alışılmıyor...
(Odasına gider)
(Herkesin gözleri dolmustur)
Hüsnü: tamam kendimize gelelim hadi sokaklar bizi bekler.
// Devriye //
Ali: sakin geçiyor
Mesut: laann sus nazar değdirme
Ali: amaann abi şom ağızlı değilim ben. Sen yaşlandıkça unutuyorsun
Mesut: lağnn bak ayağa kalkmayım
Ali: hem bak anons gelmediğine göre şom ağızlı değilmişim
Bahar: bizde bir tane şom ağızlı vardı o da...
Selin: Hakan...
Ali: arkadaş ne zaman konuşsa eve zor gidiyorduk. Keşke tekrar konuşsa 1 hafta eve gitmemeye razıyım.
Hüsnü: ben de
Mesut: sen mi ? Hıı 5 dakika geç gitsen konuşuyorsun baş komiseriiim
(Gülerler)
Hüsnü: yalana bak be
Mesut: ya he hee
Eda telsizden anons geçer
Eda: 4540 merkez 4540 merkez...
Mesut: Aferin Ali
Selin: dinlemedeyiz Eda
Eda: ... sokakta bir kavga var
( Ekip olaya gider ve kısa sürede halledip merkeze geçerler)
Mesut: şerefsiz nasıl koşturdu
Ali: e tabii o göbekle koşmak imkansız
Mesut göbeğine bakar
(Gülerler)
Mesut: hadi lan ordan sen kendine bak
Eylül: bakma abi sen ona maşallahın var
(Kimse cevap vermez,Eylül hafiften bozulur)
Rıza ve Arif gelir
Arif: ooo bakıyorumda neşeler yerinde. Kaynaşmışsınız ekip arkadaşınızla. Rıza da benimle başka çeşit konuşunca korkmuştum ama rahatladım şimdi
Mesut: ne alaka ?
Ali: ekip arkadaşımızla derken
Selin: o konu devam mı ediyor hâlâ ?
Rıza: ben Arifle konuştum bizi kıracağını sanmıyorum. Değil mi Arif ?
Arif: Rıza ben ortada sorun göremiyorum
Ali: ne demek sorun göremiyorum. Biz en başından beri söylemedik mi ekipte yeni bir adam istemiyoruz diye.
Selin: müdürüm anlayışlı olmanızı bekliyoruz
Bahar: acımıza saygı duyun müdürüm
Arif: çocuklar abartıyorsunuz
Ali: abartıyor muyuz ? Bizim kardeşlerimiz şehit oldu. Ne abartmasından bahsediyorsun sen müdürüm ?
Hüsnü: müdürüm konu yanlis yere gidiyor haberiniz olsun
Arif: Aylin ve Hakan'ı en az ben de sizin kadar seviyordum ama şehit oldular ve hayat devam edi....
Ali: Hayat devam mı ediyor ? (Bağırarak) etmiyor müdürüm etmiyor. Bu hayatta bir tane kız kardeşiniz ve canınızdan çok sevdiğiniz arkadaşınız, dostunuz, kardeşiniz varken birden ikisi hayatınızdan çıkıp sizi bu bomboş hayatta yalnız bırakıyorsa bu hayat kaldığı yerden devam falan etmez, edemez!!
Arif: Yaptığınız işin farkında olun. Bu meslek sizin acınızı beklemez!!
Selin: Müdürüm biz işten kaçmıyoruz ki biz cenazeden sonra bile buraya, işimizin başına geldik. Biz sadece ekipte yeni adam istemiyoruz
Eylül: ama ben sabah anlaştığımızı sanmıştım
Mesut: ne anlaşması kızım ? Bizim onları anlatmamızın nedeni seni ekibe kabul ettiğimizden değil
Bahar: seni kırmamak ve senin de acımıza saygı duyup bu işi uzatmadan gitmen
Eylul: işler istediğiniz gibi olmayacak ama
Volkan: ne diyorsun sen ya
Arif: Eylül haklı. Eylül artık bu ekipte ve sizde buna alışsanız iyi edersiniz
Rıza: Arif ne konuşmuştuk
Arif: Rıza ekibin isteğine göre hareket edemeyiz bizim meslek buna izin vermez
Ali: Bu iş bu kadar kolay değil müdürüm
Arif: Yeter herkes kendine gelsin
Bahar: Dayıııı
Arif: Dayı falan yok
Mesut: kenarda duruyorum konuşmayım konuşmayım diyorum da çok hata yapıyorsun Arif müdür. Bu ekibe çok hata yapıyorsun
Arif: işimi mi öğretiyorsun bana? İleri gitmeyin. Yoksa bu davranışlarınız size kötü sonuçlar doğurabilir. Mesleğinizden olabilirsiniz. Duydunuz mu beni?
Mesut silahını çıkartır
Mesut: bununla mı korkutuyorsun müdürüm. Bize bu işi kimse öğretmedi, biz canımızla, en yakinlarimiz kucağımızda şehit olurken öğrendik bu mesleği. Şimdi ne siz ne de başkası bizi mesleğimizle tehdit edemez!
(Gider)
Ali: Biz çok şey istemedik, sadece acımıza saygı duyun istedik... Biraz acımız soğusun... Yoksa bizden iflah olmaz
Ekip tek tek gider.
Rıza: Arif üzgünüm ama bu çocuklar haklı!
Arif: sende mi Rıza
(Rıza kafasını sallar ve gider. Arif'te sinirli bir şekilde gider. Eylül tek başına kalır)
//Sahil kenarı//
Mesut:Arif müdüre bak sen
Bahar: Ah dayı Ah
Selin: Eylül'e bak sen kızı üzmeyelim dedik adam yerine koyduk orda dikleniyor
Ali: Bir de onunla uğraşacağız... Off off
Önlerinde bir araç durur.
Ali: ne oluyor ya ?
(Eylül araçtan iner)
Eylul: anlaştığımızı sanmıştım
Ali: ne anlaşmasından bahsediyorsun sen ? Hem sen nasıl buldun bizi
Eylül: Unuttun mu komiser ben de polisim
Ali: Vay canına gerçekten mi ?
Eylül: Beni biraz ciddiye alın
Mesut: eehhhh bana bak kızım canım zaten burnumda bir de seninle ugrasamam
Selin: Yahu biz seni ciddiye almasak sana acımızı anlatmazdık. Sen hale ne istiyorsun ?
Eylul: Ya ben sizin arkadaşlarınızın yerine gelmedim
Ali: Gelemezsin de zaten
(Selin'in telefonu çalar arayan Rızadır)
Selin: geliyoruz baba
Hüsnü: ne oldu Selin ?
Selin: Rıza Baba bizi çağırıyor acilmiş.
Ali: bu konu burada kalmadı Eylul komiser.
Eylül: alışmaya bakın bana
// Merkez //
Mesut: Baba ne oldu apar topar çağırdın
Rıza: toplantı odasında misafirimiz var
Ali: misafir mi, kim ?
Rıza: Misafirimiz sizi bekliyor
Bahar: Baba ne oluyor ?
Rıza: Çocuklar öncelikle sizden sakin olmanızı istiyorum
Ali: baba ne oluyor ? Kim var içeride ?
Rıza: ....
-------Bölüm Sonu ---------




Mutlu Son Yoktur...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin