6.Bölüm

500 8 1
                                    

Nesrin: Olamaz. Nerdeyim ben ?
Selin: Uyanıyor
(Gözlerini açar)
Bahar: Nesrin Teyzem
Nesrin: Çocuklar bir rüya gördüm. Rüyamda çocuklarımın yaşadığını gördüm( göz yaşı akar) gerçek gibiydi...
Selin: Nesrin Teyzem, o rüya de-değildi
Nesrin: Na-nas-nasıl ?
Bahar: Yaşıyorlar.(Gülümser)
Hepsi agliyordur
Nesrin: Şimdi benim cocuk-ço-çocuklarım ya-ya-yaş-yaşıyo-yaşıyor mu ?
Selin: Evet
Nesrin:(Bağırarak) Evlatlarım
Nesrin hiçkirarak ağlamaya başlar.
// Yoğun Bakım'ın Önü //
Volkan: Ne kadar bekleyeceğiz daha
Ali: Bilmiyorum. Tek bildiğim artık onların sesine ihtiyacımın olduğu
Hüsnü: Az kaldı biraz daha sabredelim
Mesut: Daha düne kadar yaşadıklarından bi haberdik.
Nesrin: Ama şimdi onları burada bekliyoruz
Ali: Nesrin Teyze
(Selin ve Bahar koluna girmişlerdir)
Selin: Tutamadık
Rıza: İyi olmuş çocuklar.
(Ayla,Suat,Nazike,Pınar ve çocuklar hastaneye koşarak gelirler)
Ayla: Rıza
Rıza: Hoş geldiniz canım
Pınar: Doğru mu ?
Ali: Evet canım
Suat: Çok şükür. Hep dua ettim onlar için.
Nazike: Gözümüz aydın o zaman
Tunç: peki, neredeler şimdi?
Mesut: Yoğun bakimdalar
Suat: Neden ?
Hüsnü: (Nesrin'i işaret eder) Onlar için Suattt. İyi olacaklar
Suat: Öyle tabii canım
Hepsi camdan onları izliyordur
Nesrin: Hadi çocuklarım, hadi üzmeyin annenizi
Pınar: Az kaldı Nesrin Teyze
Nazike: Bir uyansinlar sorarız onlara.
Mesut: Hem de nasıll, bir açsinlar gözlerini onlara verecem odunu.
Ali: yorulursan ben devralacam abi
(Gülümserler)
Ayla: Sırası değil biliyorum ama bütün ekip Arif müdür de dahil herkes hastanede ve kimsenin acelesi yok. Bir terslik mi var ?
Suat: Ayla haklı
Ali: O işler biraz karışık. Daha sonra konuşuruz.
// Merkez //
Eylül gelir
Eylül: eee ne yapacağım ben ? Kimse yok.
// Hastane //
Reşat: Size güzel bir şey söylemek isterdim ama erken daha. Çocuklarda hiçbir gelişme yok
Nesrin:Nasıl olur ? Ne zaman gözlerini açacaklar? Ne zaman anne diyecekler ?
Reşat: anlıyorum sizi ama bizim de yapabileceğimiz bir şey yok her şey onlarda bitiyor
Hüsnü: sağ olun hocam
Reşat gider
Ali: 10 yıl bekleyeceksek bekleriz. Bu işin sonunda gözlerini açıp bize bakacaklarsa sonuna kadar bekleriz
Pınar: Öyle tabii
// 2 Hafta Sonra //
(Hastane Bahçesi)
Rıza: Kenan'dan haber var mı ?
Arif: Yok maalesef bir türlü ulaşamadık...
Rıza: Canım sıkılıyor Arif. 3 hafta olacak ve hala hiçbir haber yok. Hiçbir şeyden haber yok... Herkese sorsan koskoca Rıza Babayım. Evlatlarıma bir faydam dokunmadıkça, mesleğime bir faydam dokunmadıkça ben nasıl babayim ha Arif? Her şeyin böyle olmasının sorumlusu benim Arif. Ben koruyabilirdim çocuklarımı. Hakan'ı o gizli göreve neden gönderdim? neden sahip çıkmadım, çıkamadım ?
Arif: Haksızlık ediyorsun Rıza kendine. Biz çocukları 3.5 ay şehit oldu sandık. Şimdi içerdeler. Kendi canlarıyla uğraşırken bir de bu yaşlı, huysuz babalarının sözlerini duysalardı hiç çekinmeden fırça atarlardı.
Rıza: Atsınlar Arif, gıkımı çıkartmam. Ama acsinlar gözlerini
(Ikisi de ağlar)
-(Hastaneye Eylül gelir)-
Eylül: Merhaba
Ali: Ne işin var senin burada ?
Eylül: Ben...
Ali: Hadi kızım kimseye daha fazla görünmeden git
Mesut: Kimsenin seni görecek hali yok
Eylül: Peki.. Geçmiş Olsun.
-Kimse cevap vermez-
Eylül: Her şey daha farklı olabilirdi ama siz istemediniz. Hep dışladınız beni
Bahar: Güle güle
Eylül: Açığa alındığınıza üzülmüştüm ama şimdi üzülmek bile içimden gelmiyor.
(Ali bir adım atar. Pınar kolundan tutar)
Ali: Bak zaten herkesin canı burnunda. Daha fazla sinirlendirme bizi.
Selin: Kendini küçük düşürme
Eylül: Bana ihtiyacınız olduğunda çok yalvaracaksınız...
Nesrin: Kızım, yeter ! Buraya gelip çocuklarıma istediğini soyleyemezsin. Benim,bizim canımız yaniyorken bir de seninle uğraşmayalım. Herkes kendini zor tutuyor. Zor dayanıyoruz. Çocuklarım gözlerini açacak mı ? Bilmiyoruz. Bana yeniden anne kardeşlerine kardeşim diyecekler mi bilmeden yaşıyoruz....Lütfen git kızım... lütfen... (Ağlar)
(Bahar, Eylül'ün kolundan tutar ve götürür.)
Ayla: İyi olacaklar canım
(Sarılır)
Nesrin: Açsınlar gözlerini Ayla... Açsınlar..
( Rıza'nın telefonu çalar )
Rıza: Peki savcım
Mesut: Baba ne oluyor
Rıza: Savcı bizi bekliyor çocuklar
Selin: Savcı mı ?
Suat: Kötü bir şey yok değil mi Hüsnücüm
Hüsnü: Yoook Kızım
(Suat'a sarılır)
// Kantin //
Savcı: Hoş Geldiniz
(Eylül kenarda izliyordur)
Rıza: Hoş bulduk savcım. Neden burada buluştuk savcım ?
Mesut: Yalaka da burdaymış
Savcı: Mesut komiserim kendinize gelin
Ali: Valla savcım bizim orada yalakaya yalaka derler..
Savcı: kendinize gelin
Eylül: Savcım Ben alıştım onların patavatsızlıklarına
Selin: Hem suçlu gem güçlü...
Savcı: Yeter
Savcı önlerine bir çanta bırakır.
Arif: Bu nedir?
Savcı: Bakın
(Volkan çantayı açar)
Volkan: Silahlarımız...
Savcı: Geçen gün, birbirimizi yanlış anladık diye düşünüyorum.
Mesut: O gün biz sizi çok iyi anladık savcım
Ali: Siz de bizi öyle bir anladınız ki yaklaşık 3 haftadır merkeze adım atamadık.
Savcı: Ben de o yüzden geldim. Eğer o yaptığınız operasyonu bana kanıtlayabilseydinız şimdi şartlar böyle olmayacaktı.
Arif: Biz bu konuşmadan ne çıkartacağız savcım ?
Savcı: Demem o ki, eğer bu silahlara bir daha kavuşmak istiyorsanız...
(Rıza sözünü keser)
Rıza: Bize pazarlık mi yapıyorsunuz savcım? Eğer öyle bir niyetiniz varsa hiç konuşmaya baslamayin derim...
Savcı: Peki, zaten buraya gelmem bir hataydı...Siz bilirsiniz
Savcı ve Eylül gider.
Hüsnü: Daha ne kadar sınanacağız acaba ?
Ali: Neyse ne abi ben o depoda kardeşlerimi buldum ya gerisi hiç önemli değil.
Bahar: Öyle tabii
// Ali&Pınar //
Pınar: Alicim nasılsın canım ?
Ali: Korkuyorum Pınar
Pınar: Neden ?
Ali: Mutluluğa bu kadar yakınken birden...
Pınar: olmayacak öyle Ali. Hakan da Aylin de sağ salim gözlerini açacaklar. O zaman onlara böyle olduğunu söyleyeceğim.
Ali: O günler hemen gelsin.
// Yoğun Bakım Önü //
Nesrin: Volkan evladım
Volkan: efendim Nesrin Teyze
Nesrin: Beni bir yere götürür müsün ?
Volkan: Tabii ki de...Nereye?
// Selin&Mesut //
Selin: Son zamanlarda ki yaşadığımız şeylere bak
Mesut: Anlatsak roman olur derler ya sahiden öyle.
Selin: Kesinlikle
//AyHak Ev //
Volkan: Çok iyi düşünmüşsün Nesrin Teyze
Nesrin: Bizim çocukları çok kendi haline bırakmamak gerekir...
// Hastane //
Selin: Nesrin Teyze nerede ?
Pınar: Volkanla bir yere gittiler ama nereye gittiler bilmiyoruz
Bahar: Allah Allah
Nesrin ve Volkan gelir.
Rıza: Geldiler
Ali: Nesrin Teyze neredeydiniz ?
Nesrin elindeki posetin içinden fotoğraflar çıkartır.
Nesrin: Evlatlarımın fotoğraflarını getirdim. Cama asacağım. Görsünler mutlu hallerini görsünler ki biran önce bize geri dönsünler
(Herkesin gözleri dolar)
Bahar: Çok iyi düşünmüşsün Nesrin Teyze
(Ekip fotoğrafları alır ve cama yapıştırır)
Ali: Daha yaşayacak çok seyiniz var sizin
Bahar: Böyle erkenden ayrılmak olmaz.
(Selin ve Pınar ellerindeki renkli kalemlerle cama yazılar yazarlar )
Arif: Çok güzel oldu
Rıza: Şimdi sıra onlarda
(Nesrin eline bir fotoğraf alır ve bakarak konuşmaya başlar)
Nesrin: Hakan evden çıkarken kendine özen gösterirdi ama saatlerce aynanın karşısına geçip parfümler sıkıp gitmezdi. Bir şeyler olduğunu anladım ama konumlandıramadım. O zamanlarda da İstanbul'da yeniyiz. Yeni ekibine,amirlerine güzel görünmek istiyor diye düşünüyordum taa ki
Selin: Aylin'le tanışana kadar
Nesrin güler
Nesrin: Aynen öyle. O gün Hakan'ı arıyorum arıyorum açmıyor. Bir de merkezi arayayim dedim ve telefonu Aylin açtı ve o gün gelinimle tanıştım
Mesut: Bizim kızın aklını kalbini çaldı
Ali: Çok kolay verdik kızı abi
Bahar: Çok kolay mı?
Nesrin: Oğlumu az süründürmediniz
Mesut: Yok be Nesrin Teyze ne surundurmesi hiçbir şey yapmadık. Değil mi usta ?
Hüsnü: tabii tabii. Biz onunla uğraşırken Hakan bizim kızı aldı. Valla en son hatırladığım düğünlerinde alkış tutuyordum.
(Gülerler)
Bahar: Hakan sizden az çekmedi. Ben bunu bilir bunu söylerim.
Ali: Abartma kızım duyanda.. .
Reşat gelir.
Resat: Herkese Merhaba
Hepsi: Merhaba
Reşat: Size haftalar sonra güzel bir haber getirdim
Ali: Ne hocam ?
Reşat: Nesrin hanım bizim hemşireler sizi hazırlayacaklar ve sizde Aylin ve Hakan'ın yanına girebileceksiniz
Nesrin: Gerçekten mi ?
Reşat: Evet
Nesrin: He-hemen gidelim.
// -- //
Nesrin içeri girer. Ve göz yaşları akmaya başlar
Nesrin: Evlatlarım... ben geldim. Nasılsınız. Sizi çok özledim. Ama siz iyi görünüyorsunuz. Ufacık yaralarınız var ama olsun ben onları eve gidince sarar hemen iyileştiririm. Size çorba kaynatirim. Yemekler yaparım. Ama yeter ki siz gelin. O koskocaman ev (hıçkırarak ağlar)
(Bütün ekip camdan izliyordur)
Yine sizin kokunuzla, enerjinizle, sevginizle dolsun. Yine en ufacık şeylere atışın ama günün sonunda birbirinize bakarken gözlerinizin içi gülsün... Hadi çocuklar herkes dışarıda sizi bekliyor. Üzmeyin bizi hadi
Hemşire: Çıkmamız gerekiyor
Nesrin: Tamam kızım. Biz dışarıda sizi bekliyoruz çocuklar. Bekletmeyin bizi...
(İkisini öper)
Nesrin: Bu opmemi veda olarak saymayın sakın bu aramıza tekrardan hoş geldiniz öpücüğü. Hadi çocuklar size çok ihtiyacım var.
Nesrin çıkar.
Suat: Nesrincim
(Sarılırlar)
Nesrin: Hepinize selamları var çocuklar
// Hastane Bahçesi //
Rıza: İyi oldu Nesrin Hanım'ın çocukları görmesi
Ali: Kaç haftadır böyle bekliyoruz baba. Kadıncağız camın önünden bir santim ayrılmıyor.
Selin: Acaba biz de görebilecek miyiz ?
Arda: Fotoğraflar iyi oldu. İyi geldi onlara
Hande: Evet... Umarım hemen uyanırlar.
4-5 tane resmi polis aracı gelir
Hüsnü: Ne oluyor ya ?
Mesut: Allah Allah
Polisler gelir.
Mesut: Gençler kötü bir şey yok umarım
Ali: Neden bu kadar kalabalıksınız ?
Polis memuru 1: Biz Aylin ve Hakan komiseri merak ettiğimiz için geldik
Polis memuru 2: Durumları nasıl ?
Rıza polislere ve ekibe bakar
Rıza: Uyanacaklar çocuklar başka çareleri yok... Bu kadar insan onları bekliyorken bir yere gidemezler.
Tekin: Baba baba koşun
Hüsnü: Ne oluyor
Metin: koşun koşun
Ali: Ne oldu çocuklar
Tunç: uyandılar uyandılar
Mesut: Neee
Resmi polislerde dahil, ekip koşarak yoğun bakımın önüne giderler.
Camın önüne geldiklerinde Reşat hoca ve hemşireler iceridedir
Nesrin: Uyandılar uyandılar
Ayla: Gözümüz aydın
Nazike: Çok şükür
Ali: Ayliiiinnn kardeşim... Hakannnn
Mesut: Helal size
Selin: sizi çok özledik
Bahar: Ayliiinnnnn
Volkan: Hakan abi Aylin abla
Arda: Oh beee
Hepsi el sallar.
Aylin ve Hakan'da onlara el sallarlar
Hande: El salladılar
Rıza: Evlatlarım. Teşekkür ederim size teşekkür ederim... İyi ki bize döndünüz ... İyi ki ... İyi ki....

----- BÖLÜM SONU ------

Mutlu Son Yoktur...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin