BÖLÜM:2

138 20 5
                                    

Taslur orta yaşlı adamın karşısına çıktığında "Kimsin yabancı,benim mekanımda beni ve arkadaşlarımı rahatsız etme cürretini nasıl gösteriyorsun?" Şeklinde kendini tutmadan sesini gür bir şekilde salıvermişti. En az taslur kadar sinirli olan orta yaşlı adam altta kalmayacak bir sesle "Ben Teokles krallığına bağlı olan ve Gahermes şehrinin korunmasıyla görevli olan ceza departmanının MÜDÜRÜYÜM!!Ve şimdi sana emrediyorum diz çök ve şu kağıda kan özünü damlat." dediği sırada yokluktan bir kağıt çıkmıştı. Altın sarısı renge sahip olan bu kağıt etrafına keskin bir hava yayıyordu.

Neler olduğundan bihaber olan Deborah,Shen ve Jiang üçlüsü kağıdı gördükten sonra yüz ifadesi 180 derece değişen Taslur'a bakıyorlardı. Bu kağıt neydi ki Taslur'u bile bu kadar korkutmuştu.

Sanki bu üçlünün ne düşündüğünü anlamış gibi "Sizin gibi küçük ölçekli insanların bu tür şeylerden anlamayacağını düşündüğüm için söylüyorum bu kağıt bir ölüm kalım antlaşmasıdır. Bu kağıda şartlarını yazarsın ardından iki tarafta kağıda kan özünü damlatır. Sonra ise antlaşma gerçekleşmiş olur. Eğer ki bir taraf antlaşmayı bozarsa bozan taraf kağıdın içindeki formasyon dizisi tarafından öldürülür. " Taslur'a bakarak olay yerindeki herkese sinsi bakışlar altında açıklamıştı.

"Fakat bizim durumumuzda olaylar böyle yürüyemez çünkü siz yasal olmayan bir işin içindesiniz dolayısıyla sadece benim şartlarım olacak ve sizde itiraz etmeksizin kabul edeceksiniz." Tam da bu sırada kağıt Taslur'un önüne gelmişti şartları okuyan Taslur'un yüz ifadesi daha da değişmişti. Alnındaki damarları belli olan Taslur "O zaman bu antlaşmaya hiç gerek olmayacak çünkü o kadar süre yaşamayacaksın!" dedikten hemen sonra ceza departmanı müdürünün üstüne atılmıştı. Ceza departmanı müdürünün ise hiç şaşırmış bir yüz ifadesi yoktu. Tek yaptığı şey Taslur'un kendisine yaklaşmasını beklemek ardından biraz sola çekilmek ve yokluktan ortaya çıkan kılıcını domates doğruyormuşçasına yumuşak ve akıcı bir hareketle Taslur'un koluna doğru itmek olmuştu.

Bir sonraki an herkesin gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Artık Taslur iki parçaydı ve bu sadece birkac saniye içerisinde gerçekleşmişti. Yerde acı içinde yatan Taslur'un gözlerinde acıdan daha büyük birşey varsa o da korku idi. Bu adamı yüksek ihtimalle yenemeyeceğini o da biliyordu. Çünkü adamın yetiştirme düzeyini fark edememişti. Yine de şansını denemek istediğinde hiç böyle bir senaryo aklında canlanmamıştı. Bu adam ne kadar acımasızdı. Hayatı boyunca kaç can almıştı. Hırsız olarak olay yerindeki hiç kimse böyle bir şey hayal etmemişti. Çünkü oradaki herkesin tanıdığı en güçlü kişi Taslur'du. Ve ondan daha güçlüsünüde görmemişti.

"Şimdi herkes beni dinlesin. EMREDİYORUM!Bu hırsız loncasındaki 18 yaşından büyük herkes tek kelime etmeden gönderdiğim ölüm-kalım antlaşmasına kan özünü damlatacak. Şartlarınız çok basit benimle ceza departmanına geliceksiniz ve orada zihin okuma makinesiyle cezalarınızı ölçtükten sonra cezanız belirlenecek. 18 yaşından küçük olup 10 yaşından büyük olanlar da şu kağıda kan özünü damlatacak. Onların şartı ise eğer bu loncaya isteyerek geldilerse suçlarına göre ceza alıcaklar. Eğerki isteyerek değilde zorla getirildilerse o zaman serbest bırakılacaksınız. 10 yaşından küçük olanlarsa onlar,benim masum çocuklarım sizin için herhangi bir şarta gerek yok.Biliyorumki hepiniz bu yerden aşırı nefret ediyorsunuz." Sözlerini bitirdikten sonra,yerdeki kan kaybından dolayı gözlerini zar zor açık tutmayı başarmış olan Taslur'u bir enerji dalgası havaya  kaldırmıştı.

Yaklaşık 20 dakika sonrada ceza departmanı müdürünün tüm şartları yerine getirilmişti. Hırsız loncası yaklaşık 500 kişiydi. Bunu gören ceza departmanı müdürü kendi içinde şaşırmıştı bu büyüklükte bir loncanın bu zamana kadar saklanabilmesi kolay olmasa gerekti. Bu durum üzerinde çokta düşünmeyen ceza departmanı müdürü "Hepiniz takip edin beni" demişti. Arkasında 500 kişiyle yürüdüğü için abes bir görüntü sergilese de çok bir tepki de almamıştı.

ÖZGÜR RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin