yirmi sekiz

2.7K 185 168
                                    

ILGAZ

Elimdeki fotoğraf makinesini boynuma asıp masanın üstündeki tripotu da küçük çantama sığdırdım. Açıkçası Kaya'nın bunu kabul edeceğini düşünmüyordum çünkü yönelimimi anlamamla beraber ister istemez beni yanlış anlayacağını düşünüp uzaklaşır sanmıştım. Özellikle bu modellik konusunda. Asla beklemediğim şekilde hoca böyle bir konu vermişti ve içten içe bunu Kaya'yla yapmak istiyordum. Çocuklar arasında vücudu en iyi Kaya'ydı ve bunu fotoğrafta çok güzel kullanabilirdim.

Her şeyim tamtakır hazırken Kaya'yı bekliyordum. Bize gelecek ve annem arabayla bizi güzel bir yere götürecekti. Normalde böyle bir konulu fotoğrafı iç mekanda da çekebilirdim fakat dış çekimler her zaman daha çok hoşuma gitmiştir.

Odanın kapısı açılmasıyla ayaklandım. Kafasını odaya daldırıp gülümseyerek, "Selam," dediğinde kısa bir an afallamıştım. Şaşkınlığımı anında üstümden atıp, "Ne zaman geldin ve nasıl içeri girdin?" dedim merakla. Bedenini içeri sokup yanıma doğru adımladı. "Az önce geldim işte, annen açtı kapıyı. Sağır falan mı oldun sen?"

Alaylı cümlesini bitirdikten sonra çantamı elime alıp sözde sorusunu eş geçtim. Peşimden odadan çıkarken, "Hadi gidelim artık, güneşi kaçırmayalım," dedim ve salondaki anneme seslenerek devam ettim. "Anne! Biz hazırız gidelim artık."

Annem yerinden kalkıp sehpanın üstünde duran anahtarlığı aldı ve arkamızdan geldi. Aslında tek de gidebilirdik ama dediğim gibi, güneşi kaçırmak istemiyordum ve tam zamanında hızlı bir şekilde orada olmak istiyordum. Ayakkabıları giydikten sonra kapının önündeki arabaya ilerledim. Kaya ve ben arka koktuğa geçerken annem de şoför kısmına geçip arabayı çalıştırdı. Sokaktan ayrılırken cebinden telefon ve kulaklığını çıkaran Kaya'yı izledim. Birbirine giren kabloyu çözmeye çalışırken oldukça odaklanmıştı. Çatık kaşları ve hafif büzdüğü dudakları sayesinde gözlerimi ondan alamamıştım birkaç saniye.

Gülüp elimi uzattım ve "İstersen ben çözeyim," dedim onu bu dertten kurtarmak isteyerek. Gözleri elim ve kablo arasında gidip gelirken pes etti ve avcuma bıraktı. Elini çekerken ben de kulaklığı almaya çalışırken istemsizce ellerimiz birbirine değmişti. Sanki elektrik çarpmış gibi hızla elini çekmişti Kaya. Bu durumu umursamayıp iç içe girmiş kulaklığı çözmeye çalıştım. Neredeyse on saniye içinde çözdüğümde şaşkınca bana baktı. "Gerçek bir alfasın sen," dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Tekrar eline bırakırken bu sefer ellerimizin birbirine değmemesi için gayret ediyor gibiydi. En sonunda kulaklığı telefona takıp listesine girdi ve bir şarkı seçti. Kafamı cama çevirecekken bana uzattığı kulaklığın teki ile duraksadım. Elinden alıp kulağıma takarken henüz bilmediğim ama hoşuma giden bir şarkı çalıyordu.

---

Biraz uzun süren yolculuğun sonunda istediğim yere gelmiştik. Arabadan inerken Kaya öne atılarak etrafı inceliyordu. Anneme dönüp yanağını öptükten sonra geri çekildim. "İşimiz bitince seni ararım."

"Tamam canım, dikkatli olun siz de."

Göz devirip arabayı çalıştıran anneme el sallayıp arkamı döndüm ve Kaya'nın yanına ilerledim. Aramızda mesafe olduğu için sesini biraz yükselterek, "Burada kimse yok mu şimdi?" diye konuştuğunda boş araziye kısa bir bakış attım. Elimle çevreyi gösterip, "Gördüğün gibi kimse yok, sadece biz varız," dedim artık yanına vardığımda. Yanındaki eski arabaya vurup elini üstüne sildi hemen sonrasında. "Peki burayı nasıl buldun?"

Sırıtıtarak cevap verdim ona. "Meslek sırrı. Uzun bir araştırma yaptım burası için ama değdi."

Onaylayan mırıltılar çıkardı ve "Kesinlikle öyle. Fazla hoşuma gitti nedense," dedi. Gülümseyip birkaç adım geri gittim. İşaret parmağımla üstünü gösterdim. "Üstünü çıkar şimdi." Dediğimle birlikte elleri tişörtünü buldu. Yavaş yavaş çıkarırken ben de onda uygulayabileceğim pozları zihnimde canlandırıyordum.

Çıkardığı tişörtünü sallayıp, "Nereye koyacağım peki şimdi?" dediğinde yanına gidip elinden aldım ve omzuna koydum tişörtü. Tekrar az önceki yerime geçtim. "Merak etme araba temiz, şimdi onun üstüne çık." İlk talimatımı yerine getirdiğinde gülümsedim. Ardından ikinci talimata geçtim. "Şimdi bir bacağını kendine çek ve kolunu üstüne koy. Diğer bacağını da iyice aç, senin tabirinle yiğidini meydana çıkarır gibi."

Kahkaha atıp dediklerimi uyguladığında ben de gülerek çektim fotoğraflarını. Ardından pek içime sinmediğini fark ettim. Makineyi gözümden çekip biraz bekledim. Ne olduğunu merak edercesine, "Bir sorun mu var?" dedi. Kafa sallayıp, "İçime çok sinmedi, bakışların çok önemli burada. Biraz daha etkileyici bakmaya çalış," diye cevapladım onu. Anladığını belirterek kafasını salladığında dediğimi yapmaya çalıştı. Bu sefer öncekine göre daha anlamlı baktığında keyfim yerine gelmişti. Birkaç kez bu şekilde çektikten sonra tekrar makineyi bıraktım.

"Tamam şimdi indir bacağını. Bu sefer sırtını cama yasla ve tek kolunu başının arkasına koy. Bacakların bu sefer hafif aralıklı olsun. Az öncekinden bir tık fazla etkili bakmaya çalış."

Söylediklerimi harfi harfine yerine getirirken makineyi elime aldım ve yine çekmeye başladım. Fotoğraflar giderek içime sinerken dudaklarımın kıvrılmasına engel olamıyordum. Son bir kez farklı bir açıdan çekip bıraktım.

Uzun süren pozlardan sonra son birkaç ve en iyi olmasını istediğim kısma gelmiştik. Kaya sıradaki talimatımı beklerken alt dudağımı ısırmaya başladım. Utana sıkıla ağzımı açıp kapatıyordum ve sanırım bu Kaya'nın sinirini bozmuş gibi gözüküyordu bakışlarından. En sonunda konuşarak bunu dile getirdiğinde kafamı arkaya attım. "Ilgaz söyle artık pozu güneş batacak resmen!"

Sesli bir nefes verip kafamı kaldırdım. "Pantolonunu da çıkarman gerek sonuçta konu çıplak fotoğraf. Ayrıca fikirlerim bitti gibi." Arabanın üstünden inip söylenmeye başladığında az önce utanan ben değilmişim gibi kıkırdamamaya çalıştım. "Bunu söylemek bu kadar zor muydu anasını satayım."

Karşımda boxerıyla kaldığında pantolonunu da alıp omzuma bırakacakken son anda gördüğüm çite benzeyen şeyin üstüne bıraktım her şeyi. Tekrar arabasının üstüne çıktığında rastgele birkaç poz söyledim ve bir sağa bir sola gidip fotoğrafını çekmeye başladım.

En az altı fotoğraf çekmiştim ama hiçbirini beğenmemiştim. Sinirle nefes verip elimi saçlarıma daldırdım. "Yine mi olmuyor?" diye sorduğunda cıklayarak yanıtladım. "Vücudunu ön plana çıkarmanız gerek."

Bir süre aramızda sessizlik oluştuktan sonra beynimde şimşekler çakmış gibi yere eğdiğim kafamı kaldırdım. Meraklı gözleriyle bakmaya başladığında göz göze gelmiştik. O an tekrar utandığımı fark edip, "Neyse," dedim elimi sallayarak. Bundan sıkılmış gibi bir tavırla, "Lan söylesene artık! Utanıp durma sanki porno çekiyoruz," diye sitemle konuştuğunda istemsizce gülmüştüm. Peki diyerek itiraz etmemesini söyledim. Onaylayıp beni beklediğinde zihnimde son kez canlandırdım pozu.

"Göğüs uçlarını sıkıp belirginleştirmen lazım." Cümlemi sorgulamadan yerine getirdiğinde gülümsedim. Fakat alt dudağını ısırıp elleriyle göğüs ucunu sıkarken aklımın kaçmaması için dua etmek zorunda kalmıştım. Beni böyle zorlayacağını hesaba hiç katmamıştım, gerçekten. Titrek bir nefes verdiğimde o da işini bitirmişti. Ön plana çıkan göğüs uçları istediğim gibiydi. Tripotun olduğu çantadan ne olur ne olmaz diye getirdiğim suyu çıkardım ve Kaya'ya doğru fırsattım. Yukarıdan tek eliyle kaptığında, "Ne yapacağım şimdi bunu?" diye sordu.

"Kapağını açıp yanına koy kapağı. Altını çok ıslatmamaya çalışarak biraz yüzüne ve özellikle vücudundan aşağıya doğru dök yavaş yavaş. Gözlerini kapat ama. Ağzın da hafif aralık olsun."

Tek nefeste söylediklerimi uygularken bu görüntünün gözümde fazla seksi olduğunu unutmaya çalıştım. Yutkunup başka şeyler düşünmeye çalıştım ama olmuyordu. Hafif aralık dudakları sikik zihnimden çıkmıyordu ve içimdeki öpme istediğini büyük küfürler eşliğinde yok etmeye çalışıyordum. Şu an alt tarafımla düşünecek zaman değildi. Onun arkadaşım olduğunu unutmuş gibiydim neredeyse.

Silkelenip makineyi elime aldım ve az öncekiler gibi değişik yerlere geçip fotoğrafını çekmeye devam ettim. Bugünü bitirmek lazımdı hemen.

____

ağğ yazarken deli oldum aşırı hoşuma gitti umarım sizin de öyle olmuştur

ve pozlar zihnimde canlanırken awww oldum tam olarak wşdkwşldşwls

stay with me [bxb] +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin