otuz dört

2.8K 201 265
                                    

KAYA

1 hafta olmuştu. Resmen 1 haftadır Ilgaz'la konuşmuyordum ve bu çok canımı sıkıyordu. En yakın arkadaşımı kendi kendime kaybetmiştim. İçimde tarifi zor hisler vardı. Son üç gün içinde sesini duymuştum fakat hiç benimle iletişime geçmemişti doğal olarak. Bu gerçekten üzmüştü beni, kalbimin acısı geçmiyordu. 1 haftada fark ettim onunla ne kadar yakın olduğumu. 3 gündür benimle değil Yalın ile oturuyordu ve Yalın arkamızda olduğu için doğal olarak onun yüzünü de göremiyordum. Rezalet biriydim kesinlikle.

Teneffüs zilinin çalması bir nebze içimi rahatlatmıştı, böylece çocuklar konuşurken o da nadir de olsa konuşuyordu. Çoğu zaman utancımdan yüzüne pek bakamıyordum ama gördüğüm kadarıyla Ilgaz benden daha beterdi. Her gün saçlarına özenle şekil verirdi fakat saçı son günlerde yataktan kalkıp gelmiş gibiydi. Gözleri hafif kızarık ve göz altları mordu. Benim yüzümden bu halde olması daha çok canımı sıkıyordu.

Bütün düşüncelerimi silen Ilgaz'ın sesiyle ona doğru döndüm. "Boş verin önemli değil, bu aralar fazla üşengecim ondan."

Cevabıyla ne sorduklarını anlamış oldum. Arat ısrarla sorarken yanımdaki Buğra -Ilgaz'la yer değiştirdikleri için yanımda oturuyordu- inanmayarak, "Nasıl önemli değil lan çökmüşsün. Ailenle mi ilgili?" diye sorduğunda bakışkarımı önüme indirerek cevabını bekledim. Birkaç saniye sustuktan sonra, "Değil ama gerçekten boş verin ben iyiyim," diye cevap verdi. Ona baktığımda dudaklarında zoraki bir gülümseme vardı.

Arkamdaki Çakır cıklayarak itirazlarını belirtti. "Olmaz öyle. Hiç yoksa bu gece bir yere kafanı dağıtmaya gidelim," dediğinde Yalın da ona katıldığını söyledi. Yavaş yavaş herkes Çakır'ı onaylarken Ilgaz da zor da olsa peki diyerek kabul etti.

"Ben gelmiyorum benim yerime de içersiniz."

Bütün gözler bana dönerken Arat kaşlarını kaldırarak, "O neden? Herkes geliyor işte sus," diyerek işaret parmağını dudaklarıma bastırdı. Göz devirip zorla kabul ettiğimde geri çekildi. Bensiz daha mutlu olabilirdi, niye gidip keyfini bozayım ki? Onu bu denli yıkan kişinin yanında olması ona asla yardımcı olmazdı. Omuzlarımı indirip önüme döndüm ve kafamı masaya dayadım. Gözlerimi kapatarak son günleri hiç yaşamamış gibi uyumak istedim.

Ne ara çaldığını anlamadığım zil sayesinde dakikalar sonra almanca hocası sınıfa girmişti. Ritüel şeyleri yaptıktan sonra hocanın gözleri sınıfta dolaştı. Gözleri benim ve arkamda durduğunda derin bir nefes verdim.

"Oğlum sizin yeriniz neden değişik? İsim hafızam kötü, görsel hafızaya göre sizi tanıyorum demedim mi? Ilgar çabuk yerine geç."

Hoca 2. dönem geldiği için kimseyi tanımıyordu doğal olarak ve oturduğumuz yere göre bizi tanıyordu. Öyle ki Ilgaz'ın adını bile yanlış söylemişti. Arkamdaki beden oflayıp, "Hocam yalnız ismim Ilgaz ve burada oturmak istiyorum ben," diye itiraz ettiğinde hocanın sorun çıkarmamasını istedim. Evet onu özlemiştim fakat yan yana gelmek beni fazlasıyla gererdi.

"Çocuk musun sen oğlum? Geç işte eski yerine, önden önden dinle dersi."

Ilgaz homurdansa da Buğra ile yerlerini değiştirdi en sonunda. Hoca memnuniyetle derse başladığında göz devirdim.

Yanımdaki beden kalbimi hızlandırırken bunu yok etmek istercesine uyumak istedim. Kafamı tekrar masaya koyup gözlerimi kapattım.

---

Sonunda okul çıkışı eve dağılıp herkes akşamı beklerken ben yine uyumuştum. Moralim bozuk olunca uyuma huyumun önüne asla geçemiyordum. Uyursam bir an önce bütün her şey son bulacak gibi hissediyordum. Fakat tabi ki öyle olmuyordu hatta daha da zorlaşıyordu her şey.

stay with me [bxb] +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin