8. Bölüm

142 7 1
                                    

Dolunay Özay'dan

Gecenin güzelliğine dalıp yatağımda uzanırken uyuya kaldığımı zil sesi bana hatırlatmıştı. Gözlerimi zorlayarak karanlık odaya açtım göz kapaklarımı. Salonda olduğumu, yattığım sert koltuktan hemen anlamıştım. Esneyerek hala inatçı bir şekilde çalan kapıya doğru ilerledim. Batu mu gelmişti acaba?

Deniz'i doğum gününde yalnız bırakıp benim yanıma gelmeyeceğini bilsem de içime bir heyecan dalgasının yayılmasına engel olamamıştım. Bu çocuğu seviyor muydum? Aslında ben de onunla Lider'in düzenlemiş olduğu partiye gidebilirdim ancak son zamanlarda Lider beni tuhaf bakışlarıyla korkutmaya başlamıştı. Ayrıca Deniz'i sevmiyordum ve bu zaten başlı başına bir sebepti.

Sonunda kapıya vardığımda holün ışığını yakarak kapıyı araladım. Karşımda dik durmakta zorlanan o adamı gördüğümde kalbim, deli gibi atmaya başladı ancak aynı zamanda da beklediğim kişi gelmediği için üzülmüştüm.

"Fırat, senin burada ne işin var?"

Alaycı bir gülüş attığında kokusundan içki içtiğini anlamıştım.

"Of, bir de içtin mi sen? Noluyor sana ya!"

Bana alaycı bir gülüş atıp düşmemeye çalışarak içeri girdi ve salona doğru yola koyuldu. Tabii giderken iki kez neredeyse düşüyordu ama kapıyı kapatıp ona yetiştim ve koltuğa kadar eşlik ettim.

Koltuğa düşerek oturduğunda ayılmaya çalışıyordu ama daha çok battığı belliydi.

"Kahve?"

Mutfağa doğru gidecekken bileğimden tutmasıyla beni çekiştirmiş ve yanına oturtmuştu.

"Fırat bu halde hiçbir şey yapamazsın."

O ise beni takmıyordu.

"Sus! Sadece beni ve kırık kalbimin bozuk sesini dinle, tamam mı?"

Buruk bir tebessümle ona gülmüştüm ama o görmemişti. Tabii ya yine her zamanki gibi Deniz!

"Dolunay sen neden geldin?"

Afallayarak ne diyeceğimi bilememiştim ve bu yüzden susmayı tercih ettim o ise konuşmayı...

"Neden her şeyi mahvettin? Ben onu seviyordum ama biz... seninle evlenecektik... aklımın karışması doğaldı. Bitti artık, beni sevmiyor."

Fırat Soykan'ın bu hallere düşeceğini rüyamda görsem inanmazdım ancak şu anda tam karşımda gösterimi veriliyordu. Ona ne diyeceğimi bilmiyordum zaten o da bir şey dememi beklemeyerek koltuğun köşesine kafasını koydu ve birkaç dakika sonra düzenli nefes alış verişinden uyuduğunu anlamıştım.

———————

Aynı gece / Lider Soykan

Denizin sesi beni her zaman için rahatlatmıştır. Gecenin karanlığı beni içine çekiyor, denizedeki yakamoz da bu sürükleyici karanlıkta aydınlatıyordu kalbimi. Sesizce kumların üzerinde dolaşıyorduk ve bu bana çok iyi gelmişti. Deniz beni rahatlatıyordu, onunla olmak sadece saflıktı, Dolunay ise ondan tamamen farklı.

Deniz yakamoza derin derin bakarken onu izlemek bana her şeyden daha cazip geliyordu. Dans ettikten kıs bir süre sonra ona kalabalıktan uzaklaşmak istediğimi söylemiştim. Ve sonuç olarak onu kumsala getirmiştim.

"Şuraya oturalım mı?"

Sorusuyla aramızdaki sessizlik uçup gitmişti. Sesizce başımı sallayarak tahta banka oturduk. Konuşmadan yalnızca karşımızdaki denizi izliyorduk ve bu daha iyiydi ancak o sessizliği bozmuştu.

Son Aşk (İlk Aşk2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin