Kadın gözlerini açınca karşısında beni görünce şaşırıp kendini yatakta geri çekip duvara yaslandı.
Onu eşyalarınıda toplayıp kendi evime getirdim. İki gündür baygındı. Epey bir kan kaybettiği için kendine gelmesi biraz zaman almıştı. Yaralarını sararken onunda benim kadar olmasada hızlı iyileştiğini görmüştüm. Onun bir şeyler bilebileceği beni umutlandırmıştı.
Kız konuşmaya başlayınca kendime gelip ona baktım.
" Sen kimsin benden ne istiyorsun?"
Açıkçası cesur bir şekilde konuşunca biraz şaşırdım. Biraz korkacağını düşünmüştüm.
"Şey, aslında bende aynısını senin için merak ediyordum." Kızın yüzüme bakmaya devam ettiğini görünce tekrar konuşmam gerektiğine karar verdim. "Tamam ben başlayayım. Ben Hope. Benden korkmana gerek yok. "
"Senden neden korkucakmışım. Hımmp. Hem benimde adım Julia. Burası neresi? Beni kurtadığın için sağol. Sen hangi topluluktan geliyorsun."
Dediklerini duyunca mutlu bir heyecanla konuşmaya başladım.
"Ha-hangi topluluk mu? Başka yaşayan insanlar varmı? Sana sormam gereken çok soru var. Önce aç olmalısın kalk bir şeyler hazırlamıştım."
Julia yüzüme garip bir bakış attıktan sonra çok aç olsa gerekki itiraz etmeden kalktı. Hiç utangaç bir tipe benzemiyordu. Önden gidip mutfak masasına pişirdiğim yemeği koydum. Yanına bir bardakda su koydum.
O yemeğini yerken bende yandaki sandalyede oturmuş istemsiz yüzünü inceliyordum. Kumral dalgalı saçları vardı. Saçları kıvrıla kıvrıla omuzlarının altına geliyordu. Yeşil gözlerine eşlik eden minik bir burnu vardı. Tam yaşını anlayamasamda benim yaşlarımda gibi görünüyordu.
İtiraf etmeliyim çok güzel bir kızdı. Daha önce pek fazla kızlarla iletişime geçememiştim. Genelde benimle dalga geçtikleri için olsa gerek. Zaten okuldan kaçtıktan sonra böyle şeylerle ilgilenmedim. İlgilensem bile kim bir yetime bakar zaten? Orası muamma.
Kız ona garip bir şekilde bakmamdan rahatsız oluştu galiba. Birden yemek yemeyi bırakıp yüzüme baktı. "Yüzümde bir şey mi var? Ne bakıyorsun?"
Yüzümün yanmaya başladığını hissedince " Yok. Yok. Yanlış anlama. Ben uzun süredir ilk defa bir insan yüzü görüyorum. Şey o yüzden yani baktım."
Her ne kadar esmer olduğum için yüzümün kızarmayacağını bilsemde yinede çok utanmıştım. Hemen yemeye devam etmesini söyleyip kalktım.
Gidip salondaki büyük koltuğa oturdum. Arkamdaki dikenli bakışları hissetmiştim. Hiçbir şey olmamış gibi yanımda oturan Alfa kucağıma atladı. Gülümseyip sırtını kaşımaya başladım.
Yaklaşık yarım saat böyle sürerken Julia yediği tabağı tezgaha koyup geldi. Karşımdaki küçük koltuğa oturdu. Bir şey demesini beklemeye başladım. Konuşması uzun sürmedi.
"Eşyalarım nerde? Onlarıda getirdin mi?"
"Evet"diye kısa bir cevap verdikten sonra sustum.
"Sen kimsin? Tek başına yaşadığın konusunda ciddimiydin? "
"Evet tek başıma yaşıyorum. Yaklaşık ik ay önce gözlerimi açtığımda dünyayı bu şekilde buldum. İki aydır şehri dolaşıyorum. Başka yaşayan bir insan olup olmadığını anlamak için. Ama kimseyi bulamadım. Taaki bu güne kadar. Yaşadığın evin yanına gelince Alfa senin yaşadığın evi buldu. Ceketini koklayıp seni bulmamı sağladı. Aslında teşekkür etmen gereken kişi o. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşaretli Olanlar(TAMAMLANDI )
Science Fiction%%%%%%%%%%%%%% İnsanlar birbirlerini yok etmeye başladığında dünya yapay bir kıyamete sürüklendi. İnsanlar onları, işaretli olanları dışladılar. Ama bunun çok büyük bir hata olduğunu anlayacaklar. Onlarla işbirliği yapıcaklar mı? Yoksa savaşacaklar...