Ertesi gün eğitimden sonra nihayet öz güvenimi toplayabilmiştim. Etrafta Julyi aramaya başladım. Yine güneş batmak üzereydi. Onu hiç bir yerde bulamayınca yine aynı yerde olduğunu düşündüm.
Tepeyi turmanırken ne söylemem gerktiğini düşünüyordum. Kendimi çınar ağacının yanında bulduğumda Julynin oturmuş gün batımını izlediğini farkettim.
Bu sefer yanlışlıkla ses çıkardığımda geldiğimi farketti. Yüzüme baktıktan sonra kızarmış yüzünü kollarının arasına sakladı.
"Ne istiyorsun? Git burdan."
Kollarına bastırdığı yüzü sayesinde sesi biraz boğuk çıkmıştı. Sesindeki burukluğu hissettiğimde ona doğru yaklaşmaya başladım. Yanına oturup bir şey demeden gün batımını izlemeye başladım.
On dakika sonra ikimizde sakinleşmiştik. Önce o konuşmaya başladı.
" Yaa bak özürdilerim. Zaten başımızda binbir türlü dert varken ben şeyy çocukça bir şey için seni rahatsızz ettim..... kusura bakma. Bu olanları unutalım."
Tam ayağa kalkacakken kolunu tuttum. Gözlerimle oturmasını işaret ettiğimde sakin ama endişeli bir şekilde oturdu. Bir süre yüzüne baktıktan sonra sessizce konuşmaya başladım.
Utanmana hiç gerek yok July. Bende en az senin kadar bu durumdayım........ııııı şeyy.......bende galiba seni seviyorum July."
July duymayı beklediği şey farklı olsa gerek kısa süreli bir şok geçirdi. Kendine geldiğinde parlayan gözlerle baktı bana.
"Cidden sende benimi seviyorsun? Peki Melissa ile olan gülüşmeleriniz falan?"
"Hepsi onu kırmak istemediğimdendi. Ayrıca kimseyi sevebileceğimi düşünmesken içimde sana karşı bişeyler pişmeye başladı. Ben dünyada yalnız kaldığımı düşünmeye başlamışken....sen çıktın karşıma."
Biraz uzun olan konuşmamdan sonra birbirimize bir süre bakmaya başladık. Bir anda dudaklarımız buluşunca ne yapacağımı bilemedim. Sonuçta ilk defa öpüşüyordum. Sonra akışına bırakmaya karar verdim. Kısa bir süre sonra dudaklarımız ayrıldıktan gözlerimi dudaklarından alamamaya başladım.
Kendimi zorla kontrol edip geriye yaslandığımda kalbimi sakinleştirmek için ufukta kaybolmak üzere olan güneşe bakmaya başladım. Julyde sırtını ağaca yaslayınca dudakları daki yumuşak tatlı dokudan aldığım his hala damağımdaydı.
Bir süre sonra kafasını omzuma koyunca tekrar konuşmaya başladı.
"Biliyormusun ilk defa öpüştüm. "
"Haa? Bende hahaha."
"Hiç böyle olacağını tahmin etmezdim. Senin beni kurtardığın zaman seni görür görmez zaten kalbimi sana kaptırmıştım galiba. Ama bir türlü kabul edemedim. Taki bir kaç gün öncesine kadar. Karşılıklı olduğunu öğrendiğimde....bir kaç dakikalığına dünya benim oldu. "
"Hahaha. O sinirli ağzı bozuk kızın içinde böyle duygusal biri olduğunu düşünmemiştim."
"Heyy. Sen kime ağzı bozuk diyorsun?"
"Merhaba July. İyiki geri döndün az önce burda biri oturmuş seni taklit etmeye çalışıyordu. Hahaha"
"Ha ha ha."
Yalandan gülmüş gibi yapıp somurtunca ne kadar tatlı olduğunu gördüm. Galiba bu duruma alışmaya başlamıştım.
"Gel buraya."
![](https://img.wattpad.com/cover/221205040-288-k274090.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşaretli Olanlar(TAMAMLANDI )
Ciencia Ficción%%%%%%%%%%%%%% İnsanlar birbirlerini yok etmeye başladığında dünya yapay bir kıyamete sürüklendi. İnsanlar onları, işaretli olanları dışladılar. Ama bunun çok büyük bir hata olduğunu anlayacaklar. Onlarla işbirliği yapıcaklar mı? Yoksa savaşacaklar...