twelve ¹²

2.3K 307 162
                                    

☆✼★━━MOTORCYCLE━━★✼☆

ˏˋ⋆ BÖLÜM ON İKİ ⋆ˊˎ

Sabah gözlerimi açtığımda saat nerdeyse 10'a geliyordu. Normalde bu saate kadar hayatta uyuyamazdım. Dün oldukça yorgun düştüğümü de göz önünde bulundurursak , kendime hak vermiştim. Dün yorucuydu.

Odamdaki küçük banyoya girip temel rutin işlerimi hallettim. Ardından üstüme taytımı ve sporcu atletimi giydim. Biraz site içinde yürüyecektim. Dün akşamki yağmurdan kalma toprak kokusunu içime çeke çeke. Yine de soğuk olabileceği düşüncesiyle ince polarımı da yanıma almıştım.

Odamdan çıkıp salona doğru ilerlediğim de Jimin de yeni uyanmıştı. Ve her zamanki gibi misafirlerimiz vardı. Jungkook ve Taehyung.

"Ooo. Hyunglarım da gelmiş!" diyerek sırıttım ve kahvaltı yapan ekibe doğru ilerledim.

"Hyung mu?" dedi Jungkook şaşkınca. Sanki ilk defa bunun şakasını yapıyordum...

Bu tepkisine gülümsedim, "Ortaokulda sana oppa derken bana ne dediğini hatırlıyor musun? Oppa anicanayoo!"

Bu tavrım masadakileri gülmeye yetmişti.

"Hayrola Seola. Bu gün seni çok mutlu gördüm?" dedi Jimin imalı imalı. Abimin dediklerinden sonra kısa bir süreliğine vücudumun gerildiğini hissetsem de, gevşemeye çalışarak salakça güldüm.

"Ben mi? Hah, her zamanki gibiyim abi."

Tuhaftı... Abim insanları incelemeyi severdi, üstüne de yorumda bulunurdu. Normalde fazla üstüme alınmasam da gerildiğimi hissetmek garipti.

"Yürüyüşe mi çıkıyorsun?" dedi Taehyung, o sırada koca bir dilim ekmeği ağzına tıkmıştı. Ardından da meyve suyundan bir yudum almıştı. "Evet." diye mırıldandım ve kapının önüne doğru yürüdüm. Günlerdir aksattığım yürüyüşe çıkacaktım.

Kapının önünde ayakkabı bağcıklarımı bağladığım sırada, "Çok geç gelme, biz turnuvaya gideceğiz öğlen biliyorsun." dedi Jimin arkamdan.

"Tamamdır." diyerek kapıyı çektiğimde asansörü beklemeye başlamıştım. Karşımızdaki dairenin kapısının açılması ile gözlerimi, asansörün yaklaştığını belirten tabeladaki tek tek artan kat sayılarından alıp o tarafa çevirdim. İçerisinden aynı benim gibi spor kıyafetleri ile çıkan genç çocuğa hayran gözlerle bakarken asansörün kapısının açıldığını gördüm.

Kendime çeki düzen verip asansöre bindiğimde o da benimle birlikte binmişti. Ayakkabılarımızın markasından tutun, üstümüzdeki poların rengine kadar her şeyimiz aynıydı. Şey gibi duruyorduk... Şey... Çift...

Aynı anda asansörün düğmesine uzandığımızda geri çekilip basması için öncelik verdim. Zaten ikimiz de zemin kata inecektik. Asansörün aşağı inmesi yaklaşık bir dakika sürse de, benim için on yıl gibiydi.

Asansörden kendini atan ilk ben olmuştum, apartmanın giriş kapısını tek hamlede açtıktan sonra kendimi oksijene bıraktım. Komşum da yanımda durup derin bir nefes aldığında garipseyerek ona baktım.

Tanrım, cidden tesadüfün böylesi...

◊◊◊

Terlere boğulmuş bir biçimde eve girdiğimde evde kimsecikler yoktu. Abimler yüksek ihtimal turnuva için piste gitmişlerdi. Biraz yoga yapıp iyice esneyecektim, ardından da duş alıp hazırlanırdım. Kendimi hantal biri olarak görüyordum. O yüzden fırsat buldukça enerji harcamalıydım.

MOTORCYCLE ▪︎ Choi Yeonjun✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin