final

2.1K 311 267
                                    

☆✼★━━MOTORCYCLE━━★✼☆

ˏˋ⋆ BÖLÜM YİRMİ ÜÇ ⋆ˊˎ

Yeonjun, elleri kelepçeli olan ve demir parmaklıklar arkasında duran babasına ve onun çalışanlarına özellikle de Woobin'e acırcasına bakıyordu.

"Bakma bana öyle." dedi Woobin. "Tek suçum SeoWoo'ya güvenmekti. Ben masumum anladın mı?"

Bağırdığı için sesi karakolda yankılanmıştı. Ve cidden aciz durumdaydı. Zaten asıl suçlular hep gereğinden fazla tepki verenler değil miydi? Bu yakayı ele vermekten başka bir şey değildi...

"Sen." dedi Yeonjun burukça gülümseyerek. "Frenleri koparıp, bir insanın ölümüne sebep olan bir katilsin Woobin."

Woobin sinirle yerinden kalkıp, ağlamaktan kızaran gözlerini kocaman açarak demir parmaklıklara sarıldı. Ve aynı sertlikte bağırdı, "Hepsi aşağılık babanın suçu. O herifin suçu beni anlıyor musun? 6 sene önce de, şimdi de! Her şeyin sorumlusunu senin baban!"

Yeonjun histerik bir kahkaha atıp, "6 sene önce mi? Ne saçmalıyorsun!" dedi.

Woobin gözlerini Yeonjun'unkilere dikti, "Kız arkadaşının ailesini senin baban öldürdü." dedi. Tok bir tonda. Net bir şekilde...

Yeonjun gülerek bir kaç adım sendeledi, "Anlamadım?"

Woobin başını deli gibi sallayıp, "Duydun beni. Hadi babana sor!" dedi.

Yeonjun'un yavaş yavaş dolmaya başlayan gözleri babasına kaydı. Az önce duyduklarının bir saçmalıktan ibaret olduğunu varsayarak, "Polis Bey, babamla özel konuşabilir miyiz?" dedi.

Polis kısa bir süre ikine bakarak, "Yalnızca beş dakikanız var." dedi. Ardından demir parmaklıkların arkasında olan adamı çıkardı ve sorgu odasına götürdü. Yeonjun da peşlerinden ilerledi.

Odanın loş ışığı altında karşılıklı oturan baba oğul tek bir kelime dahi etmiyordu. Yeonjun merak ediyordu ve öğrenmek istiyordu. Babası ise sadece susmak ve yok olup gitmek.

En sonunda, "Ne yaptın?" diyebildi Yeonjun sakince.

Babası denilecek adam kafasını eğerek susmayı tercih ettiğinde Yeonjun sinirle ellerini aralarındaki masaya vurdu ve, "Sana ne boklar yediğini sordum? 6 sene önce ne yaptın?!" diye bağırdı.

Artık sakinliğini koruyamıyordu genç adam.

"Onları öldürdüm." dedi babası başını kaldıramadan. Suçunu kabul edebiliyordu, çünkü kaçacak yeri kalmamıştı. Ve oğluyla yüzleşebilecek kadar da gururu yoktu. Kestirip atmak istiyordu Bay Choi. Ama Yeonjun'un kestirip atmak gibi bir derdi yoktu.

"Neden!" dedi Yeonjun. Artık daha fazla gerçeği kaldıracak gücü kalmamıştı. Eskiden canından çok sevdiği babasının böyle bir katile dönüşebileceğini düşünmek istemiyordu, kabullenemiyordu.

Küçüklüğünde onunla saklambaç oynayan, futbol oynayan babasının bir katil olduğuna inanmıyordu.

"Çünkü ailemizin itibarını kirlettiler." dedi duygusuzca Bay Choi. "Senin hakkın olan tüm miraslarımızı elimizden aldılar. Senin olan her şeyi bizden çaldılar. Ben de onları çaldım. Ben de onların canlarını çaldım! Senin için yaptım!"

En sonunda başını kaldırıp Yeonjun'un şaşkın bakışlarına karşılık verebilmişti Bay Choi.  Yeonjun dikleşerek, "Benim için... Miras için... Para için iki insanı mı öldürdün?" dedi zorlukla.

"Bizim geleceğimizdi! Annen ve beni bırakıp gittin. Ama benim aklım hep sendeydi Yeonjun. Senden alınan o mirası alıp sana geri vermeliydim bir baba olarak. Ama yapamadım... Park ailesinin hala iki üyesi yaşıyor ve miras hala onların üstünde. O binayı almak isteme sebebim, asla doğmayan ablanla ilk orada tanışmıştık. Annen ve benim üstüme ait olan o binada, ilk defa baba olmanın sevincini yaşamıştım. Annen, düşük yapmadan önce ablana hamileydi. Ama Park ailesi... Sevincimizi bile yaşamamıza izin vermeden sırf para için, yatırım yapabilmek için o binayı elimizden aldılar. Sadece bu yetmiyormuş gibi annene düzenledikleri vur-kaç operasyonu ile annenin karnındaki o minik canı da elimizden aldılar. Ben de aynısını onlara yapmak istedim sadece bu..."

MOTORCYCLE ▪︎ Choi Yeonjun✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin