fifteen ₁₅

2.3K 317 391
                                    

☆✼★━━MOTORCYCLE━━★✼☆

ˏˋ⋆ BÖLÜM ON BEŞ ⋆ˊˎ

Beomgyu, aşırı zeki bir arkadaşımız olduğu için sarhoş olursam diye taksiyle gelmişti bara Ve aşırı zeki ben ise Juliet tamirde olduğu için onunla birlikte gelmiştim. Taksi parasını da Beomgyu'ya kitlemiştim. Bozulan yüz ifadesini alaycı bir suratla izlemek o kadar iyi hissettirmişti ki... Bu hayatta sürekli arkadaşlarıma zulüm edecektim galiba.

Kai ise daha reşit olmadığı için gelememişti ve bunun dalgasını yüksek ihtimal bir kaç ay boyunca geçerdik. Ağustos'a kadar yakasından düşmeyeceğimiz kesindi.

Taksici görüş alanımızdan hızla uzaklaşırken adımlarımız seri bir şekilde gideceğimiz bara doğru yönelmişti. Soobin ve Taehyun barın önünde bizi bekliyorlardı. "Ortalığı aleve veren Seola da buradaymış. Nereye kaçtın yarışın ortasında."

Soobin'in bunu demesiyle gözlerimi devirip, 'sen çok biliyorsun' bakışlarımı gönderdim. Beni sinir etmek için dediğinin farkındaydım, zaten Soobin'in benle uğraşmadığı tek bir gün bile yoktu. 

Omzuma doğru dökülen saçımı tek elimle geriye savurup, "Kaçmadım, yoldan şaştım." diyerek onu düzelttim.

Yüzünde hınzır bir gülümseme belirmiş, tıpkı benim yaptığım gibi hayali saçlarını geriye savurmuştu. "Tabii, tabii..." diye söylendiğinde göz devirmemek adına kendimi sıktım. Soobin ciddi anlamda dayak istiyordu.

Bakışlarım etrafta eksik gözüken birini arıyordu. Yeonjun... Onun da Soobin ve Taehyun ile olmasını bekliyordum fakat beni şaşırtmış ve görünürlerde yoktu.

"Yeonjun nerede?" dedim sesimin meraklı çıkmaması için dua ederken.

Hayır bir değil, iki değil ki. Hepsi bana itinayla gönderilmiş bunların. Serseri bir tonda,"Sana ne?" diyen Taehyun'a öldürücü bakışlarımı sundum. Kaşınıyorlardı, şuracıkta çantamı kafalarına geçirecektim şimdi.

"Ya!" dedim. "Bizi buraya Yeonjun davet etti, o yoksa gidiyoruz."

Ciddiyetimi belirtmek adına biraz ses tonumu yükseltmiştim. Bunun üzerine Soobin, durumun farkına vararak olaya dahil oldu; "Gelir birazdan biz içeriye geçelim."

Soobin'in bunu demesiyle içeri geçtik ve bir masaya kurulduk. Bakışlarım hâlâ kapının olduğu taraflara kaysa da dikkat çekmemek adına kendimi zorluyordum. Çok geçmeden Yeonjun da gelmişti ve ekip, bebek Kai'miz dışında tamamlanmıştı.

Bizimkiler bira söylemişti fakat yarın sabah Jimin'lerle bir kahvaltı organizasyonuna katılacağımız için ben alkol kullanmayacaktım. Eğer kullanırsam zaten Jimin, o çok sevdiği pelüşüyle kapıma dayanır ve beni rahat bırakmazdı.

Bu organizasyonu ailemizi kaybettikten sonra bize maddi destek sağlayan bir vakıf düzenliyordu. Vakıf şehir dışındaydı, yani bir nevi yolculuk da yapacaktık. Bu yüzden en doğrusu ayık gitmekti. Kendime alkolü bugünlük yasaklamam gerekecekti.

Siparişleri hızla verirken sıra bana gelmiş ve limonata söylemiştim. Masadakilerin bakışları şaşkın bir hâl aldığına gülmemek adına yanak içlerimi ısırıp kendimi açıklama ihtiyacı duydum, "Yarın sabaha dinç uyanmalıyım da." 

Hepsi onaylarcasına bir mırıltı çıkardıktan sonra siparişlerimizi beklemeye başladık. O sırada diğerleri koyu bir muhabbete dalmışlar, hatta benim varlığımı unutmuşlardı. Yeni çıkan motorlardan ve diğer ekipmanlardan konuşuyorlardı. Ben ise sıkıldığımı belli etmemek adına etraftaki iki üç kızı kesiyordum. 

MOTORCYCLE ▪︎ Choi Yeonjun✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin