JUNG KOOK"İşte sevgili Jeon Jung Kook, şimdi sakin ol ve dediklerimi teker teker yapmaya bak...anlaştık mı?" Kafamı anladım şeklinde sallayıp ellerimi havaya kaldırdım. Bir şekilde bundan kurtulmalıydım ama nasıl...
"Hey hyung yakaladın beni artık öldürebilirsin değil mi Yun hâlâ boşanmak istiyor yaşamamın bir anlamı kalmadı artık. Bitir şu işi." Umarım beni ciddiye almazdı çünkü gram ciddi değilim daha Yun'un gönlünü almalıyım.
"Seni hemen öldüremem Jeon senin üstünde denemek için aldığım ufak tefek eşyalar var...önce onları denemeni istiyorum ama öncelikle çık arabadan benim arabayla gideceğiz" Yavaştan korkmaya başlamıştım düpe düz aydınlıkta adam kaçırıyordu ah be Yun camdan baksan göreceksin her şeyi güzelim. Yul hyungu daha fazla sinirlendirmemek için yavaşça kapımı açtım kafama dayalı bir silah olmasaydı güzel olabilirdi tabii ki. Arabadan indim fakat anahtar arabadaydı ve Minji'nin telefonuda. Benimki cebimdeydi ama büyük ihtimalle telefonumu alacaktı. Minji'nin telefonunda belki bir şeyler bulabilirlerdi.
"Haydi Jeon akşama kadar bekleyemem seni." Kafama dayalı bir silah varken nasıl rahat olabilirim ki!! Beni çekiştire çekişte arabasına sürükledi ve arka koltuğa kelepçeledi. Hızlı bir şekilde kendiside ön koltuğa geçip hızlıca arabayı çalıştırdı acaba nereye gidiyoruz...bari olaya zevk katayım.
"Hyung ayıp olmuyor mu kelepçe falan ben evde bunları Yun için kullanıyorum." Ah Yun üzümlü kekim ne çok özledim seni. Ben Yun'la hayallere dalmışken Yul hyung birden frene bastı ve öne doğru yalpalandım kollarımın yerinden çıktığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Yul hyung çok sinirlenmişti yüzünün rengi artık kırmızıdan mora dönüyordu. İşte zafer.
"Kes sesini Jeon yoksa seni hemen öldürürüm." Dişlerini sıkıyor ve direksiyonu yumrukluyordu. Hah aklı sıra karımı çekemiyor.
Uzuuuuuncaaa bir yol gidiyorduk ne kadar oldu bilmiyorum ama var bir 2 saat. Uyuyayım bari gelince dövülerek uyandırır aynı filmlerde ki gibi...
YUN
İNANAMIYORUM
İNANAMIYORUM
İNANAMIYORUM
İNANAMIYORUM
İNANAMIYORUMAbim, Jung Kook'u kaçırıyordu resmen.
Gizlenerek abimi izlemeye devam ettim eğer beni fark ederse Jung Kook'u öldürür. Sakinliğimi koruyarak olan biteni izlemeye devam ettim. Abi gerçekten düşündüğümden daha safsın. Onlar gittikten sonra telefonuma sarılıp polisi aradım. Seni bitireceğim abi...
Polisi beklerken bende hemen arabaya koştum Jung Kook zekidir bir şeyler yapmış olmalı. Minji'nin telefonu mu? Gerçekten mi!! İnanamıyorum ya. Abim öldürsün seni hayvan herif.
Ama şimdi öyle de demeyeyim daha boşanmadım bile.
Biraz adı lazım değil boynuzlandığım kadının telefonunu kurcalayayım abimle iş birliği yapıyorsa kesinlikle bir şeyler yazmış olmalı. Ne demek şifre var!!
Kadının şifresini bile öğrenmiş şeytan diyor git sen öldür. Ben zihnimde Jung Kook'u boğarken polisler gelmişti bile. Onlara ne var ne yok anlatıp polislere arabanın plakasını, Minji'nin telefonunu birde ayrıyetten dipnot düşüp Jung Kook'un telefonunun yanında olduğunu belirttim. Umarım sağ sağlim gelirsin buraya seni ben boğmak istiyorum...Minnacık ufacıcık bir bölüm oldu kurguyu tamamen unutmuşum hem de tamamen birazcık kusuruma bakmayın :')
Bir de wattpad bok gibi olmuş girmeyeli geçmiş olsun :')
Yorum, vote + takip etmiyorsanız edebilirsiniz canlarım :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my husband is a teacher || jjk
Fanfic*DEVAM ETMEYECEK* Gizlice Jungkook'un çalışma odasına giriyordum ama çok sessiz olmalıydım ve sınav sorularını almalıydım. "Hayatım?" Duyduğum sesle yavaşca arkamı dönüyorum. "Aha-ah kocacım sen uyumuyor muydun?" "Sınav haftasında odamda ne yaptığı...