d.8

5.7K 121 77
                                    


iyi okumalar dilerim ♡

"Çok büyük bir kavga çıkacak, hissediyorum."

Daisy konuştuğunda duvara yaslanmış ve gergince sigaramı içiyordum. Kızlar kendi aralarında konuşurken sinir kat sayım gittikçe artıyordu.

"Neyine bu kadar güveniyor?"

Son dumanı alarak sigarayı ayağımda sürdürdükten sonra sinirle yumruğumu sıktım. Kızların konuşmaları kulağımda büyüyormuş gibi hissediyordum.

"Bay Martin onlara hiçbir şekilde söz söylemiyor. Diana gelmediği günleri hatırlıyor musunuz?" Gözlerim Zerrie ile buluştuğunda anlatmaya devam etti. "Aissa özgürce herkese laf attı ve hatta telefonla konuştu. Buna rağmen ona hiç kızmadı bile."

Kalbim sıkışmıştı. Bu duygunun ne olduğunu bilmiyordum. Kıskanma olduğunu düşündüğümde bunu anında geri elemiştim. Onu kıskanmam için bir sebep yoktu. Bana olan tavrı bu kadar sert olmasına rağmen düşmanım olan bir kıza bu kadar tolerans gösteriyor olması beni her ikisine karşı da kinlendiriyordu.

"İkisini de sikeyim."

Sinirle konuştuğumda karnımdaki yaraların sızladığını hissettim. Yaralarımı sarmıştı çünkü daha büyük yaralar açmak istiyordu. Buna izin vermeyecektim.

"Bay Martin, biraz tuhaf gibi. Takıntılı duruyor." Sally konuştuğunda artık bağırarak ondan bahsetmemelerini isteyecek gibi hissediyordum. Derin bir nefes alarak kafamı iki yana salladım.

"Ben Emma ile konuşsam iyi olacak. Sınıfta görüşürüz."

Kızlar gülümseyerek veda ederken tuvaletten çıkarak okulun arka bahçesine doğru yürüdüm. Hızlı yürümemem gerekiyordu. Gri bir eşofman üzerine gri bol bir sweat giymiş olmam rahat hissettiriyordu. Biraz hızlı yürürken okul büyük olduğu için bu kadar yorucu olmasına içten içe küfür ediyordum. Emma ve arkadaş grubunu gördüğümde yanlarına doğru ilerleyerek çimlerin üzerine doğru oturdum.

"Merhaba gençler." Oturuşum yüzünden suratım buruşurken pek memnun gözükmüyordum.

"Oo hoş geldin Diana. Seni buralarda görür müydük?" Paul konuşarak beni koltuk altına aldığında tebessüm ettim.

"Klon bu. İnanmıyorum Diana olduğuna."

Charles hafif tripli şekilde konuştuğunda çim kopararak ona doğru attım. O da aynı şekilde atarken Paul ellerini suratımın önünde tutarak bana gelmesini engellemişti. Huzur dolu hissediyordum.

"Özür dilerim gençler, konuşmayı açmak zorundaydım." Paul ellerini çekerken yanımıza oturan kişiye baktım. Gözlerim ve zihnim onu tanıdığımı fısıldarken gözlerimi kısarak anılar defterimde bir yolculuğa doğru çıktım. Kantinde Sean ile kavga ettiğini anımsadığımda onun da gözleri beni bulmuştu. Muzhip bir şekilde sırıttığında ona aynı ifade ile bakmaya devam ettim.

"Joseph."

Elini bana doğru uzattığında kabalık etmemek için yavaşça elini tuttum. Büyük elleri küçük elimi kavradığında aşağı yukarı sallayarak elini geri çekmişti.

"Diana."

Gülümseyerek bizimkilere baktıktan sonra tekrar konuştu.

"Nam-ı değer satıcınız değil mi?" Kaşlarım çatılırken bizimkiler tebessüm etmişti.

"Ah hayır sadece bize zaman ayıramıyor." Emma gülümseyerek omuzumu okşadığında ona doğru tebessüm ettim.

"Şaka yapmıştım Emma. Gençler bu okul çıkışı gidiyor muyuz?"

*desireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin