Çıplak bir şekilde yatakta uzanırken artık giyinmem gerektiğini biliyordum. Yanımda duran iç çamaşırlarımı üzerime geçirerek telefonumdaki mesaja baktım. Annem eve geleceğini yazmıştı. Yanımda duran toz pembe saten geceliği giyerek ayna karşısında kendimi izlemeye başladım. Ev içinde böyle giyinmeyi seviyordum. Altının şort şeklinde olması rahat hissettiriyordu. Aynada vücudumu izlerken bacağımda geçmeye yüz tutan izler vardı. Onları izlemeye dalmışken çalan kapı ile koşarak aşağı indim. Gördüğüm görüntü ile şaşkın bir şekilde geri çekildim. Kristen tek başına kapıda duruyordu. Gözleri vücudumda gezerken bacaklarımda takılı kalmıştı. Geceliği aşağıya kaydırarak bakışlarının yüzüme çıkmasını sağladım."Annem gelmedi."
Kristen içeri girerek kapıyı kapadığında gergince onu izliyordum. Bir şey demeden üzerindeki ceketi çıkarırken tepki vermedim. Odama gitmek için adım attığımda tok sesi beni durdurmuştu.
"Bekle."
Duvara yaslanarak onu anlamaz bakışlarla izlemeye başladım. Gömleğin iki düğmesini açarak bana doğru yaklaştığında doğrudan gözlerini izliyordum. Yüzündeki ifade onu ulaşılmaz kılıyordu. Birçok ifadeyi içinde barındırıyordu. Ego, sinir ve anlamlandıramayacağım birkaç duygu. Eli yavaşça bileklerimi kavradığında parmaklarının sıcaklığını hissediyordum. Kolumun iç kısmı gözükecek şekilde çevirdiğinde yaptığı şeyi anlamadan gözlerine baktım. Kolumdaki izlere dikkatle bakarken ani bir tepki ile bileklerimi çekmeye çalıştım. Parmakları bileğimi kelepçe gibi kavrarken ciddi bakışları bana dönmüştü.
"Uslu dur."
Onu dinlemeden tekrar çekmeye çalıştığımda bileklerimi daha çok sıktı. Acıya dayanıklı olmasam şuan acıdan ağlayabilirdim. Sinirli bir şekilde tekrar çekmeye çalıştığımda bileklerimi öyle bir sıktı ki yüzüm acı dolayısıyla buruştu.
"Ne yapıyorsun," diyerek çıkıştığımda gözleri bana bakmadan izlere odaklı duruyordu.
"Açıkla."
Kendinden emin bir tonda çıkan sesindeki emir beni daha çok sinirlendirirken hiç acımadan tüm kuvvetini bileklerime vermişti. Acı dolu bir şekilde inlediğimde yüzündeki ifade değişmedi.
"Bana dokunabileceğini mi sanıyorsun?"
Sıkış volümünü bir ton daha arttırdığına acıyla öne doğru eğildim. Tekrar inlerken bileklerimi tek elinde birleştirip diğeri ile omuzlarımdan itti.
"İzleri açıkla."
"Sana ne?" diyerek bağırdığımda boğazım acımıştı. Gözlerime bu tepkimi beklemiyor gibi baktığında daha çok bağırdım. "Sana ne!?"
Hareket edememek beni daha çok sinir ediyordu. Gözlerim dolarken ağlamamak için direniyordum. Bileklerimi tutması gevşerken hızla çekerek baskısından kurtulmuştum.
"Hakkında her şeyi bana teker teker anlatacaksın." Kaşlarımı çatarak ona döndüm. Ardından dudaklarımdan kaçan alaylı kahkahaya engel olamadım.
"Her şeyi, her anını." Merdiveni çıkmaya başladığımda konuşmaya devam ediyordu. Bana karşı böyle davranması çok saçmaydı. Onu anneme söylediğim taktirde ne olurdu kestiremiyordum.
"Öğretmenin olduktan sonra hakkında her şeyi bilmiş olacağım."
Yakalanma hissi vücuduma yayılırken derin bir nefes alarak odama attım kendimi. Kapıyı kilitleyerek cam kenarına geçtiğimde dolu gözlerimden yaşlar yavaşça süzülmeye başlamıştı. Sean, Emsley ve diğerleri beni açık etmek için tetikte yaşıyordu. Kristen saçma bir şekilde peşime düşmüş ve beni tamamen sıkışmış gibi hissettiriyordu. Bulanık gözlerle sigaramı çıkardıktan sonra hızlı bir şekilde çakmağı kullanarak yaktım. Dumanı boğazımda hissederken nefes alarak dudaklarımı araladım. Duman ağzımdan çıkarken böyle içmek her zaman başımı döndürdüğü için yine aynı hissi yaşıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
*desire
ChickLit"minik bedenini saran kırmızı elbisesi, tüm arzularımın başlangıcıydı." :)