ÖNEMLİ BİR AÇIKLAMA YAPACAĞIM.BİR YANLIŞ ANLAŞILMA OLAYI OLDUĞU İÇİN BAZI İSİMLERİ KARIŞTIRIYOR OLABİLİRSİNİZ.
GOLDEN: CİARA. (CİARA İLE OTOBÜS DURAĞINDA TANIŞMIŞLARDI.)
EMMA: EMİLY. (EMİLY İLK BÖLÜM SONUNDA DİANA İLE ALIŞVERİŞE GİTMEK İSTEYEN KIZDI.)
Kaç saat geçti bilmiyordum. Ama gözlerimi açtığımda ılık suyun içinde hala Kristen ile birlikte yatıyordum. Kafam onun göğsüne yaslıyken nasıl hissediyordum bilmiyordum. Dün geceyi hatırlamak bile istemiyordum. Kin, kalp kırıklığı ve sinir tüm kalbimi ele geçirmişti. Kendimi o kadar kötü hissetmiştim ki bu çıplak bir şekilde insanların arasında yürümek gibiydi. Sean, Aissa v Emsley... Gerçekten kalbim o kadar çok acıyordu ki yemin ederim günlerce böyle yatmak istiyordum.
"Diana..."
Kristen ismimi kısık bir sesle söylediğinde kalbim normalden hızlı atmaya başlamıştı. Dün geceden ve hatta şuanki bulduğumuz durumdan sonra nasıl davranmam gerektiğimi bilmiyordum. En mantıklı olan şeyin üzerinden kalkmak olduğunu düşünerek doğrulmak için harekete geçtiğimde belimden tutarak beni durdurmuştu.
"Daha iyi misin?"
"Evet," diyerek tekrardan doğrulduğumda bu sefer beni tutmamıştı. Küvetten çıktığımda iç çamaşırlarımla olduğum gerçeği ile anında kapıda asılı duran havluma sarılmıştım. Kristen da küvetten çıktığında kıyafetlerinden sular damlıyordu.
"Bu şekilde aşağı inemem, yerler ıslanmasın." Gömleğinin düğmelerini açarken onu izliyordum. Neden hala burada olduğumu bilmiyordum.
"Ben de içeri geçeyim." Acele bir şekilde fısıldayarak odama gittiğimde yatağa uzandım. Sabah daha olmamıştı. Hava karanlıktı. Oda ise camın açıklığı yüzünden oldukça soğuktu. Kristen belinde bir havlu ile odaya girdiğinde onu incelemeyi durdurmam gerektiğini biliyordum. Ama vücudu yapılı ve göze güzel hitap edecek şekildeydi.
''Okula gidecek misin bugün?'' Sorusuyla beraber düşünmeye başladım. Okula gidecek miydim? Emsley, Sean ve Aissa ile aynı ortamda bulunmayı kaldırabilecek miydim?
''Bilmiyorum.'' Sessiz bir şekilde fısıldadıktan sonra yorganı üzerime doğru çektim. Ardından ekledim. ''Dersten atacaksan gelmeyeceğim.'' Bana doğru döndüğünde doğrudan gözlerine bakmaya devam ettim.
''Uslu bir kız olsaydın bunları hiç yaşamazdık,'' konuşması bittikten sonra sinirle gözlerimi kapatıp açtım. ''Eğer ayrımcı bir öğretmen olmasaydın bunları yaşamazdık Kristen. O aptalların sözüne bakarak beni dersten attın.'' O anları yaşıyormuş gibi gibi hissederken içimde bir yerlerde bana gülen kişiliklerimin sesini duyuyordum.
''Arkadaşların baban olduğumu biliyor mu?'' Sinirle kaşlarımı çattım. Bu adam neden kendini babam sanıyordu? ''Kristen, sen benim babam değilsin. Yalnızca annemin sevgilisisin.''
Kristen çalışma masama doğru alaylı bir ifade ile yaslandığında gözlerimi devirdim.
''Komik olan bir şey mi var, yoksa gerçekten şizofren olduğunu düşünmekte haklı mıyım?'' Gerçekten öyle olduğunu düşünüyordum. Bu dengesiz tavırlarını açıklamanın başka bir şekli olamazdı. 'Sen öyle değilmişsin gibi...' Zihnimden geçen bu düşünceyi anında yok saydım.
''Kahvaltı hazırlayacağım. Hazırlan aşağı in.'' Başka bir şey demeden öylece odadan çıktığında kaşlarımı çatarak arkasından baktım. Bu adam... Nasıl bu kadar dengesiz oluyordu? Dün gece benimle bir şeyler yaşarken birden bire nasıl değişiyordu anlamıyordum. Ona karşı bir hissim oluşmasını asla istemiyordum. Daha önce böyle bir hataya düşmüş ve bir insana sevgi beslemiştim. Artık kendimi tekrardan kaybetmeme gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*desire
ChickLit"minik bedenini saran kırmızı elbisesi, tüm arzularımın başlangıcıydı." :)