Gözlerim tavana kenetliyken merdiven sesi ile annemin odaya geleceğini anlayabiliyordum. Konuşmayı o kadar istemiyordum ki uyuma rolü yaparak kapının tersi tarafa dönmüştüm. Kapı açılıp adım sesleri yaklaştığında gergin hissediyordum."Diana, uyumadığını biliyorum."
Annemin sesi kulağıma ulaştığında ses vermedim. Üzerime doğru eğildiğini hissettiğimde hareketsiz kalmaya devam ettim.
"Yarın elbet konuşacağız."
Odamdan çıktığında yatakta doğrularak derin bir nefes aldım. Artık bir şeyler düşünmek istemiyordum. Kafamın içinde tüm düşüncelerimi yutan olumsuzluk dolu kuruntularla yaşamak istemiyordum. Artık ne istediğimi değil, ne istemediğimi bile bilmiyordum. Geçmişimden kurtulamıyordum. Belki de kurtulmak için adım atmıyordum...
Kristen aklıma geldiğinde masada duran telefona uzanarak tuş kilidini açtım. Onlarca arama ve mesaj vardı. Daisy, Zerrie, Sally, Ciara ve Emma... O kadar çok mesaj vardı ki toplu mesaj atarak telefonu bir köşeye bıraktım. Aklıma Emma geldiğinde içimden kendime küfür ederek telefona geri uzandım. Uzun zamandır görüşmüyorduk. Mesajlarını okumaya başladığımda kalbimde burukluk hissediyordum. Telefonu geri kapatacakken sahil ile alakalı bir mesaj beni durdurmuştu.
Sahilde içiyorsun değil mi? Her zaman oturduğun yerde belki de ağlayarak...
Beni bu kadar iyi tanımasını seviyordum. Arama geçmişine baktığımda tahminim üzerine Kristen onu arayarak beni bulmuştu. Bu umurumda değildi. Asla bulunmamayı dilerdim. Gergin bir şekilde camı açarak masada duran sigara paketine uzandım. Çıkardığım sigara dudaklarım arasında yerini alırken cam kenarında duran çakmakla yakarak sakin bir şekilde içmeye başladım. Başım deli gibi ağrıyor ve vücudum uyku için resmen yalvarıyordu. Camdan dışarıyı izleyerek sigaramı içmeye devam ettim. Bittiğinde ise söndürerek aşağıya doğru bırakmıştım. Yarın okula gitmeyecek ve evde istediğim kadar uyuyacaktım.
Camı kapatarak yatağa geri uzandığımda aklıma yarın Nathan ve diğerleri ile yazlığa gideceğim gelmişti. İçim bu hisle umutlu bir şekilde dolarken yorgana sarılarak gözlerimi kapattım. Tanrıdan iyi rüyalar diliyordum.
*
Küvetin içindeki su taşarken zorlukla musluğu kapatmaya çalışıyordum. Ama kesik avuç içlerim buna izin vermiyordu. Acıyla sızlıyor ve kapatmama engel oluyorlardı neden bunu yaptığımı bilmiyordum. Sürekli kendime zarar vermeyi durduramıyordum. Vücudumdaki kesikleri ve izleri görme isteğim daima beni ele geçiriyordu. Gerçek miydim, rüyada mıydım artık bilmiyordum. Acıyı hissetmiyordum, ama kalbimin ortasında o kadar büyük bir acı vardı ki bunu asla inkar edemiyordum. Göğüs kafesim alev alev yanıyordu, bunu hissediyordum...
Nihayet su kapandığında sırtımı küvete yaslayarak gözlerimi kapadım. Banyoyu aydınlatan kokulu mumlar biraz ürkütücü bir ortama çeviriyordu. Bu umurumda değildi. Ruhum gerçekten dinleniyordu. Nathan yaptığı planı bir gün ertelemişti. Bu benim için mutlu ediciydi. Emma ile buluşmaya karar vermiştim. Eski ortamımızı toplayarak bir parkta oturacaktık. Bunu yapmam için duştan çıkmam gerekiyordu. Bir süre daha uzandıktan sonra en sonunda küvetten çıkabilmiştim. Tüylerim diken diken olurken havluya sarılarak odama doğru koştum.
Siyah iç çamaşırlarımı geçirerek aynada vücudumu izledim bir süre. Siyah saçlarım göğüslerime doğru uzanmış siyah ve dantel detaylı braletimi ıslatıyordu. Onunla takım olan külotum beni iyi hissettiriyordu. İç çamaşırlarıma önem verirdim, bu doğruydu. Biri göreceği için değildi, içten bir huzur ve özgüven sağlamam içindi. Yatağın üzerinde duran siyah beyaz çizgili çorabımı dizime doğru çektim. Saçlarımı topuz yaptıktan sonra siyah boğazlı kazağımı üzerime geçirdim. Göğüslerimi belli ediyor oluşu rahatsız etse ve görmemeye çalıştım. Siyah kargo pantolonumu üzerime geçirerek aynada kendimi izlemeye devam ettim. Güzel hissediyordum, bu beklenmedik bir olaydı benim için.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
*desire
Romanzi rosa / ChickLit"minik bedenini saran kırmızı elbisesi, tüm arzularımın başlangıcıydı." :)