33.kimse Jungkook değildi ki

164 21 12
                                    


Bir insan nefes almadan kaç saniye yaşayabilirdi? Otuz mu? Kırk mı? Bir dakika mı? İki mi?

Ben 22 sene yaşamıştım. Nefes alamadan, kalbim atamadan, hissedemeden tamı tamına 22 uzun sene yaşamıştım.

İnsanlar ölürlerdi. Ruhları ölürdü, zihinleri ölürdü, bedenleri ölürdü. Ama bir insanın bedeni ölmediği sürece kimse onun ölü olduğuna inanmazdı. Gözleri ne kadar boş, ne kadar hissiz baksa da, nefesleri ne kadar bıkkın, ne kadar isteksiz olsa da, her bir kelimesi acı dolu birer feryat da olsa kimse inanmazdı.

Öldüğünüze inanmaları için gözlerinizi yummanız gerekirdi, ki onlar ruhsuz bedenlerinizi alsın ve karanlık, derin bir çukurun dibine atabilsinlerdi.

Gözlerimi yummuştum. Artık acıyı sahiplenmiş, onunla bir bütün olmuştum. Güzel şeyler sadece rüyaydılar. Keşke yaşadığım her şey de birer kabus olsaydılar. Uyandıktan on saniye sonra bir daha asla hatırlamayacağım, korku dolu ama hiçbir gerçeklik payı olmayan birer kabus...

Keşke her şey gerçek olmasaydı.

Keşke canım bu kadar yanmak zorunda olmasaydı.

Keşke mutlu olacağıma bu kadar çok inanmasaydım.

Umut etmek beni öldürmeye yetmemişti.

Ama sanırım hayal kırıklıklarım yüzünden ölmüş olmayı diliyordum.

Dört bir tarafım suyla kaplıydı ve gördüğüm tek şey burnumdan çıkan baloncuklardı. Minicik hava baloncukları.

Etrafta hiçbir şey göremiyordum. Umutsuzca tutunacak bir yer arıyordum ama bulamıyordum. Suyun derinliklerinde deli gibi çırpınıyor ama bir türlü yüzeye çıkamıyordum.

Nefes alamıyordum.

Ciğerlerim patlayacak gibi hissediyordum. Dudaklarımı aralamak istiyordum ama ağzımı açarsam ciğerlerimin suyla dolacağının da farkındaydım. Çaresizce direniyordum. Umutsuzca direniyordum.

Kurtarılmayı bekliyordum.

Saniyeler birbirini kovalıyordu. Kimse gelmiyordu. Kimse beni kurtarmıyordu. Umutlarım bir bir sönüyorlardı. Gittikçe dibe batıyordum.

Kurtarılmayı beklerken, ölüyordum.

Sabırsız vücudum direnmeyi bırakıyordu artık. Kollarımdaki tüm güç kesiliyor, suyun içinde süzülüyorlardı öylece. Dibe batıyordum.

Gözlerimi yumuyor ve bunu kabulleniyordum.

Öldüğümü kabulleniyordum.

Ama birden bire, tüm umutlarımı yitirmiş ve ölümü kabullenmişken bir şey oluyordu.

Hayat ölümüme bile saygı duymuyordu.

Dipsiz bucaksız suda savrulan cansız kollarım bir başka kollar tarafından kavranıyor, yüzeye çekiliyordum.

Güçsüzce gözlerimi aralıyor ve beni çekenin kim olduğuna bakıyordum.

Yüzü yüzüme dönükken adeta uçuyormuşcasına beni yüzeye çeken çocuğun galaksiyi andıran gözleriyle kesişiyordu gözlerim.

Kahramanım. Namı diğer köpek balığım.

Sanki suyun içinde değilmişizcesine gülümsüyordu. Tavşan dişleri görüş açıma girince bende gülümsüyordum.

THE OTHER SIDE |JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin