41.bu kez beni kurtaracak kimse yok

199 20 102
                                    

Attığı bir diğer adım boşluğa geldiğinde ve yaşanan her bir olayı ağır çekimde oynatan zihnim birden normal hızına geçiş yaptığında;

Jungkook bir vardı,

Bir yoktu.
...

Ciğerlerimi parçalayan bir çığlık firar ederken boğazımdan, tek düşünebildiğim onun bana ihtiyacı olduğuydu.

Onun bana ihtiyacı vardı. Onun bana ihtiyacı vardı. Onun bana ihtiyacı vardı!

"BIRAK BENİ!!"

Çığlıklar atarak bedenimi saran kollardan kurtulmaya çalışıyor ama içten içe bunun mümkün olmadığını biliyordum. Canım öyle çok yanıyordu ki, bir yere bağlı duramıyor, nefes dahi alamıyordum. Sadece onu istiyordum. Bu ateşi bir tek o söndürebilirdi çünkü.

"Bırak! Bırak beni!"

Ama tüm çırpınışlarım, bağırışlarım, feryatlarımın boşuna olduğunu bilmek beni olabilirmiş gibi daha da fazla yakıp kavuruyordu. Jungkook ölüyordu. Sevdiğim adam ne olursa olsun benim yüzümden ölüyordu ve bu lanet olası adamlar ona gitmeme, onu kurtarmama izin vermiyorlardı. Sevgilim belki de aylar önce benim de beklediğim gibi yardım bekliyordu ama kimse onu kurtarmıyordu. Halbuki gönüllü birisi vardı. Ben vardım! Onu kurtarmak pahasına bu kayalıklardan gerekirse bin kere atlayacak olan bir adet deli gibi aşık ben vardım.

Gözyaşları tarafından esir alınan bakışlarımı, kollarını kollarıma saran genç adama çevirdiğimde yüzünü buruşturduğunu görmüştüm, buna katlanamıyormuş gibi. En başından beri bana karşı diğerlerinden biraz daha iyi yaklaştığını düşününce bunun benim kurgum olmadığına biraz daha emin olmuştum. Bu genç adam bana acıyordu. Ve bu acıma belki de benim son şansımdı.

"Bırak beni gideyim! Sana yalvarırım bırak beni onu kurtarayım!"

Acı dolu gözleri kararsızlıkla bana bakmaya başladıklarında sesimi biraz daha alçaltarak devam etmiştim yalvarışlarıma.

"Bana ihtiyacı var! Lütfen! Ona bir şey olursa yaşayamam!!"

Son cümlem dudaklarımdan isyankar bir şekilde firar ettiğinde, bileklerimdeki tutuşu sıkılaşmış ve gözlerini kaçırmıştı.

Buraya kadardı. Ben sevdiğim adama karşı asla kahraman olamayacaktım. Ben, onu ölüme sürükleyen yasak aşkı olacaktım sonsuza kadar. Ve o benim yüzümden ölecekti.

"Yalvarırım bırak. Birine karşı biraz olsun değer veriyorsan bırak beni..."

Fısıltıyla, kendi kendime konuşur gibi sıralarken cümleleri ve pes etmeyi bilmeyen zihnime karşı, yavaş yavaş çöken bedenime inat zihnimde devam etmiştim yalvarışlarıma. O yoksa bende yoktum. Ben bu fikre artık alışmıştım.

"Kurtar onu."

Çökmüş bedenime şok etkisi yapan cümleyle bir an için duraksamıştım ama hemen ardından gevşeyen bileklerimdeki ellerle, kendimi hızla ileri atmış ve diğer üç adamın bunu fark etmelerini ve hemen peşime düşmelerini umursamadan bedenimi özgürlüğe doğru bırakmıştım.

Aylar önce ölüme giden bu yolda, bugün yaşamak için attığım adımlar, acıyla kavrulan kalbime bir kova su olurken, yorgun bedenimin suya çakılmasını beklemiştim tıpkı geçen seferki gibi. Ama bu sefer yaşamaya ve yaşatmaya olan yoğun inancımla.

THE OTHER SIDE |JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin