58.sıcak kalpler (son)

212 15 43
                                    

Yazarın anlatımından...

(2 ay sonra)

Genç kız elindeki bardaklarla yukarıya doğru uzanan merdivenleri çıkarken her zamankinden biraz daha farklı hissediyordu. Eskiye nazaran bildiği bir çok şey vardı mesela. Kazandığı ve kaybettiği bir sürü insan vardı.

Tanımasına fırsat olmadan kaybettiği bir sürü insan vardı.

Herkesin içi buruktu aslında. Zaferle yanıp tutuşamamışlar, kazanmış hissedememişlerdi. Çünkü hepsi biliyordu aslında, kazanmak diye bir şey olmadığını. Kayıplar verdikleri bir savaşta kazanmış olamazlardı.

Yine de...

"Neden bunu yapan hep ben oluyorum?"

Raya sitem etmekten alamadı kendini. Hafif hafif esen rüzgar terasa çıktığı an saçlarını okşamaya başlarken derin bir iç çekip dikildiği yerden birbirleriyle konuşan üçlüyü izledi.

İlk olarak sevdiği adamın ona her baktığında yıldızları içinde barındırıyormuş gibi parıldayan gözleriyle birleşti bakışları. Gülmekten kısılmış göz kenarlarını izledi. Sonra onun da sitemkar dudaklarının kenarları yükselme heyecanıyla titredi. Ama hayır, yine buna kanmak istemiyordu ki. O yüzden bakışlarını sevgilisinden çekti ve manzarada biraz daha yana kaydırdı.

Taehyung'un yorgun gözleriyle kesişti gözleri. Bu sefer de kendine kızdı. Henüz çok erkendi ona bir şeyler adına kızmak için. Gözlerinin altı hala mor, içleri ise hala kızarıklığın izlerini taşıyordu.

Bu sefer gözleri onun hemen yanında, tekli mindere nasıl sığdırmayı başardığını asla anlayamadığı Leah'ya bakmıştı. O dalgın bir şekilde Taehyung'un kucağında birleşen ellerini izliyordu. Bu görüntü Raya'yı güldürdü ve üçlüyü umursamadan elindeki tepsiyi üçünün ortasına bırakarak yerine oturdu o da diğerleri gibi.

Birkaç saniye sonra ise elinin üzerinde bir sıcaklık hissettiği gibi bakışlarını oraya çevirdi. Jungkook'un sıcak elleri, onun içeriden gelmiş olmasına rağmen soğuk olan ellerinden birini tuttuğunda içten içe sıcakladığını hissetti.

"Seni yorduk mu?"

Sesi öyle yumuşak, öyle sevgi dolu gelmişti ki Raya'nın kulaklarına, yorulsa bile aksini söyleyeceğini biliyordu. O yüzden üstünde çok durmadan omuz silkti ve elini daha sıkı olmasını umduğu bir şekilde sevgilisinin ellerine sardı.

"Yorulmadım. Sadece öylesine takılıyordum."

Bunun üzerine Jungkook kocaman bir gülümseme vermiş ve geç kızı kolları arasına almıştı. Dudakları Raya'nın yanağında gezinmiş, yumuşak bir öpücük kondurmuştu durakladığı ilk yere. Hemen ardından onun yanına ve biraz daha yanına.

Raya onun bu haline gülmüş ve genç adamın uzayıp kaşlarını kapatan buklelerinden birini geriye atarken fısıldamıştı.

"Saçların uzamış. Baksana, neredeyse gözlerine giriyorlar."

Jungkook ise aynı Raya gibi, genç kızın yüzünü turlamıştı gözleriyle. Her bir ayrıntısına tekrardan düşmüş, yeniden aşık olmuştu. Elleri hep elinde, gözleri hep üzerinde olsun istemişti bir kez daha.

"Hoşuna gider diye düşünmüştüm. Kestirmemi ister misin?"

Raya, onun bu söylediğine karşı minik bir şekilde tebessüm etmiş ve başını yavaşça iki yana sallamıştı. Varsın saçları beline kadar uzasındı, bu sadece genç kıza Jungkook adına sevecek daha fazla şey verirdi. Onunla ilgili herhangi bir şeyin genç kızı rahatsız etmesi mümkün değildi.

THE OTHER SIDE |JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin