İmkansız aşk var mıydı? Gönül Erbatur kesinlikle var olduğunu düşünüyordu. Çünkü yıllardır sevdiği adam Ozan Özsoy artık yakışıklılığı ile ünlenmiş, yıldızı parlayan bir oyuncuydu. Onun gibi birinin Gönül'ü görmesi imkansızdı. Genç adamın ailesi onu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç adam alnından ter aktığını hissedebiliyordu. Antalya'nın sıcağında arabasından inmiş, bagajdaki valizini de arabadan indirmişti. Etrafa bakınan adam kimsenin dışarıda olmadığını görüp rahatladı. Gazeteye verilecek herhangi bir poz istemiyordu.
Tekerlekli valizini sürüyen Ozan yavaş adımlarla yazlığın kapısına doğru ilerledi. Kendisini kimsenin izlemediğini düşünen genç adam aslında onu her zaman aynı çatı katından izleyen bir çift gözden habersizdi.
Gönül mavinin koyu tonlarındaki gözlerini karşısındaki yazlığa dikmişti. Kalbi resmen deli gibi çarpıyordu. Gelmişti. Ozan buradaydı. Canlı bir şekilde karşısındaydı. Hafif esmer teni, kahve saçları uzaktan biçimli duran vücudunu izliyordu. Böyle anlarda kendini hep sapık gibi hissettiği oluyordu.
Televizyondaki halinden çok daha harika görünüyordu. Heyecanlı bir şekilde adamın eve girişini izledikten sonra telefonunu eline alıp Makbule Hanım'a mesaj yazmaya başladı.
Ozan dediğiniz gibi geldi.
Mesaj attıktan kısa bir süre sonra karşısındaki kişiden mesaj geldi.
Tamam yavrum. Allah yardımcın olsun.
Gönül gülümseyerek telefonunu kenara koydu. En azından Ozan'ın annesi ile iyi anlaşıyordu. Zaten araları hep iyi olmuştu. Küçükken Ozan ile oyun oynamak için evlerinin önüne gittiğinde Makbule teyzesi ona her zaman kurabiyelerinden verirdi. Elbette Ozan hiçbir zaman aşağıya inip onunla oynamamıştı.
Derin bir iç çeken genç kadın akşamın olmasını bekledi. Masasının çekmecesini açıp siyah defterini çıkardı. İçinde çizimlerinin yer aldığı bir defterdi bu.
O sıralarda Ozan koltukların üstlerini kaplayan muşambaları kaldırdı. Hepsini toplayıp girişteki dolaba koydu. Valizini üst kattaki odasına çıkardıktan sonra buzdolabında hiçbir şey olmadığına emin olduğundan gelirken aldığı poşetleri arabadan teker teker indirmeye gitti.
Malzemeleri mutfağa getirip tezgahın ve masanın üstüne koydu. En sonunda arabasını kilitleyip tamamen eve girdi. Kafasındaki şapkayı çıkarıp koltuğa attı.
Öncelikle evin kapalı olan suyunu ve elektriğini açtı. Ardından klimayı açıp bunaltıcı şekilde sıcak olan evin serinlemesini sağladı. Üst kata çıkıp pencereleri açtı.
Aldığı malzemeleri buzdolabına teker teker yerleştiren Ozan ıslık çalmayı da ihmal etmedi. Aslında buraya gelmesi iyi olmuştu. Böylece değişiklik yapmıştı. Hem burada genel olarak orta yaşlı insanlar yaşıyordu. Onun hayranı olacak kişilere rastlamaması bu ufak tatili daha huzurlu bir hale getirebilirdi.
Malzemeleri yerleştirdikten sonra üst kata çıkıp duş almaya karar verdiği sırada tıklatın dış kapının sesi ile duraksadı. Kapının arkasındaki Gönül'ün heyecandan dili damağı kurumuştu. Ozan onu ilk defa görecekti. İlk tepkisinin ne olacağını çok merak ediyordu.
