İmkansız aşk var mıydı? Gönül Erbatur kesinlikle var olduğunu düşünüyordu. Çünkü yıllardır sevdiği adam Ozan Özsoy artık yakışıklılığı ile ünlenmiş, yıldızı parlayan bir oyuncuydu. Onun gibi birinin Gönül'ü görmesi imkansızdı. Genç adamın ailesi onu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç kadın çiziminin dikilmiş haline bakıp gülümserken çok ama çok mutlu hissediyordu. Her şey hayalindeki gibiydi. Resmen yaptığı çizimler dikiliyor, birileri tarafından satın alınıp giyiniyordu.
Belki bir gün moda konusunda ismi ünlenirdi. "Gönül Hanım nasıl buldunuz?"
"Çok güzel olmuş. Elinize sağlık."
"Sizin şaheseriniz."diyen kadın gülerek dikilen diğer kıyafetleri göstermeye başladı. Hepsi genç kadını ayrı ayrı mutlu etmişti.
O sıralarda Ozan yeni bir reklam çekimi için anlaştığı şirket ile el sıkılmış ve imzalar atılmıştı. Aynı zamanda bir dizi içinde anlaşma sağlanmıştı. Balayı dönüşü oldukça hızlı geçmeye devam ediyordu. Bu yoğunluk gittikçe yorucu oluyordu. Günün sonunda eve gidip karısına sarılarak uyumak ise yapmak istediği son şey oluyordu.
"Evliliğin popülerliğini oldukça etkilemişe benziyor." diyen bağlı olduğu ajansın sahibine boş gözleriyle bakmaya devam etti.
"Sosyal medyada son iki aydır en çok konuşulan ünlü olmuşsun. Sanırım bu kutlamaya değer bir haber."
"Size söylemiştim."
"Sana bir teklifim var. Görüyorum ki insanlar seni ve eşini görmeyi seviyorlar. Reklam filminde birlikte oynamaya ne dersin? Şirketin buna hayır diyeceğini hiç sanmıyorum."
Gönül'ü ünlü dünyasından uzak tutmak için çabalarken böyle bir teklifin hiçbir yandan oluru yoktu. Karısını reklam yüzü yapmayacaktı. "Evliliğim bir reklam malzemesi değil."
"Ozan yanlış anlıyorsun. Sadece beğenilen bir çift olarak ekrana çıkın diyorum. Bunu bir düşün. Eşine de sormayı unutma."
Ajans sahibi yanlarından ayrılırken Ozan iç çekerek adamın arkasından baktı. "Bence iyi fikir." diyen menajeri Yunus'a bakan Ozan göz devirdi.
"Abi neden bu kadar sabit fikirlisin? Patron senin iyiliğini düşünüyor."
"Ve kendi çıkarlarını."
"Yoksa yenge mi istemiyor? Ben ikna ederim, hiç sorun değil." dedi Yunus.
"Hayır. Ona hiç söylemedim."
"Nasıl yani? Dubaiden gelen teklifi bile mi?"
"Evet."
"Singapur?"
"Söylemedim."
"Monako?"
"Hiçbirini söylemedimden ne anlıyorsun Yunus abi?"
Genç adam dişlerini sinirle sıkarken somurtuyordu. "O bu dünyaya ait değil tamam mı? Eleştirecekler, hem de çok fazla. Bunu istemiyorum. O sadece benim karım. Oyuncu ya da başka bir şey değil."
