Yaradılış

Adapa

Aşağı bir ilkel işçi yaratacağım;

'İnsan' olacak adı.

Bir ilkelişçi yaratacağım;

Tanrılara hizmet etmekle yükümlü olacak;

onlar rahat edebilsin diye.

                                            Sümer Metinleri

Nibirulular yuvalarına, teker teker uzay gemileriyle dönerken, Ninhursag keşif mangasına katılmıştı. Farklı bir gezegende olmasına karşı bu gezegen ona garip bir şekilde bir çeşit yuva izlenimi veriyordu. Bu gezegene çok ciddi etkileri olacağını hissediyordu.

Daha önce gezdiği için kendisine tanıdık gelen florayı üyelere memnuniyetle tanıtıyordu. Derken homo erecticus adını verdikleri canlılarla karşılaştılar. Canlılar onları gördüklerinde çok korktular ancak saldırgan canlılar değillerdi. Aksine çok şirin varlıklardı. Hatta bir çok kişi evinde beslemek isteyebilirdi. Bir kaç tanesini bayıltıp, kendi araçlarına çektiler. Canlılar gayet küçüktü. Rahatlıkla taşınabiliyorlardı.

Özel tasarlanmış genetik laboratuarlarında hemen çalışmaya başladılar. Çok vakit kaybetmişlerdi. Nibiru eskisi gibi dış güçlerin tehditi altında olmamasına karşın, içsel bir kargaşa içindeydi ve vatandaşlarımız artık huzur ve refah içinde yaşamıyorlardı.

Canlılara zarar vermeden kendi görüntüleme yöntemlerimizle rahatlıkla araştırdılar ve fizyolojik özelliklerini not ettiler. Bu canlıların embriyolarını taklit ederek bir embriyo oluşturdular. Canlıların onların işlerini rahatlıkla yapabilmeleri için el kaslarını rahatlıkla kullanmaları ve emirlere uyacak kadar da zeki olmaları gerekiyordu. Genetik mühendislerimizin böyle bir canlıyı oluşturacak tecrübesi yoktu. Kendi üzerimizde hastalıklara engel olmak amaçlı, genetiklerimizde bir takım müdahalelerde bulunmuştuk ancak bir canlıdan apayrı bir canlı üretmek çok daha zor olacaktı.

Biraz sabırla yeni canlılar olgunlaştı. Kaçırılan canlılara eziyet etmemek için serbest bırakımışlardı. Fakat yeni üretilen canlılarda bir takım sorunlar oluştu. Hastalıklı dünyaya geldiler. Onları daha kuvvetli yapmak için dünyada yaşayan başka canlıların genleriyle birleştirdiler. Sonuç kusurlu bedenlerdi. İlk deney başarısız olmuştu. Zaman gitgide daralıyordu.

Tekrar yeni homo erecticuslar kaçırıldı ve genetik materyale müdahale, biraz daha değiştirilerek uygulandı. Bu sefer daha düzgün canlılar oluşturmuşlardı. Bu canlılara Neandertal denildi.

Neandertal üretimi serileştirildi ve iş başına getirildiler. Bu canlılar artık çok daha zekiydi ancak bizim işçilerimize göre çok ilkel kalmışlardı ve iş neredeyse on kat daha yavaş gidiyordu. Her ne kadar mekanik yardım yapılsa da bedenleri Nibirululara göre çok daha narindi. Kısa bir süre sonra hepsi öldü. Neyse ki sorgulamadıkları için isyan diye bir olguları da yoktu. Neandartel üretimine hız vermelilerdi. Artık laboratuar yetmemeye başladı.

Ninhursag'ın aklında birşey daha vardı. Bu türün dişisini yapmamışlardı. Hem de ilkel işçiler kendi topluluklarını oluşturabilir ve iş için daha motive olabilirlerdi. Böylece dişilerini de üretmeye başladılar. Hem kendi kendilerine ürerlerse belki de kendileri hiç uğraşmadan tamamen doğal yoldan Neandertal üretim hızını beş katına çıkarabilirlerdi.

Ama malesef dişi ve erkek Neandertal yeni bir Neandertal üretemedi. Ürettikleri ırk yapay olduğu için kısırdı. Bir süre böyle idare etmeye devam ettiler. Akıllarına başka bir çözüm gelmemişti.

Enki de artık zeki işçiler olmadığı için su altı aramalarına gitmiyordu. Çalışmalar sadece karayla sınırlı kalmıştı. Durumdan şikayetçiydi. Ona göre Nibiru^nun geleceği için bir an önce bir çözüm üretilmesi gerekliydi. Enki de Enlil ve Ninhursag gibi kendine ait bir üste yaşıyordu. Bir gün labaratuarı da teftiş etme amaçlı Ninhursag'ın yanına geldi. Ninhursag'a daha çok rahatsızlığını belirtmek amaçlı gelmiş gibi geldi.