Kumarhane

136 13 19
                                    

Tutku'nun ağızından

Oraya gittiğimden kimsenin haberi olmamalıydı. Eğer birinin kulağına giderse biterdim. Nasıl giyineceğimi de bilmiyordum. Allah'tan yarın cumartesi ne okul var ne annem. Dolabımı açtım. Bir süre öylece baktım. Giyecek hiçbir şeyim yok.
Simge'yi aramayı karar verdim. Elbet uygun bir elbisesi vardır.

- Aşko napıyosun.

Dolabımı kapattım. Çalışma masama geçtim.

- Ders çalışıyorum kanka sen napıyosun.

Ali ile buluşmuştu bunu tamamen unutmuştum.

- Ali ile ne yaptınız bakalım.

Masanın üzerinde duran kalemle oynamaya başladım.

- İnanır mısın? Harika geçti sanki birbirine yeni aşık olan insanlar gibiydik. Ali çok farklı davranıyordu. Hâlâ çok şaşkınım.

Sevinçle oturduğum yerden kalktım.

- Demiştim sana boşu boşuna üzdün kendini. Ya ne diyeceğim şık bir elbisen var mı?

Simge'nin dolabını açtığını duyabiliyordum.

- Var tam senlik siyah bir elbisem ama nereye gidiceksin ki.

Simge sorma işte nereye gideceğimi tamam çok yakın arkadaş olabiliriz ama bu kadarını söyleyemezdim.

- Berkay'la akşam yemeği yiyeceğiz.

Simge kesin inanmıştı. Oldu bu iş hem Simge zevkli kızdır. Elbise kesin çok güzeldir.

- Yarın sabah getiririm kanka. Öptüm.

Telefonu kapattım. Herşey tamamdı. Ama yinede ne işim vardı orda düzgün bir yerde takılamayacak mıydık? Berkay'ı çok seviyordum lakin annemin haklı çıkmasından çok korkuyordum. Sıcak bir duş iyi gelebilirdi.
Köpüklü küvetin içine oturdum. Bir süre düşündüm ben ve Berkay'ı çocuğumuzun olduğunu sahi nasıl bir baba olurdu acaba belki çocuk bile istemiyordu. Beni gerçekten sevse tehlikeye atar mıydı? Sorun şu ki onun beni sevmemesi umrumda bile değildi. Benim sevgim ikimizede yeterdi. Kuvetten köpüğün akışını izledim. Durulandım. Pijamalarımı giydim. Banyodan çıktığımda annem telefon görüşmesi yapıyordu. Beni görünce eliyle bir dakika yaptı. Bir kaç dakika bekledim. Telefonu kapattı ve bana döndü.

- Tutku'cuğum yarın biliyorsun ki dernek toplantısı olucak.

Sıkılmış bir şekilde kafamı salladım. Saçlarımdan akan ıslak suyu ellerimle sıktım. Annem sözlerine devam etti.

- İşim uzun sürebilir dernek toplantısından sonra gitmem gereken yerler var. Bundan dolayı yarın uslu bir kız oluyorsun evden çıkmıyorsun. Ders çalışman gerekiyor.

Gözlerimi devirdim. O kadar sıkılmıştım ki bana ne yapmam gerektiğini söylemesinden.

- Anne ben küçük bir kız değilim. 18 yaşındayım.

Annem bana sevecen bir şekilde yaklaştı. İnatla onu dinlemiyordum.

- 18 yaşında olman doğru kararlar verdiğin anlamına gelmiyor. Talimat verdim görevlilere yarın dışarıya bir adım atman yasak konu tartışmaya kapalı.

Sözünü bitirdikten sonra merdivenlerden inmeye başladı. Peşinden geldim ama beni dinlemedi.
Yarın ne yapıp ne edip bu evden çıkmam lazım.

Odama girdim. Aşırı uykum vardı. Yatağıma uzandım üstümdeki yorganı iyice çektim. Bir süre Berkay'ı düşündükten sonra kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin