0.7

241 46 66
                                    

Psikolojim bozulmuş bir şekilde kollarım dizlerime dayalı, ellerim çenemde ve tırnaklarımı kemiriyor vaziyette boş bakışlarımı yere gönderiyordum oturduğum yerde.

"BU KIZI HEMEN BURDAN GÖNDERİN YOKSA ELİMDEN BİR KAZA ÇIKACAK!" bağırarak beni işaret ettikten sonra onu sakinleştirmeye çalışan Hyere ve Soo Min ardına ellerini saçına daldırmış, ordan oraya yürüyen Min Hyuk'un aksine bana anlamlandıramadığım bakışlar atan Yoora omuzlarını düşürüp yanıma oturmuştu.

Derin bir nefes verdikten sonra ise göz odağı kurmadan konuşmuştu, "Nasıl oldu bu?"

"B-Bilmiyorum... Aniden sırtından mızrak yedi. Hiçbir şey bilmiyorum.."

"ÇOCUĞU ORMANIN ORTASINA ÇEKİP BAŞINA BÖYLE BİR İŞ GELMESİNE SEBEP OLMAN SENİN BİR OR*SPU OLDUĞUNUN KANITI ANELİYA!" üzerime gelerek konuştuğunda önüne geçen Soo Min onu durdurmuştu.

"ONA BENDEN UZAK DURMASINI SÖYLEDİM! O İSE BENİ DİNLEMEYİP BANA SAHİP OLMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPTI! Sonucu da böyle oldu ama böyle olsun istemezdim..."

Korkudan ağlamaya başlayan gözlerim Min Hyuk'u asla etkilemiyordu. Suçlu benmişim gibi davranmaya devam ediyordu.

"Polislere nasıl hesap vermeyi düşünüyorsun peki? Sınıf arkadaşım bana tecavüz etmek istedi ve ormanın ortasına gittik sonra arkasından nerden geldiğini anlamadığım bir şekilde mızrak yedi? SENİ F*HİŞE!"

"MİN HYUK!" bir anda bağıran Hyere ile bakışlarını Hyere'ye çevirmiş, onu dinlemeye başlamıştı.

"Kızı rahat bırak, görmüyor musun korkmuş. Yeol'ün de nasıl biri olduğunu iyi biliyorsun."

Hyere'nin bana düşman olmasını bekliyorken bu beklenmedik sözleri...
Ne kadar şaşırılırsa o kadar şaşırmıştım. Kesin altında bir şey vardı.

"İlk Soo Min ile gönül eğlendirdi, sonra Yeol'ü kendine çekti... BANA ONUN MASUM OLDUĞUNU SÖYLEME HYERE!"

"MİN HYUK!"
Bu kez bağıran Soo Min olmuştu.

"Aneliya ile aramızda arkadaşlıktan başka bir şey geçmedi. Burada bulunma amacı da ödev yapmaktı. Kes şöyle davranmayı!"

Yumruk yaptığı elleri ile kendine hakim olmaya çalışıyorken gözlerini yerde yatan Yeol'e çevirdi Min Hyuk.

"Lanet olsun!"
Sonra ayağını yere vurarak yine saçına ellerini daldırdı.

Parmaklarım tırnaksızlıktan boş kalacak derecede tırnaklarımı kemiriyorken anlık odağımın kaydığı yerde yatan beden ile gözlerimi yumdum.

* * *

"Nasıl oldu bu?"

Oturduğum sorgu masasında gözüm masaya odaklanmış bir şekilde bir şey demeden duruyor oluşuma karşı bağırarak tekrar sordu polis.

"NASIL OLDU BU?"

Gözlerim küçük bir irkilmeden sonra polisin gözlerine çıktığında istemeyeceği bir cevap aldı benden,
"Bilmiyorum..."

...

"Bu cinayet işlenirken sen nerdeydin?"

"Mutfakta"

"Ne yapıyordun?"

"Aneliya'nın daha fazla içmesine engel olmak için elindeki bira şişesini çöpe atıyordum."

"Yani arkadaşın sarhoştu? Belki de sarhoşluğun verdiği etkiyle öldürdü onu? Zaten ölen arkadaşınız da ölmeden önce alkol almış."

"Öyle olduğunu düşünmüyorum. Yani Aneliya yapmaz..."

blaČk shadÓwHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin