blaČk shadÓw

0.10

Medyayı dinleyerek yazdım. Sonlarda iyi sarıyor ritmi 👌🏻
~

"Aneliya"

Odama çıkmak için adım attığım merdivenlerin ilk adımında arkamdan seslenen kişi ile duraksayıp bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Bir anlaşmamız vardı, hatırlıyorsun değil mi?"

"Ne saçmalıyorsun Yeol?"

Yanıma gelerek saçımı kulaklarım arasına tıkıştırmıştı ki buna karşı hızla ittirmiştim elini. Bu atağıma karşı iğrenç bir kahkaha atıp içki kokan nefesini bana gönderdiğinde yüzümü ondan uzaklaştırmıştım.

Buna karşılık elindeki içkiyi bana uzatmış, "İçsene" demişti.

"Uzak dur benden"

Merdivenleri çıkacağım sıra elimden tutup beni kendine çekerek vücudunu vücuduma yaslamış, yavaş bir şekilde kıvrak hareketlerle dans eder pozisyonda sürtünmüştü.

"N'apıyorsun Yeol!" onu ittirmek için göğsüne ellerimi yerleştirmiştim ama o bileklerimden tutarak beni tekrar kendine yaslamıştı.

"Sadece bir gece Aneliya. Tabii ikimiz de bundan zevk alırsak devamı gelebilir."

"Rahat bırak beni!" ondan ellerimi kurtarmak için uğraşıyordum ama buna izin vermiyordu.

"YEOL!"

Salonun kapısından sinirli bakışlar atıp yüksek sesle Yeol'e seslenen Min Hyuk Yeol'ün dikkatini çekmeyi başardığında uzaklaşmıştım.

"Min Hyuk? Sen Hyere ile yiyişmiyor muydun?"

"Senin gibi ortalık yerde bunu yapacak iğrenç bir herif değilim ben."

"Öyle mi? O hâlde Hyere'nin o kırmızı parlak dudaklarına her damganı bastığın zamanlara neden tanık olmuştuk biz?"

"Benimle tartışmak istemezsin Yeol. Kapa çeneni ve odana gidip ZIBAR"

"Ne yapacağıma sen karar veremezsin Min Hyuk."

"Öyle mi? İzle ve gör."
Kolundan tutup hızla yukarıya Yeol'ü çıkaran Min Hyuk'un ardına yanıma gelen Soo Min, "İyi misin Aneliya?" diye teselli vermeye çalışmıştı ama pek başarılı olamamıştı.

Aralarında en dürüstü ve yanımda olanı Soo Min'ken beni kurtaranın Min Hyuk olması düşündürüyordu.

"İyiyim desem bu ne kadar doğru olur?"

Uzaktan bakışlarını gönderen Yoora omuzlarını düşürüp yanıma gelerek, "Buradan yarın gidiyorum Aneliya" demiş, merdivenlerden yukarı adımlamıştı.

Anlıyordum ki Min Hyuk'un beni kurtarması, Hyere'den ayrılsa bile bana yöneleceği algısı oluşturuyordu onda. Ona göre hiç şansı yoktu.

Sıkkınca bir nefes vererek yere kayan gözlerim ile başımı ovuyorken Soo Min, "Merak etme, onunla ben konuşurum." demişti sanki mimiklerimin anlamını çevirmiş gibi. Sonrasında o da yukarı adımlamıştı.

Gözlerimi kapatıp yine bir içli nefes verdikten sonra salona yönelmiştim. Yönelirken Hyere'nin bakışlarını da fark etmiştim.

"Nefretini kus ve git Hyere."

"Hiç kimseye iyi gelmiyorsun Aneliya. Gitmesi gereken Yoora değil, sensin."

İddialı bir şekilde diğerlerinin peşinden gittiğinin ardına histerik bir gülüş sunarak koltuğa kendimi hızlı bir şekilde bırakmış, gözlerimi kapatarak alnımı ovmuştum.