The ~ 0.28 ~ end

196 33 74
                                    

Her şeyi vicdanınıza bırakıyorum. Okuyorken vicdanınız öyle bırakıp çekip gitmeye el veriyorsa kendinizi sorgulayın :) ♡
~

"Söylesene, beni nereye götürüyorsun?"

Bir şey demeden olduğu yerde ilerliyorken içimden bir ses bir şeylerin yolunda gitmediğini söylüyordu.

"Sorumu cevaplayacak mısın?"

Nihayetinde adımları durduğunda sarmaşıklar sarkıtan büyükçe bir ağaca dikti gözlerini.

"Black Swan'in burada olacağını sanmıyorum. Nereye getirdin beni?"

Bakışları birkaç saniye sonra yavaşça beni bulduğunda gözlerinin beyazına kadar siyaha dönmüş olmasını görmek korkutmuştu.

"N-neler oluyor.."

Korku bedenimi kaplıyorken gelen titreme ile arkaya adımlamıştım ama elini havaya kaldırıp büyüye benzer gücüyle bedenimi dondurduğunda kımıldayamamıştım.

"Karnındakine ihtiyacım var Aneliya"

Korkuyla gözlerim hızlı hareketlerde buluyordu 'hayır' demeye çalışan çabalarımla ama niyeti belliyken durur muydu?

Yanıma adımladığı yerde, "Korkma, Black Swan gelecek." demiş, yanımda son bulan adımları ardına saçımı kulağımın arasına alarak, "Ama geç kalacak." diye cümlesini bitirmişti.

Göz yaşım bir damla halinde yanağıma süzülüyorken süzülüşünü izleyen gözleri ile, "Ah ne yazık, Black Swan olsa belki kıyamazdı ya da.." yarıda kalan lafını gözlerime çıkan gözleri ile tamamladı, "Duygu nedir bilmeyen bir yaratık ağlamandan zevk bile alabilirdi."

Gözlerimi kapatarak üzgün olduğumu dışa tam anlamı ile vurmaya çalışıyorken bir ses işittim.

"Beni özledin mi Black Swan'in karısı?"

Gözlerimi açarak gelen sese baktığımda White Swan yere yığılmış, arkasında beliren White Shadow kahkaha atmaya başlamıştı.

NE!

"Hazinenin üvey amcasını kuklam olarak kullanmış olabilirim, evet"

Üzerimdeki kımıldayamama büyüsü ağzımı çözecek şekilde azaldığında çemkirdim, "Seni lanet olası yaratık! Ne yaptın ona?"

"Sadece küçük bir travma. Biz buradan uzaklaşacağımızda o uyanacak."

"Ne adi bir yaratıksın!"

"Seni labaratuvarıma götürmeliyim Black Swan'in karısı. İznin olmazsa bu çok hoşuma gider."

"Canın cehenneme!"

İğrenç bir şekilde etrafa bıraktığı kahkahası ardına kalın bir ses tonu ile, "Ben zaten ordan geldim güzelim" demiş, yanıma yaklaştıktan sonra uzun tırnaklarını göz hizzamdan çeneme sürtmüştü.

"Güzel yüz"

"Çek ellerini yüzümden!"

Sırıtarak sivri dişleri ile kesintisiz göz odağı kuruyorken elinden yüzüme damlayan kan ile iğrenmiştim.

"Bu kanı durdurmama yardım etmeye ne dersin?"

"Umrumda değil derim"

"Çok yazık, eğer benden yana olsaydın seni kraliçe yapardım."

"Aklından nasıl hayaller geçiyor senin?"

Sırıtmaya devam eden ifadesi ile gözleri karnıma kayıyorken konuştu, "Bu bebeğin namı Black Swan'in soyu olmayacak" gözleri tekrar gözlerime çıktığında, "White Shadow'un soyu namını alacak" diye son buldurduğu cümlesi ardına elini karnıma dokundurduğunda öyle bir sancı kaplamıştı bebeğin olduğu bölgeyi, Black Swan'in rahatlatıcı dokunuşlarına ihtiyacım vardı.

blaČk shadÓwHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin