-
eel.kram: barıştınız mı siz
renee_harbin: kimle
Hyunjin'le?
hiç küsmedik ki bizeel.kram: nasıl ya
hani ayrılmıştınız sizrenee_harbin: biz
sevgili olmadan önce zaten
çok iyi arkadaşlardırrenee_harbin: ama ben sana neden
bunları açıklıyorum
sadece sana ne desem yerini bilirdin
Hyunjin'in arkadaşlarından birieel.kram: sesleniş şekline bak
gururum incindirenee_harbin: adını bilmiyorum
ayrıca onun arkadaşlarından biri olduğun
oldukça açıkeel.kram: tahmin bile edemezsin
hangisi olduğumurenee_harbin: benimle Ingilizce
konuştuğuna bakarsak
Felix?eel.kram: ben buna gülerim
LOLrenee_harbin: istediğini yap
eel.kram: istediğimi mi?
renee_harbin: ne yapacaksın
eel.kram: istediğimi?
renee_harbin: istediğin şey ne
eel.kram: görürsün
ya da
bakarsın ama görmezsinrenee_harbin: hiçbir şey anlamıyorum
iletildi (17:03)
▪
"Renee, oturmaya mı geldin? Kalk sen de benim kaykayımla takıl."
Hyunjin yine gangster gibi giyinmişti. Siyah bereyi sıcak havada nasıl takıyordu aklım almıyordu ve o kapüşonlu da beni şaşırtıyordu. Ama vakit akşamüzeri olduğu için biraz serindi. Beni yarım saat önce evden alırken, diğerleriyle birlikte kaymaya geleceğimizi söylemişti. Ve ben bankta bağdaş kurmuş karşımdaki kaykay alanında kayan 'diğerlerini' izliyordum.
Soluk soluğa kalmış Hyunjin'i reddedeceğimi biliyordum. Kolumu kaldıracak halim yoktu.
"Sen takıl işte. Ben sizi izliyorum. Ayrıca sen berbat kayıyorsun hala."
Kaşları havalandı. "Berbat ha? Berbat? Sen nasıl kaykayı çevirdiğimi görmedin herhalde?"
"Kaykayı mı çevirdin? Ona çevirmek mi diyorsun? O olsa olsa çe olur. "
"Bence senin gözlerin bozulmuş." Dedi gözlerini kısıp. "Sen görürsün şimdi, çe mi yoksa çevirmek mi."
Böylece onu hırslandırıp sahaya gönderdim. Havalı bir şekilde ellerini ceplerine sokup bana bakarak kaymaya başladığında çok yavaştı. Sonra ellerini cebinden çıkarıp dengede olmak için kullanırken kasise geldiğinde diğer ayağını yere sürtüp hız kazandı ve kasise geldiginde kaykayı havada çevirip tekrar dengede kalarak kaymaya devam etti.
"Bunu gördün mü?!" Bana sahanın diğer tarafından seslenirken komik görünüyordu.
Ona gülerek baş parmağımı olumlu anlamda kaldırarak gösterdim. O da yakalarını silkerek kaymaya devam etti.
"Sen niye kaymıyorsun?"
Refleks olarak kafamı kaldırıp gelene baktım. O tanıdık yüze raslayınca adını hatırlamaya çalışıyordum.
"Ben sevmiyorum."
"Ben seviyorum." Dedi, elindeki siyah üzerine kırmızı baskıların olduğu kaykayı göstererek. "Hyunjin, beni de çağırmıştı."
Kafamı olumlu bir şekilde salladım. "Tabii, sen de git." Diye mırıldandım ve çocukları işaret edip, "Oradalar." Dedim.
Kafasını olumlu bir şekilde sallayıp kaykayı yere bıraktı ve binip stabil bir hızda ilerlemeye başladı. Kot şortumun cebindeki telefonu çıkarıp Hyunjin bana kay diye tutturmadan önce gelen mesaja baktım.
eel.kram: anlamanı değil
görmeni istiyorum sadece(17:12)