🌇
"Aslında istediğim bir şeydi ama inanasım gelmiyor işte..." Mina neredeyse kulaklarında olan dudakları ve parlayan gözlerimi kocaman yaparak bizi izliyordu.
"Ben inanmak istemiyorum ama işte." Hyunjin homurdanarak geriye yaslandı ve ellerinin arasındaki kahve bardağını dudaklarına bastırdı. Mina ona gözlerini kısarak bakarak bir şeyler söyledi ana Mark koluma dokunup kendisine dönmemi sağladığı için onları dinleyemedim.
"Sen de sıkılmadın mı..." Diye mırıldandı kulağıma doğru eğilip. Refleks olarak geri çekilip yüzüne bakınca kaşlarını çattı. "Ne?" Diye sordu hızla.
"Bir anda yapma tikim var."
Dudaklarını birbirine bastırıp güldü ve geri doğru çekilip bana uzaktan baktı. "Sen de sıkılmadın mı?"
"Kim sıkılmış ya?" Hyunjin'in sorusuna karşılık Mark gülerek karşılık verdi.
Ona dönüp, "Renee sıkılmış da onu eğlendirmeye çalışıyordum." Dedi yapmacık bir şekilde gülerek.
Neredeyse gözlerimi devirecekken Hyunjin gözlerini kısıp dudak büktü ve gözlerini devirdi Mark'a.
"Sorun olmazsa biz gideceğiz..."
"Tabii ki, siz eğlenmenize bakın. Görüşürüz." Mina Mark'ı böyle yanıtladığında gözlerimi irice açıp baktım ikisine. Ama tepkiyi Hyunjin vermişti.
"Beni bununla yalnız bırakmayacaksınız değil mi?" bana baktı. "Renee bir şey de. Beni bırakmayacaksın değil mi? Bırakamazsın. Gitme dur..."
Bu haline gülerken Mark ayaklandı ve ben de yerimden kalkmak durumunda kalıp, "Yarın konuşuruz o zaman. Siz de eğlenmenize bakın." Dediğimde Mina hınzırca gülerken Hyunjin isyan eder gibi bakıyordu bana.
Ama telefonumu pantolonumun cebime atıp Mark'ı takip ettiğimde birkaç saniye içerisinde kafeden çıkmıştık.
"Hadi yürüyelim biraz." Diye mırıldandı kaldırımdan ilerlemeye başlayıp.
"Beni kaçırabilecek bir yerin yok mu bu kez?"
Burnundan sert bir nefes verip güler gibi ses çıkardı. Kafasını eğmiş yere bakıyordu yürürken ben de ona yakın yürüyordum kafamı çevirip yüzüne bakarken.
"Güneş batımını izleyebileceğimiz güzel bir yer biliyorum."
"Varmış." Dedim gülerek. Ona bu da güldü ve güneşin kızıl rengine boyanmış sokaklarda yürümeye başladık.
"Mutlu musun Renee?"
Kaşlarım çatıldı. "Sanırım. Şu an öyleyim. Ama bu hep değişir. Herkeste öyledir değil mi?"
Kafasını olumlu bir şekilde sallayarak, "Evet haklısın. Yani mutlu olmak anlık bir şey. Bunu diyorsun. Herkeste böyledir."
"Ne öğrenmek istiyorsun?" Diye sordum merakla. Ellerini cebine sokup kafasını kaldırdı ve bana omzunun üzerinden kısa bir bakış atıp gözlerini kısarak çevreye göz gezdirdi. Dudakları her an gülecekmiş gibi kıvrılmıştı.
Omuz silkti sadece, ben ondan cevap beklerken.
Çocuk gibi omuz silkti. Üzerindeki kareli gömleğin içindeki beyaz tişört ona nasıl bu kadar yakışabilirdi? Boynundaki beni bana göz kırpıyor gibiydi.Sonra geldiğimiz yere baktım.
Nehrin yüzeyine yansıyan kızıl ışınlar gözlerimi kamaştırdı.
"Hani morfini düşünmemek için uyumanı sağlasın diye kullanmıştın ya,"
Gözlerimi yüzüne çevirdim. "Evet, neden?"
"Düşüncelerini değiştirmene ben yardımcı olabilirdim."
"Morfini mi kıskandın?"
Hızla bana döndü. "Hayır." Dedi gülerek. Duraksadı sonra, "Kıyaslayınca hangimiz...?"
"Beni morfinden daha çok hissizleştirdin." Dedim. "Eğer merak ediyorsan kendini sakın küçümseme. Ben bile seni kendime henüz açıklayamıyorum, sana açıklamamı bekleme. Sadece yapmak isteğin gibi yanımda olmaya devam et."
Sessizleşip yüzümü izlemeye başladı. Gülmeden durması tuhaf hissettiriyordu.
"Hayatı mahvolan insanların neye tutunduklarını merak ediyorum." Diye mırıldandı o melodik sesiyle. Mırıltı tonunda, yorgun argındı her zamanki gibi. Durup dinlerdim kesmeseydi eğer sözlerini.
Hafifçe güldüm. "Sana kopya verebilirim."
Bana baktı. "Hadi ver." Derken, beni gülümseten bir ciddiyete bürünmüştü.
"Hayatı mahvolan insanlar aslında yapmadıkları şeyler yapmaya başlayarak hayata tutunuyorlar. Korkunç şeyler gibi, ya da gerçekten doğru şeyler yaparak. Tuhaf... Ama gerçek. Çünkü artık o kadar bitmiş hissederler ki, hiçbir şey onları daha da bitiremediğinden korkuları da kalmaz."
"Senin yaptığın gibi mi?" Diye sordu durgunlaşarak.
Kafamı salladım. "Benim yaptığım gibi." Dedim net bir tonda.
Beni izledi. Benim gibi.
O hep güzeldi. Acılarını saklayıp, sadece gülüşlerini gösterse bile en güzeliydi.🌇🌅
Böyle kısa bölümlü, çok detayı olmayan ve can sıkıntımı geçiren bir ficti. Umarım beğenmişsinizdir, buraya kadar okuduysanız teşekkür ederimmm ily ily ily💖💖💖💖💖💖
Diğer hikayelerimde görüşmek üzere!💝