Lan oruç yüzünden BL dizisi falan izleyemiyom aslında bunu da yazmamam lazım orucum falan bozulabilir yani bilemiyorum ama yazıcam yine de.
🍎
O gün bütün gün parkta oturmuştum. Sanki oraya çivilenmiş gibi hiç kalkmıyordum. İçimde kötü bir his vardı. O an her şeyin bir rüya olmasını diledim. Gözlerimi kısa süreliğine kapadım içimden ondan geriye saydım. Belki bir mucize olurda gözümü açtığımda sabah kendimi yatakta bulurum diye dua ettim.
10, 9, 8, 7... 3, 2, 1...
Yavaşça göz kapaklarımı araladım. İşe yarayacağını düşünmüştüm. Yaşadıklarımın bir rüya olmasını dilemiştim, bir rüyanın içine düşmeyi değil. Evet, evet bir rüyanın içine düşmüştüm şu an da. Yani.. galiba?
Böyle düşünmemin sebebi karşımda duran San'dı. Ayakta öylece bana bakıyordu. Elleri cebindeydi ve çatık kaşlarıyla sinirli gözüküyordu.
Gördüklerime inanamayarak gözlerimi ovuşturdum. Hızlıca salıncaktan kalkarak konuşmaya başladım.
"Sen nerden buldun beni?"
'Benimle dalga mı geçiyorsun?' Der gibi gülümsedi. Kafasını yukarı kaldırarak gökyüzünü inceledi ve bana tekrar döndü.
"Bende aynı soruyu sana soracaktım."
"Ne?"
"Ben telefonla konuştuktan sonra okuldan kaçtın ve ne tesadüf benim arkadaşımla buluşmam gereken yere geldin. Bunu bana nasıl açıklayacaksın?"
Nasıl yani? O kızla buluşacağı yere mi gelmişim? Ahh cidden başka bir yer bulamadım mı? Of San off senden asla kaçamıyorum.
Nedenini bilmediğim bir şekilde utanmıştım. Kafamı eğip ayaklarımla yerdeki taşları hafifçe tekmeledim.
"B-ben bilmiyorum yani-"
"Unut gitsin. Zamanım yok sonra bu konuyu konuşuruz."
Kafamı kaldırıp ona baktım. Parmak ucuna çıkmış uzaktan birilerini bekliyor gibiydi.
"Sevgilin mi?"
Aniden ağzımdan bu cümleyi kaçırmıştım. Dilimi eşek arısı soksaydı da söylemeseydim.
"Ha?"
"B-ben öyle demek isteme-"
"Selaaam."
Lafımı bitiremeden yanımıza bir kız geldi. Bu Jojo olmalıydı.
"Ahh selam."
San ve Jojo denilen kız birbirlerine sarıldılar. Sarıldılar hani.. benim önümde.. birbirlerine sarıldılar. Tanrım, ne suç işlemiş olabilirim?
"Merhaba ben Jojo."
Bana doğru uzattığı elini sıkarak selamladım.
"Ben de Wooyoung. Tanıştığıma memnun oldum."
Kızın gülümseyişi çok içtendi. Zarif bir vücudu vardı. San işini iyi biliyor gerçekten.
"San, neden bana 3 kişi olacağımızı söylemedin?"
San tereddütle bana baktı. Sahte bir gülümsemeyle -sahte olduğu çok belliydi.- :
"Arkadaşım bizimle gelmek istedi onu kıramadım."
Söylediği yalana kaşlarımı çattım. Öyle bir şey olmamıştı. Ben gelmek falan istemiyorum ayrıca.
"O zaman elinizi çabuk tutun seansa yetişemeyeceğiz."
Ne seansı ya? Yoksa ben olmasam bu ikisi sinemaya mı gidecekti? Zaten ben daha yeni sinemaya gitmiştim Yeosang'la. Tekrar gitmek istemiyordum. Kendimi ikisi arasında kalmış gibi hissettim. Jojo biraz ilerideki arabaya doğru ilerledi. Sürücü koltuğunun kapısını açıp bize gelmemiz için işaret etti.
Harika! Bir bu eksikti! Sevdiğim çocuğun sevgilisiyle romantik bir sinema keyfi.. daha ne isteyebilirim ki (!)
****
Film başlamak üzereydi. Hepimiz koltuklarımıza oturmuştuk. San, ortada oturuyordu. İkisi patlamış mısır yiyordu ama ben almamıştım. Diyetteyim sonuçta.
Buraya geliş amacımızın aslında Jojo'nun ödevine yardım etmek olduğunu öğrendiğimden beri içimde bir huzur vardı. Kendimi evli çiftlerin arasında kalmış 3. Kişi olarak düşünmüyordum en azından.
Film başlayalı yaklaşık 10 dakika olmuştu ama benim şimdiden tuvaletim gelmişti. Yanımdaki San'a dönüp:
"Ben tuvalete gidiyorum."
Dedim. San ise sadece kafasıyla onayladı. Ne yapmasını bekliyordum yani? Benimle tuvalete gelip rüyamda yarım kalan işi bitirmesini falan mı? Saçmalık!
Yerimden kalkıp tuvalete gittim.
Kabinde işim bittiğinde elimi yıkamak için çıkmıştım. Burda kimse yoktu. Herkes film izliyor olmalıydı.
Ellerimi yıkarken aynada bir adamın yüzünü gördüm. Bana bakıyordu. Daha doğrusu vücuduma bakıyordu. Ellerimi yıkamayı bitirdiğimde kurulamak için hava makinesine yöneldiğimde bedenime çarpan mermerle birlikte inledim.
Arkamdaki adam beni lavaboya doğru ittirmişti. Sırtım mermere çarptığından dolayı bayağı bir acımıştı. Adam kollarını belime dolamış kafasını ise boynuma gömmüştü. Neler olduğunu kavrayamamıştım. Her şey çok hızlı gerçekleşiyordu. Ellerimle onu ittirmeye ve kurtulmaya çalışsamda başaramıyordum. Ben hareket ettikçe o kendini daha çok bana bastırıyordu. Vücuduma değen penisin şiştiğini hissedebiliyordum ve bu dünyanın en rahatsız edici hissiydi. Elleri belimden daha aşağıya inmişti. Kalçamı kavradığı zaman çığlığı bastım. Sanki tacize uğradığımı yeni anlıyor gibiydim. Birilerinin duyması umuduyla daha çok bağırmaya başladım. Adam bir elini benim ağzıma götürüp bağırmamı engellemişti. Gözlerimden yavaş yavaş damlalar süzülmeye başladı o an.
Tam o anda üzerimdeki yük birden yok oluverdi. Gözlerimi araladığımda karşımda San'ı beklemiyordum. Adam yere yığılmış acı içinde kıvranıyordu. San ise onu tekmelemeye devam ediyordu.
Kendimde değildim. Olayın şokunu atlatamamıştım. Yüreğimde bir acı vardı. Sanki birileri kalbimi parçalıyormuş gibi hissediyordum. Ne yapacağımı bilemeyip tuvaletten hızlıca çıktım. Orada bulunan bir banka oturdum. Nefes alamıyordum. Birden sıcak basmıştı. Hem terliyor hem de üşüyordum. Gömleğimin birkaç düğmesini açıp daha iyi nefes almak için çabaladım ama olmadı. Başım dönüyor, gözlerimi açamıyordum.
O an yankılanan bir ses duydum. Birisi ismimi söylüyordu. Bir an için deprem oluyor sandım. Gördüklerim gitgide bulanıklaşıyordu. Ve belki de son gördüğüm şey Jojo'nun gözleriydi.
🍎
Selamün aleyküm mü'min kardeşlerim. Umarım orucunuz güzel geçiyordur(yani müslüman olan varsa onlar için diyorum). Beni sorarsanız çok kolay tutuyorum nedense hiç susamıyorum azcık acıkıyorum sadece :)
Neyse bu bölüm biraz kısa oldu kb ama başka bir yerde bitirebileceğimi düşünemedim nedense.
Neyse bölümü bir wooyoung'la bitirelim.
Sizi seviyorum :*
-thepinkwine
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunrise : woosan ✔
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Sen yeni bir gündoğumunu bekleyebilirsin. Benim buna gücüm kalmadı." Yaşadıkları kader yüzünden ailelerini suçlayamazlardı. Aşıklardı. Sonları en başından beri belliydi. Ama birbirlerini yine de seviyorlardı işte. (𝐖𝐨𝐨𝐲𝐨𝐮𝐧𝐠 𝐗...