Sevkiyat

989 73 14
                                    

Kadının gelen telefonla canı sıkılmıştı . Biliyordu o adam arıyorsa iyi birşey için aramazdı . Sonuçta Azer bu adama şef diyordu , bu pis işlerin başında muhakkak bu adam vardı. 

Ne olduğunu neler döndüğünü öğrenmeliydi . Bütün keyfi kaçtı karacanın , İleride sıkkın bir yüz ifadesiyle konuşmasını bitiren adama baktı.

Belki bu sefer ipini çekecekti sevdiği adamın , belki işin sonuna gelmişti . Bilmiyordu.  Bildiği birşey varsa bu adamı iyisiyle kötüsüyle seviyordu .
Ama sevginin herşeye yetmediğini de çok iyi biliyordu . O tercihini aşk hikâyesi yazılmadan yapmıştı zaten .

Kendisine doğru gelen adamla düşüncelerini kenarıya bıraktı . Yüzüne zoraki bir tebessüm yerleştirdi.

Azer sevdiği kadının yanına ulaşınca kadını göğsüne çekip sıkıca sarıldı . Derin derin soluyup sakinleştiren kokusunu içine çekti . İşte şimdi sıkıntıları az da olsa hafiflemişti .

Kadınından ayrılıp ellerini birleştirdi . Birlikte arabaya doğru ilerlediler.
Karaca adamın her yönlendirmesine itaat ediyordu zaten .

Yol boyunca sessiz ve sakin geçti . Kadında adamda kendi düşünlerine dalmışlardı . Karaca günün burada noktalandığını düşünüyordu . Ama azerin kadının varlığına bir süre daha ihtiyacı vardı .

Arabayı sahil kenarına park edip indi kadının kapısını açıp elini sımsıkı tutup arabadan inmesine yardımcı oldu. Birlikte el ele sahil boyu yürüdüler .

Anlaşmış gibi aralarında sessizlik hakimdi . Azer karacayı az ileride ki küçük çay evine götürdü . Geldikleri bu küçük şirin derme çatma yer kadının yüzünde sıcak bir tebessüme sebeb oldu .

Küçük tahta masalar etrafına dizilmiş minik tahta tabureler eşsiz deniz manzarası burası çok güzeldi. Azerle denize sıfır olan küçük tahta taburelere karşılıklı oturdular .

" Çay , çay içer misin güzelim ?"

" Olur içerim ."

" Kaç şeker ?"

" Tek "

Çay almaya giden adam görüş alanındaydı . Sevdiği adamı izliyordu o yüzden . Karşısındaki altmışlı yaşlardaki amcayla erkeksi bir şekilde tokalaşmasını , kafasını hafif eğerek onaylamasını izliyordu.

Adamı tanıyordu bu anlaşıla biliyordu. Ama azer kurtuluş aynıydı yine fazla konuşmuyordu . Sonunda iki bardaktan birine tek şeker attı. bardakları alıp ona doğru gelmeye başladı.

Demek çayıda şekersiz içiyordu .Azer Çayı uzatıp taburesini karacanın yanına çekip oturdu . Şimdi denize karşı yan yanalardı.  Karaca çayındaki tek şekeri karıştırıp iki avucunun arasına sıkıştırdı bardağı.

" Buraya sık gelir misin ?"

Azer çayından bir yudum alıp kadının sorusunu cevapladı.

" Hayır arada kafa dinlemeye nefes almaya gelirim ."

" Çok güzelmiş burası , huzur kokuyor."

" Öyledir ."

Yeni bir sessizlik hakim oldu ortama , çaylarını içip bitirdiler . Karaca elinde ki boş bardağı masaya bırakıp adamın omzuna başını yasladı. Azer kendine sığınan kadını hemen sinesine çekti.

Karaca derin bir nefes aldı , Denizin kokusuna karışan adamın eşsiz kokusuyla mest oldu . Bu kokudan belki kısa süre sonra mahrum kalacaktı . Bunu düşününce adama daha çok yaklaştı .

Yüreğim Seni Çok SevdiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin