3.Bölüm "Nefretle Gelen Pişmanlık"

330 125 53
                                    


Multimedya: Zeze

O kırık camdan içeriyi izlerken sandalyeye bağlanmış çocuğun gözlerine baktığımda gözlerinin içi adeta alevler içinde yanıyor gibiydi. Ama en çokta gözlerindeki tiksinti ve nefret eşliğinde karşısındaki adamlara baktığını fark ettim. Sanki her an patlayacak gibi orada duruyor ve onları izliyordu.

Bir tane adam aniden onun koluna derin bir bıçak darbesi atınca çocuğun sol gözünden bir damla yaşın yanağından süzüldüğünü gördüğümde kalbim çarpıntı yapmıştı ve neden böyle olduğunu anlamadan kalbimin ağrısını geçirmek için hafifçe masaj yapmama rağmen geçmiyordu.

O sırada çocuk, göz kapaklarını sıkıca kapatmış bir halde duruyor,sessiz bir şekilde dudaklarını kıpırtadıyordu.

Sanki o gözyaşı kolunun acısından dolayı değilde derinden gelen bir pişmanlığın eseri gibiydi...

Ardından kızarmış gözlerini bir anda açtığını gördüğümde adamın yüzüne tükürmüştü. Adam,çocuk tükürdüğün de zoraki bir kahkahayla yüzündeki tükürüğü koluyla sildikten sonra bir anda ciddileşip adamın çenesini sertçe tuttu ve konuşmaya devam etti.

"Bana bak,gözlerimin içine bak piç kurusu!"

Ardından ceketini yukarı çekip kolunu gösterdiğinde kolunda derin ve çizgiler halinde yaralar görmüştüm.

"Bu yarayı görüyor musun? buraya iyi bak ki o boktan gücünün bende ne iz bıraktığını gör. Seni ve senin gibilerin soylarını bitireceğim."

Bu cümleyi sanki daha öncede bana söylendiğini anımsıyor gibiydim, sanki bunları banada söylemişler gibi hissetmiştim nedense o an.

Belki adamın yüzüne daha iyi odaklanabilirsem bir yerden çıkarabilirim diye bakacağım sırada aniden bir baş ağrısı girdi ve hareket edememeye başladım.

Dahada şiddetlenince çığlık atmamak için ağzımı birbirine kenetledim fakat dayanamıyordum dahada artıyordu.
Daha ve  daha...

"Ahhh! , Hayır hayır olmaz şimdi duyacaklar olmaz nolur! "

Yürümeyi denedim fakat önümü hayal meyal görüyordum ve başımda dönmeye başlayınca yere kapaklandım. Fakat hâlâ içeride ki sesler devam ediyordu. Bu sefer tahminimce sandalyede ki çocuk konuşuyordu. Daha iyi kavrayabilmek için zar zor doğrulup pencereden izlemeye koyuldum.

"O izi ben yapmadım diyorum sana!"

"Yaptın ,hemde daha küçük bir canavar iken yaptın bunu."

Sonra bir tane adamı yanına çağırıp kulağına bir şeyler fısıldadı.

Adam elinde içi sıvıyla dolu,büyük boyutta bir iğneyle geldi ardından o adama uzattı.

Adam çocuğa doğru yaklaştıkça çocuk dahada çıldırıyor ve var gücüyle ipleri koparmaya çalışıyordu.

"Bu serum seni güzelce bir uyutacak. " dedi adam yarım ağız gülerek.

Tam iğneyi çocuğa saplayacağı vakit fark etmeden altımdaki kırık camlardan birini ezince , herkes bu tarafa doğru bakar bakmaz kafamı aşağı eğdim.

"Allah kahretsin ! Allah kahretsin ! Naptım ben !?"

"O ses neydi ?"

"Bilmiyoruz efendim. "

"Bilmiyoruz diyeceğine gidip baksan ya!"

Bunları duyduğumda kalbim yerinden çıkacak derecede küt küt atıyor ,alnımdan terler boşalıyordu.

Mazisi Olmayan Çocuk (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin