Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DÜŞMANIN ÇAVUŞUNU ÖPTÜM
Yüzbinlerin arasında süzülen kılıçlar baş kesip,kan akıtıyordu. Nasıl oldu bilmiyorum ama düşman hattına geçmiştim ve kimse bana vurmuyordu. Mağlub oluyorduk ve ordumuz geri çekiliyordu. Bense kalmıştım düşmanın arasında, şükür farkeden olmuyordu. Geri çekildim düşmanla birlikte düşman kampına kimse bana sen kimsin diye sormuyordu....
Düşmanla yedim içtim günlerce ama konuşmadım kimseyle. İkisi erkek birisi kadın üç çavuş geldi dizdi bizi bir hizaya, Erkekler anlamadı,kadınlar titiz olur yalvarsamda sallamadı,attı beni işkence odasına. Günlerce işkence gördüm vallaha bu beden tınlamadı. O çavuş geldi sardı yaralarımı,dilimizden anlıyormuş cilve yaptı,naz yaptı. Anlaştık onunla satacaktım halkımı,anlattım ona tüm planları. Gitti anlattı komutanına, sonra teşekkür için geldi yanıma. Terfi almış hatun dudakları kaşlarına değecek mutluluktan. Uzandı yanıma öptü beni yanaktan. Gecenin ikisini bekledim, sapladım hançeri karnına, Savaşta her yol mübahtır dedim,öptüm yanaktan bir defa. Kaçtım döndüm orduma, Yakaladılar attılar beni karanlık bir odaya. Düşman böyle eziyet etmedi vallaha. Günlerce orada kaldım ne arayan oldu ne de soran, Kurtuldum o karanlık odadan,herkes ölmüştü, ölülerle doluydu meydan. Düşman hattında gezinirken bir ses duydum. Sanki tek bildiği aman. Vardım yanına bizim çavuştu bu,gülümsedi bir tokat vurdu. Girdim koltuk altına yürüdük uzaklara. Bir sahil kenarına vardık, Ben öptüm onu o vurdu bana,kulağına tekrar fısıldadım "savaşı biz kazandık."